Herkes ‘kimlerin aday’ olacağını, kimlerin kaybedeceğini, kimlerin kazanabileceğini konuşuyor...

   Meyhanelerde artık izdiham yaşanıyor...

   Adaylık düşünenler; kesenin ağzını açınca meyhanelerde izdiham yaşanması çok doğal...

   Rum Meclisi’nin garantileri dışlayan karar alması...

   Katil Grivas için yeni müzelerin, hendeklerin açılması...

   EOKA’cılara madalyaların dağıtılması...

   ELAM Başkanı’nın büyük bir cesaretle Cumhurbaşkanlığına aday olması...

   Bunların hiçbiri KKTC’nin gündeminde yok...

   Alaniçi’nin asbesli su boruları, Altınoava’ya tankerle su taşınması, Erenköy’de maaş alamayan belediye çalışanları, Lapta’dan, Girne’ye 50 dakikada gidebilen insanların yaşadığı sıkıntılar, telefon arızasını bir haftada gideremeyen vatandaşın çilesi...

   Bunlar da gündemlerinde yok...

   Başbakan ve Yarımcısı başta olmak üzere, bakanların ve milletvekillerinin tümü tek gündemle yatıp kalkıyor...

   O da seçim...

   Bunca zaman seçilenlerin ne yaptıklarını, ne yapamadıklarını ve partilerin bu ülkeye ne tür hizmetler verdiklerini sorgulayan yok...

   Gelecek dönemde bu ülkeye ne tür hizmet vereceklerini anlatabilen de yok...

   Herkes inanılmaz bir sahoşluk içinde ilerlemeye çalışıyor...

   İddialı yeni partilere ve isimlere yönelik olarak da ‘çamur siyaseti’ uygulanıyor...

Karma sistem 

   
   Bazı siyasiler, yeni seçim sistemindeki karmaşıklığın düzeltilmesini ve seçimlerin bütçe sonrasında yapılmasını talep etmek yerine; karma sisteme yönelik eleştiriler getiriyor...

   Bunun siyasi partilere yönelik bir darbe olduğu iddia ediliyor...

   Halbuki sorgulanması gereken partilerin bunca zaman sergiledikleri tavırlardır...

   Bugüne kadar aday belirlemelerini nasıl yaptıklarını unutmasınlar...

   ‘Kendi bölgesinde sevilen’ insanları aday yapan ve sonrasında sadece ‘Kaldır Arap, İndir Arap’ misali kullanan onlar değil midir?..

   Ülke yararına olabilecek projeleri destekleyen, ancak bu yönde adım atamayan milletvekillerini engelleyen bazı partilerin temelsiz ‘prensip kararları’ değil midir?..

    Bir yandan KKTC’nin yükselmesi için ant içerek göreve başlarken, diğer yandan KKTC’yi içten çökertmeye çalışanları destekleyenler kimlerdir?..

   Kendileri bunca zaman yaptıklarının farkında olmasalar da, dıştan bakıldığında herşey çok net bir şekilde görülebiliyor...

   O nedenle bu saatten sonra artık sağ partiler için de ‘KKTC’yi yüceltme ve yaşatma’ nutuklarının hiçbir getirisi olmayacağını bilmelerinde fayda vardır...

   KKTC’nin çökertilmesine nasıl yardımcı olduklarını biliyoruz...

   Böylesi durumlarda vatandaşın ‘en iyileri’ seçebilmesi için karma sistem son derece demokratik bir uygulamadır ve halk bundan memnundur...

   Gözü kapalı bir şekilde partilere mühür vurmak istemeyenler, temelsiz ideolojilere teslim olmayan adayları ancak bu şekilde meclise gönderebilirler...

   Kendine güven duyan ve önceliği ülke çıkarları olan insanlar da günü geldiğinde fedakarca çalışma gösterirler...

   Bu seçimler KKTC’nin içini düzeltmek için de önemli bir fırsattır...

   İyiler kazanırsa, ülke kazanmış olur...