banner564

Şimdi kenetlenme zamanı

  Kuzey Kıbrıs’ın ekonomisinde ilk sırayı turizm alır...
  İkinci sırada, bir zamanların ‘altın yumurtlayan tavuğu’, yani narenciyesi vardır...
  Ne var ki; hükümetlerin yanlış politikaları sonucunda narenciye üretimi 240 bin tonlardan, 90 bin ton civarına geriledi...
  Zamanında ödenmeyen, teslim ettiği ürünün parasını aylar sonra alabilen üreticinin eskisi gibi heyecanı kalmadı...
  Morallerin bozuk olduğu bir dönemde karşılarına bir de Rus krizi çıktı...
  Türkiye ile Rusya arasındaki krizin, KKTC’deki narenciye üreticilerini etkilemediğini düşünmeyelim...
  KKTC’nin narenciyesini satın alan Türk firmaları, Rusya’ya yönelik ihracatın durması nedeniyle bu yıl adaya temsilci dahi göndermedi...
  Böylece narenciye üretici kaderiyle başbaşa kaldı...
  Yaşanan bu krizin uzun süre devam etmesi halinde, narenciye üretiminin daha da gerilemesi kaçınılmazdır...
  Hükümetin bu konuda ne tür çareler üreteceğini merakla bekliyoruz...
  Rus krizi, Türkiye’deki turizmcilere de ağır darbe vurdu...
  Antalya, Bodrum ve Marmaris’teki oteller bu yıl ciddi sıkıntılar yaşayacak...
  Peki Kıbrıs?..
  Kıbrıs’ın en önemli müşterisi Türklerdir...
  Türkiye’deki ekonomik durum bozuldukça, Kuzey Kıbrıs turizminin de olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmazdır...
  İşte bu gerçekler ışığında Turizm Bakanlığı’nın yeni çareler üretmesi, hükümetin de üretilecek projelere destek vermesi şarttır...
  “Ne yapalım biz ek mesaileri bile ödeyemedik” diyerek, turizmin önünü kesmek veya turizmcilerin faaliyetlerini zorlaştıracak önlemler almanın, ülke genelinde çok ciddi sıkıntılar yaratacağını ‘altını çizerek’ anımsatmakta fayda vardır...

Bir de terör belası var
  Kıbrıslı Türklerin tek güvencesi, tek destekçisi Türkiye’dir...
  Ekonomik açıdan olduğu kadar, siyasi ve askeri açıdan Türkiye’nin desteğine her zaman ihtiyaç vardır...
  Türkiye hapşurduğu zaman, burada zatürre olduğumuz gerçeğini bazı kişiler inkar edebilir...
  Ama halkımızın ezici bir çoğunluğu bunun farkındadır...
  Üzülerek görüyoruz ki; anada ciddi sıkıntılar vardır...
  Rus krizi yetmezmiş gibi, İstanbul’un en turistik bölgesi Sultanahmet’te terör amaçlı bombalı saldırının yabancılar üzerinde yaratacağı olumsuzlukları herkes düşünmelidir...
  Bir yandan Suriye krizi ve Türkiye’ye sığınan 2 milyonu aşkın kişinin ihtiyaçları, onların yaratmakta olduğu sosyal ve ekonomik sorunlar...
  Diğer yandan 4,4 milyon turist gönderen Rus pazarının kaybı...
  Binlerce kişinin işsiz kalması, gelir kaybına uğraması demektir...
  Böylesi bir dönemde, Kıbrıs müzakerelerinin ne kadar sağlıklı yürütülebileceğini iyice düşünelim...
  İkincisi; böylesi bir kriz döneminde ana ile yavrunun arasını açmaya yönelik el-kol hareketlerinin artarak devam edeceğini bir yerlere not edelim...
  Ama, bir köşeye çekilip “Bakalım sonumuz ne olacak?” diyerek, kaderciliğe teslim olmayalım...
  Her türlü krizin ilacı kenetlenmek ve güçlenmektir...
  Bunu başarırsak, krizlerden güçlenerek çıkabiliriz...
YORUM EKLE

banner608

banner473