Yunanistan'da çok ciddi toplumsal hareketler yaşanıyor. Grevler ve öfke hakim.

Çünkü ekonomik krizi aşmak için alınan tedbirler çare üretemiyor.

Bu yüzden yine aynı temelde başka tedbirler gündeme getiriliyor. 

Hareket noktası ise yine aynı. Tasarruf tedbirleri ile dıştan kaynak alabilmek.

Böylece aynı şey tekrarlanıyor. Tepkiler büyüyor.

Biz de buna aşinayız. Bizde de çare diye alınan tedbirler bir türlü kamu bütçesi dengesini yoluna koyamıyor.

Tekrarlanan sorunlar gündemin başında yer alıyor. Üstelik çare diye alınan tedbirler bir müddet sonra bunları savunanlarında karşı çıktığı hale dönüyor.

Güncelde karşımıza çıkan iki örnek var. Sağlık ve Hava Ulaşımı...

Çünkü 2010 yılı itibarı ile bütçe dengesi için kamuda işe girenlere düşük ücret gündeme getirildi. Buna "Göç Yasası" dendi.

Amaç ne idi? Kamuyu cazibe merkezi olmaktan çıkarmak ve özel sektörde istihdamı teşvik etmek. Ne biri, ne öteki başarıldı.

Neden diye derinlemesine, çok yönlü bir tartışma var mı? Hayır.

Ama bugün siyaset ne ile uğraşıyor? 1 Ocak 2011 sonrası işe giren doktorların maaş ve ücretlerini yükseltmek için yasa yapmakla uğraşıyor. Doğru ama eksik.

Bu başka kırılmaları getirecek. Aynı statüde kamuda işe giren öğretmenler, mühendisler, hukukçular ve diğerleri ne olacak? "Kamunun giderlerini azaltmak için bu tedbiri gerekir" diye atılan nutuklar, yazılan onca yazı ne olacak? Ama zorunluluktan ötürü atılan bu yeni adım, gerçekte o siyasetin iflasını göstermektedir.

Uçak biletleri ve federal çözüm...

Öncü sektörü turizim ve üniversiteler olan adamızda herkes hava ulaşımındaki yüksek bilet fiyatlarından şikayet ediyor.

Ama 2010 itibari ile KTHY'nin sıkıntıya girmesi üzerine onu kapatmak, sanki de en önemli iş olmuştu. Bugün yüksek bilet fiyatlarını dayatanların, dün bilet fiyatlarında damping ile KTHY'nin zarar girmesine yol açtığı unutulmamalı.

Yani,"Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmedi.” Ama o "tavuk" bugün misli ile alınan "kaz" için verilmişti. Bu "tavuğa" bakarak, "KTHY kurtarılmasın çünkü özel sektör devreye girecek ve bilet fiyatları düşecek" nakaratı da göz ardı edilmemeli...

Tam tersi sonuçlandı. Dün bunu savunanlar bugün ne diyor? Hiç...

Bugün,"Bilet fiyatlarının düşmesi için devlet müdahale etsin" çağrıları yapılıyor. Hangi enstrümanla? Sübvansiye ile mi?

Neden kamu- özel ortaklığında yerel sermayenin de devreye girmesi ile hava ulaşımında yeni ve etkili bir alternatif oluşmasın? Bu neden tartışma dışı?

Şimdi elektirikte de hava ulaşımında bu yaşananlardan sonuç çıkarmadan aynı tartışma yaşanmaktadır.

Kısacası dıştan kaynak almak adına o anın çaresizliği içinde gündeme getirilenler çare olmuyor. İşte Yunanistan'da olanlar. İşte bizde yaşananlar.

Şimdi de Kıbrıs sorununda sıkıntı nedeni ile Federal zemin terk edilsin deniyor. Bu sorunu çözecek mi? Yoksa diğer meselelerde yaşadıklarımız gibi başka ve daha büyük sorunların doğuşuna mı yol açacak?

Bu yüzden öze değinmeyen, meseleleri derinlemesine çok yönlü ele alamayan hiç bir şey çare üretimine katkı sağlamaz.Çare diye ele alınanlar sorunun kendisi oluyor.

Çünkü her adım bir sonraki gelişmeyi tetikler. Bu nedenle adımı doğru atmazsanız arkasından zincirleme gelişen daha da komplike ve derinleşen sorunlar oluşuyor.