Cumhurbaşkanı Sayın Tatar, ABD ve Fransız askeri varlığının 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmalarına aykırı olduğu için hukuki olmadığını beyan etti. Doğru söz. Ama bu, Antlaşmalara yalnızca işinize geldiğinde sarılmak da olmaz. Bakın, bu antlaşmalara göre; Kıbrıs, Üç Garantör ülkenin üye olmadığı bir Uluslararası Kuruluşa üye olamazdı. Üstelik bu kural, 1962 sonrası da fiilen yaşandı. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Sayın Makarios ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Dr. Fazıl Küçük’ün onayı ile AET’ye üyelik başvurusunda bulundu. Ama o dönem; Fransa’nın, İngiltere’nin AET üyeliğini veto etmesi nedeni ile Kıbrıs’ın bu girişimi donmuştu. Bu süreç, 1970’li yıllarda Fransa’nın İngiltere üzerindeki vetosunu kaldırması ile yeniden başladı. Sonunda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı da olan Sayın Dr. Fazıl Küçük ve 1973’te göreve gelen Sayın Rauf Raif Denktaş’ın onayı ile Kıbrıs, AET’ye üye oldu. Gördünüz mü İngiltere nasıl dayandı, bu uluslararası antlaşmaya? Burada çok ilginç bir unsur daha var.
1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’ni darbe ile gasp eden Kıbrıs Rum egemenleri; Anayasaya göre Tarım, Sağlık ve Savunma Bakanlıklarını uhdesinde bulunduran Kıbrıs Türk Toplumunun seçtiği Bakanların yerine atama yaptı. Ortak Meclis olan Temsilciler Meclisindeki Kıbrıslı Türk üyelerin temsilini de yok saydı. Ama Kıbrıs Rum siyasi elitleri, Kıbrıs Türk Toplumu adına, Cumhurbaşkanı Yardımcılığını uhdesinde bulunduran Sayın Dr. Fazıl Küçük’ün yerine atama yapamadı. Bu makamı fes de edemedi. 1974’e kadar Sayın Küçük ve Sayın Denktaş; uluslararası tüm kuruluşlar tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak kabul gördü. Ayrıca 1963 ve 1974 sonrasında, Kıbrıs Türk Toplumuna ait makamları gasp eden Kıbrıs Rum elitleri; Euro’ya geçene kadar, Kıbrıs Cumhuriyeti Lirası ile KC Kimlik Kartı ve Pasaportu üzerindeki Türkçe yazıları da silemedi. Çünkü bunlar, KC Cumhurbaşkanı Yardımcılığı gibi, KC’nin uluslararası kabul gören kimliği ve temsili ile ilgili ana unsurlardı. Bunların gaspını, “çözüm sonrası olacak” kılıfı ile örtemezlerdi.
Bunları niye yazdım? Çünkü 1994’te AB üyeliği hedefi ile Kıbrıs’ın AB ile Hükümetler arası görüşmelere başlanmasına ve 1999 AB Kopenhag Zirvesi sonuç bildirgesinde yer alan “çözüm olsun veya olmasın Kıbrıs’ın AB üyesi olması kuralına” itiraz etmediler ve onay vermiş oldular. Yani, İngiltere’nin 1962’de Garanti Antlaşmasının getirdiği hakkı kullanması benzerini yapmak istemediler. Neden? O günün ekonomik ve siyasi ihtiyaçları için bu antlaşma yok sayıldı. Çünkü 1994’te Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği Antlaşması, 1999 Helsinki Zirvesinde de Türkiye’nin AB üyeliği için Aday Ülke olması için. Şimdi yine, iç ve dış siyasi ihtiyaçlar için 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmalarının yok sayan politikaya girdiler.
Eğer siz, Kıbrıs’ta İki Ayrı Devleti savunuyorsanız; kendi elinizle 1960 Garanti Antlaşmasının, Adanın Toprak Bütünlüğü ile Anayasal Düzenin korunmasına dayalı olduğunu unutursunuz. Yani kendi elinizle bu Antlaşmayı yok sayarsınız. Böylece Fransa, ABD, İsrail askeri varlığına dair hukuki itirazınızı kendi elinizle ciddi ölçüde sakatlarsınız. Sonuçta bunların tümü ile Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de komşu olursunuz. Bir şey, ya tüm unsurları ile var olur ya da bütününe dayanmazsanız işlevsiz olur.
Sayın Tatar ve 1960 Antlaşmaları…
- 13 Şubat 2025, 10:38
- 27
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi