banner564

Saldırı kültürü büyük tehlike

  Kıbrıs Türk toplumunun önemli bir kısmı ‘psikolojik’ sorunlar yaşıyor…
  Yılın ilk 4 ayında sinir ve ruh hastalıkları hastanesine 20 binden fazla başvuru yapılması bunun somut bir göstergesidir…
  Bazı insanlar vardır ki; gerçekten yaşadıkları sıkıntılar, aile içi sorunlar, şiddet ve gelecek kaygısı yüzünden psikolojileri bozuluyor ve tedaviye ihtiyaç duyuyor…
  Onlara hak veriyoruz…
  Fakat; öyle insanlar vardır ki; maaşı, güzel yaşamı yerinde olmasına karşın sürekli şikayet ve tepki psikolojisiyle hareket ediyor…
  Bunları değişik sınıflar altında değerlendirmek mümkündür…
  Bir kısmı temelsiz ideolojilerin esiri olmuş…
  Onlar Türkiye ile yakınlaşmaya, dayanışmaya, hatta “Türküm” diyene karşı çıkıyor…
  Bunları tedavi etmek mümkün değildir…
  Bir başka kesim, Kuzey Kıbrıs’ta yatırımlara ve sermayeye karşıdır…
  İçlerinde kin ve nefret olanlar da vardır…
  Üzücü olsa da bu gerçekleri artık görebilmeliyiz…
  Geçimini ne şekilde sağladığı, özellikle kamu maaşlarının hangi gelirlerle ödendiği gerçeğini asla dikkate almazlar…
  Kötü siyasetin yarattığı ‘korumalı düzenden’ çıkar sağladıkları halde o düzene karşı saldırı dozlarının artırılması ayrı bir olaydır…

Peki ne olacak?..

  Gün geçtikçe daha da belirgin hal alan bu psikolojik sorunların doktor yardımı veya büyüklerin tavsiyeleriyle aşılması mümkün değildir…
  Demokratik bir ortamda tartışarak doğruların ve yanlışların anlatılmasından etkilenmeleri de söz konusu değildir…
  Ya onların çizgisinde olacak ve yanlışlara da ‘doğru’ diyeceksiniz…
  Ya da onlarla sürekli çatışacaksınız…
  Bu türden insanları kendi haline bırakmak ve kesinlikle tartışma ortamına sürüklenmemek lazım…
  Ancak; tehlikeli bir hal alan bu tür gelişmeler karşısında devletin ciddi sorumlulukları vardır…
  Hele resmi kurum ve kuruluşlarda kendi yönetimi, kendi insanları aleyhinde faaliyetler yürütülüyorsa, bunları görmezden gelmek ve tepkisiz kalmak resmen suç işlemektir…
  Hem kamu suçu, hem de insanlık suçu…
  Ne var ki; artık ülkemizde önlem alabilecek; devleti, vatandaşları ve yatırımcıları koruyabilecek bir siyasi irade yoktur…
  Bundan sonra böylesi bir iradenin ortaya çıkabileceğini düşünmek de aşırı saflık olur…
  Gidilecek köyün minareleri bellidir…
  Ekim’den sonraki süreç, Kuzey Kıbrıs’taki ‘tüm yanlışların’ düzelmesine de yol açacak…
  Sıkıntılarla başlayıp, doğrulara yönelecek… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Bir Vatandas
Bir Vatandas - 5 yıl Önce

Sayin Akar kimse Kuzey Kibristaki yatirmlara ve sermyeye karsi cikmiyor. Ben oyle birisini daha gormedim, varsa siz soyleyin, bakin su karsi cikiyor deyin. Kibrista yatirima karsi cikan BIR TEL KISI YOK. Bu bir yalandir. Nokta. SERMAYE / YATIRIM meselesi yapilan bir yolsuzlugu kapatmak icin uydurulmus bir BAHANEDIR. Arka kapidan kisilerin ulkeye sokulmasi hem bir SAGLIK SORUNUDUR hem de , daha da onemlisi ulkenin kanunlarina , yasalarina AYKIRI bir sekilde yapilmis bir TORPIL (Yani Turkcesi YOLSUZLUK) meselesidir. Bunu bir sermaye ve yatirim sorununa donusuturmeye calisanlar bu sucu isleyenlerdir. Burada bir SUC vardir ve bunun polis tarafindan arastirilmasi ve ortaya cikarilmasi lazimdir. (Nitekim Babsbakanimiz bu polis arastirmasini baslattigini soyluyor ve insAllah yakinda belli olur ne oldugu ) Yok eger siz boyle Torpilciligi yolsuzluklari savunuyorsaniz o zaman soyleycek bir sozumuz yok. Eger sermaye yatiracak birileri gelcekse , bakanlar kurulunda karar alinir, butun bakanlarin herkesin haberi olur, gelmeden bu kisilere birer test yapilir, ozel sartlar altinda gelinilir , islevlerini ozel koruma altinda KONROLLU BIR SEKLIDE halk sagligini tehlikeye gorevlerini yaparlar giderler. Bunlarin YAPILMAMIS olmasi burada devletin kanunlarin hice sayilmasini gosteriyor. Bunu bir SERMAYA ve YATIRIM bahaneisne cevrimeye calsinalrin amaclari bellidir zaten. Dedigim gibi yatirimlara karsi cikan BIR TEK kisi yoktur bu memlekette , bu uydurma bir yalandir. Yolsuzluklara karsi cikmak en dogal hakkimizdir ve KARSI CIKILMALIDIR da yoksa dingonun ahirina doner memleket.

banner471

banner473