Bugünlerde bir doğru söz sıklıkla ifade ediliyor. Ancak doğru söz, o işin gereği plan, program ve yol haritası ile birlikte olursa bir anlam ifade eder.
Bu nedenle güncel siyasette meydana gelen acayiplikler nedeni ile gündeme gelen erken erken seçim gerçeği için ifade edilen; “Halkın derdi geçimdir, seçim değildir” sözünün, doğruluğu kalmamıştır.
Ülke siyasetinde Cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayıp, haftalarca süren vekalet boşluğu ile oluşan hükümet yokluğu ve iktidar partisinin Kurultay çıkmazı. Bunun arkasından Sayın Saner’in hükümeti kuramaması, Sayın Erhüman’ın denemelerinin sonuçsuz kalması gerçekleşti. En nihayetinde Sayın Saner’in Başkanlığında Azınlık hükümeti HP’den istifa eden üç vekilin desteği ile kuruldu. Bu hükümette kendi protokolü ve söyleminde ömrünü Ekim ayına kadar koydu.
Bugün erken erken seçime “seçim değil geçim” diyenlerin hiçbiri, ömrünü, Ekim ayı ile kendi eli ile sınırlayan bu yaklaşıma itiraz etmedi.
Bu satırların yazarı olarak tüm söylemlerimde ve yazılarımda erken bir seçime karşı çıktım. Ancak Haziran ayında yapılmak zorunda kalınacak olan Ara Seçimi de dikkate alarak; Ekim, Kasım aylarında bir seçimi düşünmek zorunda olduğumuzu ifade etmiştim. Bu nedenle Ekim olarak ömür biçilmesini makul bulmuştum.
Ancak bunlara karşın olması gereken en önemli noktanın, toplumun tüm kesimleri ve Meclis’te temsil edilen siyasi güçlerle; ekonomik krizin pandemi nedeniyle katmerleşmesi gerçeği yüzünden ortak payda aranmasının en önemli unsur olduğuna işaret etmiştim. Ama bunun yerine kurulan bu hükümet, toplumda bir ortak zemin yerine, hükümetin ortakları, sanki 50 sene iş başında kalacaklarmış gibi maksimalist hedefler için yuvarlak demeçler verip, tribüne oynama cingözlükleri nedeni ile acil eylem planı ortaya koymamaları… Ayrıca, Hükümetin büyük ortağının içinde Meclis Başkanlığı seçimi nedeni ile oluşan akla zarar kaos, tıkanmanın son noktası oldu. Bunun üzerine 21 günlük Başbakan Erken Seçim konusunu ortaya attı.
Bunu da kendine muhalefet eden CTP, TDP’ye tepki olarak ortaya koymadı. Meclis Başkanlığı seçiminde ayak oyunu yapan kendi partisinin milletvekilleri ve hükümet ortağı olan partilerin zikzak çizen tavırlarına tepki olarak bunu ortaya koydu.
Yani yapay ve zorlama ile kurulan bu hükümet kırıldı. Deyim yerinde ise bardak kırıldı. Bunu yapıştırsanız dahi kırılan bu bardak artık bu zor şartların olduğu bu zamanda su taşıyamaz, kaçıracak.
Bundan dolayı artık makul bir zamanda bence en geç Haziran olmak üzere seçim artık kaçınılmaz olmuştur. Bu yapıyı suni olarak sürdürmek esas olan unsuru yani geçimi daha da çıkmaza sokacaktır.
Bu nedenle seçim artık geçim derdinin kilidini açacak olan anahtar haline geldi. Ancak tüm siyasi güçler bu erken erken seçimde halkın önüne gerçekçi programlar sunmalıdır. Öyle “Türkiye’den parayı en iyi ben alırım veya çözüm olmadan hiçbir sorun çözülmez” kolaycılığı ve sığlığı olmaz.
Evet artık seçim kaçınılmaz oldu. “Geçimin” önünü bu dereyi geçebilirsek toplum olarak açabiliriz. Ama bu deredeki akıntının şiddetini, derenin içindeki taşların ne olduğunu insanlara objektif olarak ortaya koyan geçiş programlarını da açıklamaları gerekir.