Küresel bazda Coronavirüs salgınında toplam vaka sayısı 18 Kasım 2020 tarihinde 30 milyon 053 bin 079’dan iki aylık zaman zarfında 56 milyon 622 bin 547’ye tırmandı. Kapanan vakalarda 39 milyon 416 bin 998 kişi sağlığına yeniden kavuşurken, 1 milyon 355 bin 905 kişi ile % 3 oranında ölüm sayısı gerçekleşti. Açık vakalarda ise durumu kritik olanların oranı % 1 seviyesinde yer alıyor. Kayıt edilen verilere göre Türkiye’de vaka sayısı 425 bin 628’e çıkarken, 11 bin 820 ölüm gerçekleşmiş, Güney Kıbrıs’ta vaka sayısı 7 bin 711’e yükselirken 41 ölüm yaşanmış ve KKTC’de 1 Temmuz 2020 tarihi itibari ile dış ulaşımın açılmasını takriben toplam vaka sayısı 123’den 1.006’ya çıkarken, 5 kişi ise hayatını kaybetmiştir. Tedavisi devam eden hasta sayısı 45’tir.
Coronavirüs salgınında Avrupa’da ikinci dalga yaşanmaya başladı. Sonbaharın gelişiyle hızla tırmanan vaka miktarları neticesinde Fransa gece sokağa çıkma yasağı ilan ederken, Birleşik Krallık, Avusturya, Slovakya, Polonya, Çekya ek tedbirleri artırdı. Hollanda ve Belçika’da ise durum kritik olarak değerlendiriliyor. Birçok ülkede cafe, restoranlar, kalabalık etkinlikler kapatıldı. Türkiye’de salgının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme amacıyla hazırlanan genelgede 20 Kasım 2020 tarihinden itibaren restoran, lokanta, pastane, kafe, kafeterya gibi yeme içme yerlerinin 10.00-20.00 saatlerinde sadece paket servis veya "gel-al" hizmeti verecek şekilde açık olabileceği, bu iş yerleri ile online yemek sipariş firmalarının saat 20.00'den sonra sadece telefonla ya da online sipariş üzerine paket servis hizmeti verilebileceği belirtildi. KKTC’de ise Sağlık Bakanlığının 16 Kasım 2020 tarihinde açıkladığı tedbirler çerçevesinde yakın dövüş sporlarının, disko eğlence mekanlarının 30 Kasım 2020 tarihine kadar kapalı kalması, Sergilerin sosyal mesafe ve maske ile açılması, sinema ve tiyatroların ise hijyen, havalandırma ve 1,5 metre sosyal mesafe kurallarına uyulması kaydıyla açılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, Güney Kıbrıs’tan öğrenci ve işçi haricindeki kişilerin 3 güne kadar geçiş yapmalarında PCR testi göstermeleri, 3 günden fazla ikamet edecekler için ise 1 hafta karantina koşulu getirildi.
Faiz artırımı yapıldı, piyasa odaklı yaklaşım ve reform taahhüdü verildi
7 Kasım 2020 itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası başkanı ve Hazine ve Maliye Bakanlığında sürpriz değişiklikler yaşandı. TCMB Başkanlığına Naci Ağbal, Hazine ve Maliye Bakanlığına ise hızlı bir kararla Lütfi Elvan atandı. Atamaları yapan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan bu süreç içerisinde ekonomi ve yargı reformlarından bahsederken, fiyat istikrarının sağlanması için piyasa odaklı politika kararların alınacağını açıkladı. Akabinde, 19 Kasım 2020 tarihinde Türkiye Merkez Bankası yeni başkanın yaptığı ön açıklamalara paralel olarak piyasadaki beklentiyi karşıladı ve 475 baz puan faiz artışıyla politika faizini % 10,25’den % 15’e yükseltti. Böylelikle Türk Lirası’ndaki devalüasyon ve istikrarsızlığa müteakip artan fonlama faiz oranları politika faizinin de artırılmasıyla yeniden bir finansal disiplin kazanmış oldu ve piyasalarda Türk Lirası için olumlu bir beklenti oluşmaya başladı. Buna ek olarak fonlamada sadeleşme yapıldı ve ikinci bir karara kadar fonlama, politika faizi olan haftalık repo faizi % 15 üzerinden yapılacak. KKTC Merkez Bankası Türkiye’deki para politikasına paralel olarak hızlı bir kararla mevduat faizlerini % 8,25’den % 11,50’ye yükseltti. Arada % 3,50’lik bir fark bulunuyor.
Faiz kararı ve sadeleşme adımı ardından gün içerisinde borsa % 2 civarında değer kazanırken, Türk Lirası da döviz karşısında % 1.5 - % 2 arası değer kazandı. Karar öncesi yapılan açıklamaların yarattığı beklenti piyasa da önceden fiyatlanmaya başlamıştı. İlk açıklamalar ve alınan karar arasındaki dar zamanda Türk Lirası sepet döviz kuru karşısında % 6,08 oranında değer kazandı. Keza yeni karar yönetimin tekrardan piyasa koşullarındaki dinamiklere ve uluslararası finansal yöntemlere geri döndüğünün bir göstergesi olarak algılandı. Üstelik yabancı yatırımcı uzmanları da kararın olumlu olduğu açıklamaları yaptı. Kısa vadede Türk lirasındaki satış baskısının durması ve yerli, yabancı yatırımcının Türk Lirasına güvenmesine paralel olarak değer kazanması beklentileri arttı. Ülkenin risk puanı da 550 puanlardan 390 puanlara kadar hızlı ve keskin şekilde geriledi.
Türk Lirası, mevduat ve kredi faizleri beklentileri nedir?
Sıra Yargının bağımsızlığı, Merkez Bankası para politikası bağımsızlığı ve piyasa odaklı politika kararlarının sürdürülebilirliği hususunda uzun vadeli başarı için önemli reformları hayata geçirmeye geldi. Türk Lirası’nın döviz kurları karşısında değer kazanması için yerli ve yabancı yatırımcıların ülkedeki döviz likiditesini artırarak Merkez Bankası’nda eriyen döviz rezervlerinin tekrardan artması önem arz ediyor. Zira yurt içerisindeki yerli yatırımcının döviz yatırımını azaltarak dolarizasyonun tersine dönmesi, yabancı yatırımcının da yurt dışındaki düşük faizli getiriden vazgeçerek Türkiye’ye sıcak döviz girmesini sağlaması Türk Lirası’nın değerlenmesinde elzemdir.
TCMB politika faizini artırmadan önce haftalık repo ihalelerini kapatmıştı ve piyasayı ağırlıklı ortalama olarak % 14,5 civarlarından fonluyordu. Dolayısı ile politika faizinin % 4,75 oranında artmasına rağmen piyasaya sağlanan fonlama faizleri aslında % 0,50 oranında artmış oldu. Bu yüzden faiz artırım kararı mevduat ve kredi faizlerini aslında reel olarak sınırlı şekilde etkileyecek gibi görünüyor. Ağırlıklı ortalamada % 12 civarında olan mevduat faizleri % 13 - % 13,50 bandına, % 18,50 civarında seyreden kredi faizlerinin ise % 20 civarlarına hafifçe yükselmesi son derece muhtemel görünmektedir.