banner564

Paralarımız nereye harcanıyor? “Millet, hükümetin bekçisi olmalıdır…”

 Ülkenin kar-zarar cetveli olan ve gelir & gider dengesini oluşturan 2016 bütçesine göre yılsonu dönemine ait planlama yapılmış ve Temmuz ayına kadar gerçekleşen veriler beyan edilmiştir. Bu bağlamda yıl sonu itibari ile 4.441.116.420 TL devlet geliri elde edilmesi, 4.814.429.300 TL devlet gideri maliyeti ile birlikte 373.312.880 TL bütçe açığı yani gerçekleştiği halde zarar oluşması hedeflenmiştir. Gelir ve gider yapımız incelendiğinde gelirlerimizin % 50,78’inin ödediğimiz vergilerden, % 18’inin ödediğimiz fonlardan ve % 31,22’sinin ise Türkiye’nin finanse ettiği kredi ve hibelerden oluştuğu gözlemlenmektedir. Dolayısı ile ödenilen direkt ve dolaylı vergilerin nereye kanalize edildiğini bilmek ve takip etmek her vergi mükellefinin demokratik hakkı ve vatani sorumluluğudur. 
 



 Devlet giderlerinin kompozisyonunu incelediğimiz zaman devlet harcamalarının % 43,85’inin devlet personeli ve emeklilerin maaş ödemelerine ayrıldığı, % 14,36’sının ise Sosyal Sigortalar, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Belediyeler, BRT ve benzeri zarar eden kamu kurumlara transfer edildiğini görüyoruz. Bunun yanında ise verilen tüm vergilere karşın ülke yatırımlarının sadece 86.251.198 TL’lik hacimle genel gider kaleminin yalnızca % 1,79’una tekabül ettiği müşahede edilmektedir. Yatırım oranımızı Türkiye ve Güney Kıbrıs (KC) bütçeleri ile kıyaslayarak analiz ettiğimizde ülkemizdeki oranın çok düşük kaldığı sonucuna varıyoruz. Bu çerçevede gelir-gider yapımız Türkiye’nin bütçe yapısıyla benzerlik göstermektedir, ancak Türkiye’de ülkeye yapılan yatırım miktarı 60 milyar civarında olup, toplam giderlerin % 10,53’üne tekabül etmektedir. Aynı zamanda bütçeyle birlikte yatırım politikaları oluşturulmakta ve belirlenen yatırım politikaları ışığında eğitime, sağlık sektörüne, sağlık güvencesine, yollar ve köprüler aracılığı ile ulaşıma düzenli yatırımlar yapılmaktadır. Diğer bir yandan 2015 yılı sonunda yaklaşık bir milyar TL bütçe fazlası bulunan Güney Kıbrıs’ta 2016 yılı bütçesinde geliştirmeye ve yatırıma ayrılan oran % 10,11 civarında bulunmaktadır. Böylelikle özet olarak mevcut mali politikaların ülkenin gelişimine ve kalkınmasına, rekabet edebilirliğinin artırılmasına, eğitim, sağlık ve benzeri kamu kurumlarının vatandaşa çağdaş ve verimli hizmet vermesine, buna ek olarak sürdürülebilir istihdam sağlanmasına uzak olduğunu söyleyebiliriz. Zira eğitimde okullarda, sağlıkta hastanelerde, çevrecilikte, ulaşımda yollarda, finansman olarak  verilen projesiz taraflı kamu kredilerinde, devlet dairelerindeki hizmetlerde yaşanan sıkıntılar medya gündeminden uzun zamandır düşmemektedir.       
   Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Sn. Serdar Denktaş, makam araçlarının tümünün yenileceğini doğruladı. Toplamda 2 milyon TL değerinde 17 Mercedes marka araç alımı için anlaşıldığını kaydetti. Yukarıdaki paragrafta açıkladığımız üzere her sene zarar eden ve minimal seviyede yatırım fırsatı sağlayabilen bir ülkenin durumunu basite indirgeyerek zarar eden bir şirket ve/veya şahıs olarak düşünelim. Hangi zarar eden şirket ve/veya şahıs giderlerini kısıtlama ve gelirlerini artırma yönüne gitmek yerine kendine mali fayda sağlamayacak olan lüks araçlar tahsis edip borç yükünü daha da artırır ? Ülkemizde sürdürülebilir mali yatırım politikalarının uygulanmasına ihtiyacımız vardır. Ancak zarar eden kurumları fonlayarak, verimsiz kamu istihdamı sağlayarak giderlerimizi yükseltmemiz bir yana, bazı iş adamlarına ait yüksek montanlı vergi aflarının önceki dönemlerde şeffaf olmayan yöntemlerle yapılarak ülke gelirlerini yani halka yatırım olarak geri dönmesi gereken kaynakları da kısıtladık. Bunların sebebi ise mali tablolarda görünmeyen diğer faktörlerden kaynaklanmakta olduğu düşünülmekte ve halk arasında hurafe olarak irdelenmektedir.    
   Mustafa Kemal Atatürk’ün anlamlı ve bizim için tam yerinde olan önemli sözler dizisinden bazı alıntıları tekrardan hatırlatmak isterim. “Her zaman Millet, hükümetin bekçisi olmalıdır. Çünkü hükümetlerin icraatı kötü olup da, millet itiraz etmez ve o hükümeti düşürmezse, millet bütün kusur ve kabahate katılmış demektir” unutulmamalıdır ki uyuyan milletler, ya ölür ya da köle olarak uyanır…
YORUM EKLE

banner471

banner473