Gazetelerin manşetlerinde önemli bir başlık atılmış:
“ 2024 yılı, Antalya turizmi açısından tarihe geçen bir yıl oldu”

    Akdeniz’in gözde turizm merkezi, tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşarak yeni bir rekora imza attı.
   Antalya’ya 2024 yılında gelen turist sayısı, geçtiğimiz yıla göre %8 artarak 16 milyon 925 bin 349 olarak kaydedildi. Antalya Havalimanı’ndan giriş yapan 352 bin 754 transfer yolcu ile birlikte, toplam ziyaretçi sayısı 17 milyon 278 bin 103 oldu. Bu rakam, Antalya’nın bir yıl içinde ağırladığı toplam ziyaretçi sayısı bakımından tüm zamanların en yüksek seviyesini temsil ediyor.
   2024’te Antalya’ya en çok turist gönderen ülkeler sıralamasında Rusya Federasyonu 3 milyon 909 bin 960 ziyaretçi ile ilk sırada yer aldı. Almanya 3 milyon 517 bin 589 ziyaretçiyle ikinci, İngiltere ise 1 milyon 574 bin 167 ziyaretçiyle üçüncü oldu. İngiltere’yi sırasıyla Polonya, Hollanda, Kazakistan, Romanya, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti ve Litvanya takip etti.
   Antalya, yurt dışından gelen Türk vatandaşı ziyaretçi sayısında da önemli bir başarı elde etti. 2024 yılında bu sayı, ilk kez 1 milyon barajını aşarak 1 milyon 11 bin 99olarak kaydedildi. Bu, Antalya turizmi için önemli bir dönüm noktası oldu. “( Turizm güncel )
   Antalya’ya gelen turist sayısı Güney Kıbrıs, Malta, Girit, Rodos ve KKTC’nin toplamından fazla.

   Antalya öyle büyük bir turizm destinasyonu olmuş ki Kuzey Kıbrıs turizmi için son derece örnek olabilecek bir tarihe, coğrafyaya , doğaya ve turizm modellerine alternatif olabilecek özellikle sağlıklı turizmi, golf turizmi, kongre konferans turizmi ve sualtı arkeolojisi, dalış, trecking ( yürüyüş) gibi hatta gastronomi ve hayat tarzı anlamında son derece Antalya’nın çektiği turist profiline çok çok uygun bir destinasyon.

  Peki neden dünyanın önemli turizm başkentleri arasında sayılan Antalya bu kadar turizmde başarılı oluyor da sadece 40 mil gerisindeki biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti beklenen turizm hamlelerini neden gerçekleştiremiyoruz?

  Burada ciddi bir tezat sorusu konusu.
Bu sorunun cevabını da sadece uçakların doğrudan inip kalktığı bir destinasyon olarak tanımlamamak gerekmekte.

   Antalya’da nasıl bir başarı öyküsü yakalamış, buranın turizminin gelişmesi için sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, ve bölgenin sanayi odaları nasıl bir kolektif hareket içerisine girmiş. Bunu iyi analiz etmek lazım. Dediğim gibi ; Amerika’da veya Avrupa’nın başka bir başkentinde değil bu yakalanan başarı. Bize çok uzak olsa anlarım ancak sadece Akdeniz’in diğer sahil boyunda olan bu özel destinasyonun başarı öyküsünü iyi analiz etmemiz şart olmuştur.

2025 Turizmde atak, hamle yılı

Artık birbirimizi yıkıcı eleştirmeden, doğru turizm siyaseti ile 2025 yılını turizmde bir atak yılı olarak değerlendirmemiz ve gerçek akılcı turizm siyasetini bu ülkenin önüne koyma zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir. Bunu şimdiki siyasi erk yapabilir mi ? Son derece ciddi şüphelerim vardır. Turizm bir vizyon ve öngörü işidir.

   Ayrıca turizmde birebir yaşayıp zaman geçirmek, sektörün manevralarını iyi bilmek, ona göre siyaset geliştirmek bu anlamda son derece önemlidir.