Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmezidir...
Olmazsa olmazıdır...
Bunu tartışma konusu yapamayız...
Ancak; KKTC gibi küçücük bir yerde 10 tane parti çok fazladır...
Kesinlikle bu kadar partiye ihtiyaç yoktur...
Herhangi bir kaynağı bulunmayan, memur maaşlarını ödemekte dahi zorlanan bir devletçikte siyasi partilerden “Meclis’e girenlere” devlet yardımı yapmak doğru değildir...
Hala sebze ve meyvesini asbestli borulardan akan sularla yıkayan, yemeğini bu sularla pişiren insanların olduğu bir ülkede siyasi partilere yılda 15 milyon lira dağıtılması ‘demokrasinin gereği’ olarak takdim edilemez...
Edilse de ‘böylesi şartlarda’ inandırıcı olamaz...
Siyasi partilerin yayın organlarına devlet kurumlarından kaynak aktarmak demokratik ülkelerde suçtur...
Hatta seçim dönemlerinde siyasi partilerin yemeli, içmeli toplantılar düzenlemesi de suçtur...
Bunun tersini iddia edenler varsa İngiltere’de araştırma yapsınlar...
KKTC gibi küçücük bir yerde siyasi partilerin 10 metre ara ile hem genel merkez, hem de ilçe binası çalıştırması anormal bir durumdur...
Ülke gerçeklerine ters düşen, diğer partileri kıskanarak yapılan yanlışlardandır...
Ankara’da değil, Lefkoşa’da yaşadığımızı unutmamalıyız...
Yağmacılık yapılamaz
Siyasi partilerin, Vakıflar’a ait binaları uzun yıllar çok düşük kira ücreti ile kullanmaları da kabul edilebilir bir durum değildir...
Aynı cadde üzerinde benzeri bir özel binanın kirası ayda 2 ile 4 bin Sterlin ise ve siz bunu Vakıflar’dan ‘iktidar baskısı ile’ ayda 100 ile 400 Sterline kiralıyorsanız; yazıktır, günahtır...
Yatırımcılar için anormal kira bedelleri talep edildiği halde, bunu kabul edenlere ecel teri döktüren bir siyasi zihniyetin, diğer yandan bu tür menfaat ilişkisine girmeleri dikkat çekicidir...
Bazı özel işletmecilere yönelik kiralama işlemlerinde Sayıştay’dan rapor isteyen bu partiler, diğer yandan kendi kullanımlarında olan binalar için aynı uygulamayı yapıyorlar mı?..
Biliyoruz ki yapmıyorlar...
Şimdi toparlayalım...
Bu ülkede bir şeylerin düzelmesini istiyorsak, öncelikle siyasi partilerden ve devlet kurumlarından başlamalıyız...
Bu ülkede siyasi partilerde, medyada, birlik-dernek ve cemiyetlerde, sendikalarda, belediyelerde, spor kulüplerinde ‘birleşme, yeniden yapılanma ve toparlanma’ kaçınılmazdır...
Daha fazla ertelemeye tahammül yoktur...
Her şeye ama her şeye sil baştan başlanmalıdır...
Demokrasiyi koruyarak; toparlanmayı ve kendimize gelmeyi becerebilmeliyiz...
Dünyada Sil Baştan yapabilen Kıbrıslı Türkler kadar başarılı bir Toplum yoktur kurduğumuz KTFD tini sil baştan KKTC yaptık yönetmeyi becermediğimiz KKTC yi seçimlerle her altı ayda bir sil baştan hükümet değiştirdik, Yıllardır müzakere ettiğimiz Federal çözümü sil baştan iki devletli çözüm yaptık, Kuzey Kıbrıs’ta sil baştanlarin ardı arkası kesilmiyor önümüzdeki günlerde de Kuzey Kıbrıs’taki sil baştanlari merakla bekliyoruz !