banner564

Patlat bir şarkı

  Kıbrıs Türk toplumunun özgürlük mücadelesi önderi Dr.Fazıl Küçük’ü, ölümünden sonra Hamitköy tepesine gömdüler...
  Bu kararı alanlar “Çok sevdiği Lefkoşa’ya tepeden baksın” demişlerdi...
  Sonrasında Küçük’ün anıt mezarının yapımı yıllarca tehir edildi...
  Gazetesi Halkın Sesi’nin yayınları durmuş olsaydı; belki de anıt hiç yapılmayacaktı...
  Bunu gören KKTC’nin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş “Vasiyetimdir... Öldükten sonra beni Lefkoşa’daki halk mezarlığına gömsünler” demişti...
  Ne var ki vasiyeti yerine getirilmedi...
  Halka mal olmuş bir lider halk mezarlığına götürülmedi...
  Dr.Küçük’ün başına gelenleri unutan ailesi de, Denktaş’ın Cumhuriyet Parkı’na defnedilmesine izin verdi...
  Denktaş’ın ölümünden bu yana 4 yılı aşkın bir süre geçti...
  Fakat anıt mezarı hala yapılmadı...
  Bırakın anıt mezarı, yattığı yerin elektrikleri kesildi...
  Cumhuriyet Parkı’nın bugüne kadar birikmiş 40 bin liralık borcunu üstlenecek herhangi bir devlet kuruluşu çıkmadı...
  Parkın inşaat döneminde faturayı müteahhit firma ödüyordu...
  Sonrasında sorumluluk Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na geçti...
 Bakanlık ilerleyen zaman içinde Elektrik Kurumu’na başvurarak, elektrik sayacının sorumluluğunu iptal ettirdi...
  Daha sonra elektrik sayacının giderlerini Lefkoşa ve Gönyeli belediyeleri üstlendi...
  Faturalar ödenmeyince parkın elektriği kesildi...
  Denktaş’ın buraya defnedilmesi sonrasında elektrikler bağlandı ama sayacın sorumluluğunu alan olmadı...
  Bunun sonucunda mezarlığın yer aldığı park yeniden karartıldı...

Devlet yönetimi bu mu?
 
  Trajikomik bir durum var bu ülkede...
  Yasaları çürümüş yumurtaya, ya da muza benziyor...
  Sorumlu makamlarda oturanlar, o makamın önemini ve ciddiyetini bilmiyor...
  Kendileri gibi toplumu da öyle bir noktaya getirdiler ki; tüm hesaplar çıkar beklentileri üzerine kuruluyor...
  Cübbe üzerinizde olduğu sürece kul, kurban olunuyor...
  Cübbe çıktıktan sonra ister canlı, ister ölü; en değerli insanlar unutuluyor...
  KKTC’nin gelmiş olduğu nokta malesef budur...
  Ve ne kadar acınacak durumda olduğumuza bakmadan, olası bir çözümde Rumlarla eşitlikten ve ‘Dönüşümlü Başkanlıktan’ söz ediyoruz...
  Bunu talep ederken, bir de yönetim becerimize bakmamız gerekmiyor mu?..
  Rumlardaki devlet ciddiyetine, sadakata ve kendi insanlarına karşı verdikleri değere bakmamız gerekmiyor mu?..
  Makarios’un Throni’deki mezarını, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki anıtını görmemiz ve onlardan ibret almamız gerekmiyor mu?..
  Neyse, bu saatten sonra bunlar lüzumsuz laflar...
  Biz kendi dünyamızda geçerli olanlara bakalım...
  Akşama hangi meyhanedeyiz?..
  Patlat bir şarkı...
  Koy bir kadeh...
  İçelim de boşver...
YORUM EKLE
YORUMLAR
Mehmet Besler
Mehmet Besler - 9 yıl Önce

biz kibrislilar vefasız ve namkor insanlarız. Denktastan unutur. Asıl Nadiri unutur. doktor kucuk u sehitlermizi unutuk .bir cok değerlerimizi unutur. geleceyiz de karanlık zaten.

Sümer Şehitoğlu
Sümer Şehitoğlu - 9 yıl Önce

Kıbrıs Türk Halkının Milli ve Manevi Değerlerini eğitim sistemi ile mahveden tüm siyasiler gelinen bugünkü durumdan sorumludurlar.Rum tarafı hedeflerini Eğitim sistemi içinde harmanlarken bizlerin özellikle iki ÖĞRETMEN Sendikası'nın nelerle uğraştığını görmezden gelemeyiz.Bunlara fırsat sunan siyasilerde elbette sorumludurlar.Bugün geldiğimiz noktadan memnun olmak mümkün değildir.Şahsınızın da vurgu yaptığı gibi yeme,içme ,çıkar ve bananemcilik bizleri bu noktaya taşıdı.Kıbrıs Türk Halkı bu yaşananları hiç hak etmiyor.

banner608

banner473