Bu topraklarda yaşayan insanların, Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğü nedeni ile içine girdikleri sorunlar yumağı artıyor. Bu yumaktaki bazı katagorilere bir bakalım.
- Bir kısım Kıbrıslı Türk’ün, Türkiye’ye girişi bilinmeyen nedenlerle sakıncalı sayılıp, sınır kapılarından geri döndürüldü. Bunlar da muhalif ve çözüm isteyen insanlar. Bir liste olduğu söyleniyor. Bu listede bulunan insanların, ne ile suçlandıklarını bilme ve kendini savunma hakları yok mu? Bu toplumu yönetenler önce, “her devlet bunu yapma hakkına sahiptir” deyip, bunu savundu.. Sonra, “ yazı yazdık beklerik “ dediler. Şimdi “ Kıbrıs Cumhuriyeti” bir uygulama başlattı, . Mülkiyet meselesi ile ilgili olarak arka arkaya tutuklamalar yaptı. Bu konuda da bir liste olduğu söyleniyor. Listede kim var ve neden var? Kimse bilmiyor. KKTC’yi yöneten erk sahipleri ise arka arkaya açıklama yaptı. “ Bu bir siyasi baskıdır, sindirme politikasıdır, bu liste açıklansın da“ dediler. Doğru. Peki Kıbrıslı Türk muhalif insanlar, Türkiye’ye açıklanmayan nedenlerle sokulmazken, “ bu devletin hakkıdır” deyip bunu eleştirenleri suçlayanlar, şimdi neden Güneyin bu uygulamasına öfkeleniyorlar? Eğer devletlerin, her yaptığından ötürü “ soru sorulmaz “ olduğuna inanıyorsanız, o zaman senin kadar Güneydeki de devlet. Sen vatandaşının sana, devlet olduğun için soru sormasını istemiyorsan, sende başka devletin senin vatandaşına yaptığına elinle zemin sağlarsın. Şimdi biri, Güneye girişte sakıncalı listesinde miyim? Öteki ise Türkiye’ye girişte sakıncalı listesin miyim? Endişesi içinde olan iki katagoride insanımız var.
- Bir başka katogori daha var. Bunlarda ebeveyinlerinden biri Türkiyeli olan on binlerce genç. Ebeveyinleri, Kuzey Kıbrıs’ta evlendi. Bu topraklarda doğdular, büyüdüler. Bunlar ruhen ve fiziken Kıbrıslıdır. Yaşıtları gibi Kıbrıs’ta çözüme barışa tutukundurlar. Ama ebeveyinlerinden biri Türkiyeli diye Güneyin bağnazları, onların “ Kıbrıs Cumhuriyeti” Anayasasından kaynaklanan haklarını (Kimlik Kartı ve Pasaport ) vermiyor. Al bir başka mağdur gurup.
- Bir başka kesim. 1974 sonrası Kıbrıs’a gelip yerleşen insanların çocukları, torunları ve torunlarının çocuk ve torunları. Yani 3-4 nesildir Kıbrıs’ta olanlar. Yani, Türkiye’ye gittiklerinde “ Kıbrıslı “ , Kıbrıs’ta da “ Türkiyeli” diye tanımlananlar. Yani ne orada, ne burada “normalleşemeyenler”. Bunların tümünün de Güneye geçme hakkı yok. Al bir başka sorun. Yönetenler ise bu konuyu da kendi erk mücadelelerinde yalnızca bir avantaj olarak kullanıyor.
Bu konuların tümü, Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğünden kaynaklanır. Bunların tümünün de çözümü Annan Planında ve Crans Montana sürecinde vardı. Evet, Güneyin olumsuz tutumu ile bunlar aşılamadı. Böyle oldu diyerek, BM Parametrelerini terk edip, “ yeni siyaset “ denen, ama en eski bağnaz siyaset olan Federal Çözümü ret eden tavırla da bu sorunlar, tam bir kördüğüme döndü. Şimdi bu denli, bir birinden farklı durumu olan insanlar, bu topraklarda; “ tasada, mutlulukta ve demokratik gelecek hayalinde”, nasıl bir ortak tahhayüle sahip bir halk olacaklar? Bu sorunun cevabı ise, bu sorunları kökten çözecek olan, Kıbrıs’ta Çözüm tezi etrafında maksimum ortak payda da buluşmaktır. Yani Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanları ortak tahhüllü olacak bir halk yapacak olan zemin; BM Parametreleri temelinde gelişecek olan Çözüm dinamiğidir.
Yönetenlere de son bir sözüm olacak. Eğer, tek bir Kıbrıslı Türkün dahi, görüşlerinden ötürü Türkiye’ye girişi açıklanmayan nedenlerle sakıncalı ise ve bu kime çıkacak beklentisi varsa, siz Güneyin bağnazlarına yaptıkları uygulama nedeni ile pas atmaktan başka bir şey sağlamazssınız.
Sayın Ferdi Sabit Soyer
T.C. hükümetinin bazı Kıbrıslı Türkleri Türkiye’ye koymaması doğru bir karardır.
Bu insanların çoğu Türkiye’nin verdiği kontenjan ve burslar ile adam olmuşlardır buna rağmen Türkiye’ye ihanet etmişler ve Türk Milletine karşı gaflet ve delalet içindedirler.
Bu gibi şahısların Türkiye’ye sokulmaması doğru bir karardır.
Zaten bu kişilerin elinde birer Avrupa pasaportu var. Gezmek isterlerse koskoca Avrupa var Türkiye’ye ziyarete ne gerek var da siz de onların avukatlığını yapmaktasınız.
Yoksa acaba siz de o yasaklı listenin içinde misiniz ki bu konuda rahatsızlığınızı dile getirmektesiniz?
Saygılarımla
Mehmet Salih Bayramoǧlu