Sayın Anastasiadis'in, Sayın Akıncı ile kesinti sonrası ilk görüşmesinden sonra "Zaman takvimine karşıyım" demesi, bana bir eski yaşanmışlığı hatırlattı.
Lefkoşa'nın gözünü budaktan sakınmayın delikanlılarından olan Salahi, 1964'te Lefkoşa Sancaktarlığında Mücahit ordusunda TMT'deki eski görevine bağlı yer aldı.
Onların görevi zor olan Beşparmak Dağları’nda idi. St Hilarion Kalesi’nden başlayıp Gönyeli'ye kadar olan geniş alanı tutmaktı.
İşte o alanda Türkiye'den daha evvel adaya gelen kot ismi Yaman olan komutanın emri altında göreve yapmaya başladı Salahi.
Bir gün Lefkoşa kaynadı. "Yaman Komutan, Salahi'yi dövdü.” Vay be dedi herkes.
O gözünü budaktan sakınmayın Salahi; "Kısa boylu Yaman’dan dayak yedi ha!"
Eskiler bilir, Hisar'ın üstündeki Hammal’ın Meyhanesi. Yanındaki Horozcular kahvesi denen yer ile Zir Restoran ve Berber Ahmet'in berber dükkanı; yani bugünkü Mücahitler Sitesi’nin hemen karşısı, dönemin bıçkınlarının, gözünü budaktan sakınmayanların, halk aydınlarının önemli bir buluşma mekanı idi.
İşte oralarda Salahi'nin kısa boylu Yaman Komutandan dayak yemesi gündem oldu.
"Yaman değil, Zaman"
Salahi izinli olarak Lefkoşa'ya geldi.
Gelir de konu açılmaz mı? Havalı, gözünü budaktan sakınmayan Salahi'ye laf atmak ya da dalga geçmek için bu sorulmaz mı?
Ona sordular, " Salahi dayak yedin ama kısa boylu Yaman'dan?"
Salahi'nin cevabı ise çok anlamlı idi.
"Beni Yaman değil, Zaman dövdü.”
Evet, görüşme sürecinde zaman takvimine karşı çıkan Sayın Anastasiadis'in bu demeci bana bunu hatırlattı.
Sayın Anastasiadis, 50 yıldır süren Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden ötürü Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar bitmeyen dayak yemektir.
Üstelikte bu dayağı güya birbirimize atıyoruz. Ama gerçekten hep birlikte dayak yememizi sağlayan, Salahi'nin dediği gibi zamandır.
Bir yandan hem güneyde, hem kuzeyde allanıp yıllanan, hala çözülmeyen Kıbrıs sorunundan ötürü şikayet ediyoruz.
Hem Türkçe ve Yunanca "Hemen şimdi çözüm, bir an önce çözüm" diyoruz.
Hem de çözüm için bir zaman çizelgesine karşı çıkıyoruz!
Bu olacak iş değil?
Bu yüzden gerçekçi bir zaman takvimi gereklidir.
Bu takvim, aynı zamanda iki tarafın çıkmazlarını aşmaya yardım edecek olan BM inisiyatifini de içinde taşımalıdır.
Bu yüzden Sayın Anastasiadis, Kıbrıs'ı döven, birbirimize dönük yaptığımız "Yamanlıklarımız" değildir. Salahi'nin dediği gibi "Zamandır…"