Kıbrıs sorunu 1963’ten beri devam ediyor…
Dünya bu sorunu dinlemekten usandı ama Kıbrıslılar hala ‘eski kafayla’ direniyor…
Savaşlar, kayıplar ve devam eden tehlike iki toplumun siyasi liderliğini pek etkilemiyor…
Rum liderliğinin ana derdi; kuzeydeki mülkleri yeniden ele geçirmek ve tüm ada üzerinde egemen olmak…
Kıbrıslı Türklerle herhangi bir konuda paylaşıma yanaşmıyor…
Mülklere geri dönmeyi arzulamakla birlikte, Kıbrıslı Türklere ‘ortak yaşam’ ve ‘birlikte paylaşım’ konusunda güvence veremiyor…
Bugünkü durumda bile herhangi bir Rum işletmesinde Kıbrıslı Türklere ‘üst düzey’ görev verilmiyor…
İngiltere’nin veya ABD’nin en iyi okulundan en iyi derecede mezun olsanız dahi, güneydeki işletmelerde üst düzey görevi alamazsınız…
Peki neden böyle?..
Bizzat kendileri söylüyor ve bu durumu şöyle izah ediyor:
“Kıbrıslı Türklere verilebilecek işler temizlik, garsonluk, mutfak, yapıcılıktır. Bunun üzerindeki görevleri verenler faşistler tarafından tehdit ediliyor…”
Kimse bunu tartışmıyor
Bu yazdıklarımız teyit edilmiş, gerçek bilgilerdir…
Bunu KKTC’nin birçok siyasetçisi de biliyor…
Ama hiç kimse Rum siyasileriyle böylesi bir tartışmaya girmiyor…
Özellikle faşist Elam’ın oylarındaki artış ve Kıbrıslı Türkleri rahatsız eden söylemler gündeme getirilmiyor…
Kuzeyde, Elam benzeri faşist, ırkçı bir siyasi oluşum yoktur…
En milliyetçisi dahi, Türkiye’nin ‘işaret vermesi halinde’ herhangi bir çözüm şekline destek vermeye hazırdır…
Önemli olan bu aşamada ‘kabul edilemeyecek’ önerilerle masadan uzaklaşmak değil, bir an önce müzakere sürecini başlatmaktır…
Ama bundan önce yapılması gereken yeni sınır kapılarını devreye koymaktır…
Özellikle arabalı geçişlerde Metehan’ın yetersiz kaldığını herkes görüyor…
Karşılıklı geçişleri artırmak suretiyle, iki toplum arasındaki ilişkileri geliştirmek siyasilerin ana görevi olmalıdır…
Ne kadar çok temas, o kadar güven demektir…
Ayrıca ekonomik açıdan da buna ihtiyaç vardır…
Ülkenin kalkınması ve halkın refahı için yeni adımların atılması şarttır…
Türk tarafının önerdiği Haspolat kapısının yanı sıra Lefkoşa’daki Mağusa kapısı araçlı geçişler için uygun yerlerdir…
Kıbrıslı liderler bunu yapamıyorsa; 20 Temmuz’da adaya gelecek olan Anavatanların liderleri yapmalıdır…
Kısır Döngü yüce meclisimiz ile KKTC Bizlere ortak yaşam ve Birlikte paylaşım güvencesi verebiliyor mu acaba ? Eğitimin yerle bir olduğu Sahte Diplomaların dağıtıldığı KKTC mezunu Gençlerimiz KKTCden başka Hangi Ülkede Üst düzey Görev alabilir ki ? Dünyanın onayı ile Güneyle açılan yetersiz Geçiş kapıları için Yeni Kapıların açılmasına engel KKTCyi ayrılıkçı yönetenler değil de kimdir acaba AB ‘ BM veya yeni Kapıların açılmasına hazırım diyen Rumlar mı Hayır diyor! Bugün Kıbrıs’ta Görüşmelere Başlayıp masaya oturmak için Zemin Yok diyen ve Görüşme Uzlaşma ile çözüm yerine ‘ olmayacak Egemen ayrı Devlet arkasında koşturan Yöneticilerimiz değil de kimdir acaba ?
Bugüne kadar harcadığımız Zaman ve Kaynak neticesi tanınması Dünyaca yasaklanan KKTCyi kim Tanıtabildi ki ! Yöneticilerimizin Egemen ayrı devletimiz diye diye kandırılan Kıbrıslı Türkler neden gerçekleri konuşamıyor acaba ? Sayın Reşat Akar’ın programlarında yıllardır KKTCnin tanınması imkan dışıdır yöneticilerimiz Boşuna Kürek çekiyor uyarıları gerçek değilmidir yani !
Realite olarak yağma düzeni ile kurduğumuz KKTCde bunca yıl Ülkemizde Hukuk dışı yapılanlar ile yağmalayıp Sattığımız Rum Mülkleri için Hangi yöneticimiz veya Siyasetçimiz Dünyaya Hesap verebilmek istesin ki ?
Tabii ki Birleşmeye yonelik yeni Kapıların açılmasını istemeyiz ! Tabii ki Zemin yok deyip Görüşmelere katılmak istemeyiz ! Tabii ki TMK çalıştırmak istemeyiz ! Tabii ki Uluslararası Hukukun KKTCye girmesini istemeyiz ve KKTCde ne BM ne AB kimseyi de istemeyiz !
KKTC düzeni ile yaşamak hakkımız değilmidir yani ! Kim Bize gelip de KKTC gibi bir Ülkede Yapmayın Etmeyin diyebilir ki !!!
FOR ever TRNC