Kooperatif Merkez Bankası, bir zamanlar Kıbrıs Türk halkının; köylünün, çiftçinin, hayvancının malıydı...
Yönetiminde mutlaka köylüyü temsil eden insanlar olurdu...
Daha sonraları, diğer tüm kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi siyasiler buraya da el attı...
Her iktidar değişikliğinde bankanın yönetimi de değişti...
İlgisi olan, olmayan yönetimde görev aldı...
Ticari ilişkilerde, kredi dağıtımında, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde ‘parti çıkarları’ ağırlık kazandı...
Gelmiş, geçmiş tüm hükümetler ‘batacağını bildikleri halde’, Kooperatif’in kasasından, Kıbrıs Türk Hava Yolları’na ve Elektrik Kurumu’na yüklü miktarda kredi verdirdiler...
Kağıt üzerinde karlı görünen bu bankanın, batmış kuruluşlardan alacağının bir milyar liranın üzerinde olduğu iddia ediliyor...
Özellikle son beş yılda bu hassas kuruluşumuz üzerinde çok çirkin oyunlar oynandı...
Oynanan oyunlar yüzünden güven kaybına uğratıldı...
Çok sayıda insan görevinden ya istifa etti, ya da ihraç edildi...
Ve şimdi de bu kuruluşumuz 10 günden beri gazetelerin manşetlerinden inmiyor...
Yazık ve günah değil mi?..
Kooperatif neden manşetlerde?..
Üç milyon TL’yi çaldırdığı için...
Eğer bu banka siyasetin elinde oyuncak olmasaydı...
Başında ciddi bir yönetim bulunsaydı...
Üç milyon lira, Lefkoşa’dan, Girne’ye ‘kiralık bir araçla’ üstelik ‘korumasız’ gönderilir miydi?..
Kesinlikle gönderilmezdi...
Ve Şeker Sigorta, Kooperatif’in yan kuruluşu olmasaydı, korumasız, kiralık bir araçla taşınan
3 milyon lirayı ‘sigorta kapsamına’ alabilir miydi?..
Kesinlikle alamazdı...
Hala yönetimde kalmaya devam edenler, şu anda “para sigorta kapsamındaydı” diyerek savunma yapmaya çalışıyorlar...
Para, yan kuruluş tarafından sigortalanmış olabilir...
Ama bu savunma tek başına yeterli değildir...
Bu savunma; yapılan hatayı veya hırsızlara fırsat yaratan bir uygulamayı haklı çıkarmaz...
Çanta kayıt altındaydı
Olayın gerçekleşmesi sonrasında bazı yayın kuruluşlarında ve sosyal medyada ilginç iddialar yayıldı...
“Bankadan böyle bir para çıkmadı, çanta boştu” diyenler oldu...
Halbuki; bankanın güvenlik kameraları, paranın çantaya konduğunu ve dışarı çıkarıldığını kaydetti...
Bunlar, polisin elindeydi ve nihayet günlerce devam eden aramalardan sonra paralar ortaya çıktı...
Dolayısıyla yalan balon da sönmüş oldu...
Öyleyse bu paranın bankadan çıkışına kim izin verdi?..
Esas yanıt bekleyen soru budur...
Yönetim Kurulu açıklamasında, yüksek miktarda para taşımacılığında polisten yardım istendiği iddia edilmişti...
Polis ise, mayıs ayından beri kendilerinden yardım istenmediğini duyurdu...
Bunun nedeni sizce ne olabilir?..
Akıllı olanlar soruya cevap verebilirler...
Bizler “yazık şu kuruma, yazık şu millete’ sözünden başka ne diyebiliriz ki?..
Yazık oldu Kooperatife...
Yazıklar olsun haftalardır suçluların peşinde koşan ve ovalarda para arayan ülke polisimizi yıpratmaya çalışanlara...