banner564

Ruso’nun gözyaşları

   Türkiye 4 milyon Suriyeli’ ye yaşam imkânı sağladı…
   İkamet, yemek, eğitim ve sağlık giderleri için 40 milyar dolar harcadı…
   Kıbrıs’ın, Türkiye açısından paha biçilmez değeri vardır…
   Burası ‘güvenlik’ ve ‘kardeşlik’ adasıdır… 
   Geçmiş yıllarda Kıbrıs için “Türkiye’nin vitrini” derlerdi…
   Burada  ‘Kıbrıs doğumlu’ en fazla 200 bin kişi vardır…
   Fakat bu 200 bin kişi, Türk askerinin sağladığı güvenlik ortamında istikrarlı bir yaşama kavuşamadı…
   Bazı bölgelerin insanları sürekli ‘taviz korkusuyla’ yaşadı…
   Güzelyurt gibi…
   Evini ve bahçesini bir gün kaybedeceğini düşünen insanlar mutlu ve huzurlu olamaz…
   Buradaki insanlar da mutlu olamadı…
   Annan Planı’nda öngörülen taviz bölgeleri arasında 400 yılı aşkın bir süre tamamen Türk köyü olan Yeşilırmak da vardı…
   Ve bu köyümüz de Rumlara verilecek yerler arasındaydı…
   Vadili, Paşaköy, Gaziköy, Akdoğan, Akıncılar gibi çok sayıda köyümüzün, olası bir çözüm durumunda Rumlara verileceği biliniyordu…
   İnsanlar hep bu korkuyla yaşadı…
   Hiç olmazsa Annan Planı’nın reddedilmesi sonrasında bu insanlara yönelik bir huzur ve mutluluk operasyonu başlatılmalıydı…
   Gerçek mülk sahipleri tarafından satışa çıkarılan Rum evlerini topluca satın almak için önümüze büyük bir fırsat çıkmıştı…
   Mal Tazmin Komitesi çalıştırılmış olsaydı bugün binlerce Rum mülkü Türkleştirilecekti…
   Bir iddiaya göre, Kıbrıs’ın kuzeyinde, yani KKTC’nin kontrolünde kalan bölgedeki tüm Rum mülklerinin Türkleştirilmesi için 15 milyar dolar yeterliydi…
   Ama komisyon ‘parasızlık yüzünden’ çalıştırılmadı ve bu tarihi fırsat yitirildi…
   Olası bir anlaşma sonrasında mülkiyet konusunda yaşanacakları düşünmek dahi istemiyoruz…

Ekonomik durum
 
   Mülkiyet sorununun yanı sıra ekonomik sorunların çözümü konusunda da yapılması gerekenler yapılmadı…
   Anavatan-Yavruvatan edebiyatı sadece lafta kaldı…
   İki ülke arasında malların serbest dolaşımı konusunda dahi bir adım atılamadı…
   Türkiye’de 15 kuruşa satın aldığınız bir kalem adaya 30 liraya girebiliyor…
   Ekonomik sorunların büyük ölçüde ‘KKTC hükümetlerinden’ kaynaklandığını biliyoruz…
   Geçmiş yıllarda Türkiye tarafından yapılan yardımlar planlı bir şekilde ve ihtiyaçlı olan alanlarda kullanılmadı…
   Ne var ki; tüm icraatları Ankara yakından izledi…
   Buradaki elçiliği sayısız raporlar hazırladı…
   Müdahale edilmesi gereken yerlerde müdahale şansının olmadığını söyleyebilir miyiz?..
  
Muhtaç olduk işte

   Türkiye için, Kıbrıs’ın kuzeyindeki yolların tamamını yenilemek, ormanları koruma altına almak, telefon ve elektrik konusunda çok daha güçlü yatırım yapmak büyük bir sorun değildir…
   Fakat son yıllarda bunlar yapılmadı…
   Asrın projesi olan Anamur’dan su akışı tam yüreklerimizi ıslattığı dönemde kesildi…
   Su akışının yeniden ne zaman başlayacağını kimse bilmiyor…
   Bunu da geçelim…
   En kötü ihtimalle kuyulardan çekilen suları kullanacağız…
  Fakat; işsizlik ve iflasların yaratacağı sorunları nasıl göğüsleyeceğiz?..
   Hepsinden önemlisi, Rum tarafında çalışmaya mecbur bırakılan insanlarımızın sayısı tırmanışa geçtiği zaman KKTC’yi  hangi güçle savunacağız?..
   Coronavirüs salgını sonrasında güneydeki işine gidemeyen Bin 520 kişiyi aç bırakan bir devlet yapısını dünya nezdinde nasıl savunacağız?..
   Kamyon şoförlüğü yapan 64 yaşındaki Mustafa Ruso’nun gözyaşlarını hangi sözcüklerle sileceğiz?..
   Söyleyin bakalım…
   Güzelyurt’ta ikamet eden bu insanımız ve diğer işçilerimiz geride çocuk ve torun bırakarak güneye geçmek zorunda kalıyorsa ve onlara 1 Temmuz’a kadar ülkelerine dönüş hakkı verilmiyorsa, ağlaması gereken bizleri yönetenlerdir…
   Duygularımızı yitirmemişsek hepimiz ağlamalıyız…
   Savaş ve paha biçilmez değerdeki ganimet sonrasında bu hallere düşmek acı vericidir…
   Yüreğimiz yanıyor…
   Anlıyor musunuz?.. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
ali
ali - 5 yıl Önce

serhat güzel transfer ama diyaloğu bırakıp kaçanları geri almayın onları kimse izlemez.

banner471

banner474