Rum lideri Nikos Anastasiadis; geçtiğimiz hafta yurt dışında yoğun temaslarda bulundu...
İngiltere Başbakanı David Cameron ve diğer AB yetkilileriyle görüştü...
Dün de Telaviv’e gitti...
Bugün Netanyahu ile hayati konularda görüşme yapacak ve büyük bir olasılıkla yeni anlaşmalara imza atacak...
Hayati konuların başında ‘doğal gaz’ konusu geliyor...
Türkiye’yi tamamen dışlayan bir proje üzerinde prensip anlaşmasına vardıklarını zaten biliyoruz...
Şimdi iyice düşünelim...
Bir taraftan Türkiye’yi, Doğu Akdeniz’den uzaklaştırmak için uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar...
Diğer yandan, Türkiye’yi enerji konusunda ‘transit ülke olma’ konumundan uzaklaştırmak istiyorlar...
Ve bu tehlikeli oyunu Rum-Yunan ikilisi, Mısır ve İsrail’le birlikte gerçekleştiriyor...
ABD ise, Noble şirketi vasıtasıyla bütün bu olanlara örtülü destek veriyor...
Anastasiadis ve Netanyahu’nun gündeminde ikinci bir önemli konu ise, İsrail şirketlerinin Güney Kıbrıs’a taşınarak, ticari faaliyetlerini buradan yürütmeleridir...
Böylesi bir anlaşma sadece Rum ekonomisine değil, İsrail ekonomisine de önemli avantajlar sağlar...
İsrail bu şekilde Avrupa’ya daha kolay açılma şansı yakalamış olur...
Bizde hala seçim
Asnastasiadis’in bu girişimlerini Ankara ve Kuzey Lefkoşa’da izleyen var mı?..
İzliyorlarsa ne yapıyorlar?..
Bir bilen var mı?..
Ankara hükümet krizi ve İmralı ile uğraşıyor...
Kuzey Lefkoşa’nın gündeminde ise hala seçim var...
Cumhurbaşkanlığı seçimleri bitti, dün de iktidardaki CTP’nin seçimi yapıldı...
Bugünden itibaren, yeni hükümetin oluşumu gündeme gelecek...
Yeni hükümeti, büyük bir olasılıkla CTP ve DP’nin kuracağı biliniyor...
Ancak; ortaya nasıl bir hükümet programının çıkacağı ve kimlerin bakan olacağı bilinmiyor...
Uğraşmaya devam etsinler...
Kıbrıslı Türklerin kalkınma hayalleri 40 yıldan beri hep böylesi durumlarla harcandı...
Rum tarafı İsrail şirketlerini Kıbrıs’a taşıma gayreti gösterirken, bizimkiler aynı ülkeden gelen 2-3 tane yatırımcıya kan kusturdu...
Sadece İsrail’den gelenlere değil, Türkiye’den gelenlere kan kusturmaya devam ediyorlar...
Sanki bu ülkenin kalkınmasını engellemek ve ‘günü geldiğinde’ ülkeyi bu şekilde Rumlara teslim etmek ister gibi tehlikeli bir duruş var ortada...
Ve bu durum bizleri gerçekten çok ürkütüyor...
Kocas çizmeyi aşıyor
Rum lideri Anastasiadis, dış ilişkileri geliştirirken, son bir hafta içinde ikinci önemli ziyareti Rum Dışişleri Bakanı Kadulidis yaptı...
Atina’ya giderek, Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocas ile ‘yeni taktikleri’ görüştü...
Görüşmeden sonra yapılan açıklamalar Diyalog Gazetesi’nde etraflıca yayınlandı...
Kocas ve Kasulidis iki gün öncesine kadar ‘iki bölgeli, iki toplumlu federasyon’ tezine karşı çıkmıyordu...
Açıklamalarda sadece garantiler konusu gündeme getiriliyordu...
Türkiye’ye ve dünyaya verilen mesajlar ise “AB üyesi bir ülkenin, üye olmayan bir ülkenin garantörlüğüne ihtiyacı yoktur” şeklindeydi...
Kuşkusuz; bu onların görüşüdür...
Bizim ne düşündüğümüzü de sormaları gerekmez mi?..
Buna kesinlikle ihtiyaç duymuyorlar...
Müzakere sürecinden umutlu olduklarını söylerken, garantiler konusundaki tezlerini daha fazla seslendirmeye başladılar...
İşin ilginç yanı, iki gün önce Kocas tarafından ortaya bir başka formül daha atıldı...
Bunun adı ‘Üniter’ çözüm...
Makarios’un 1964’ten itibaren savunduğu bir konu...
Yani tek Kıbrıs devleti ve bu devlet içinde ‘Kıbrıslı Türklere, Ermeni’lere ve Maronit’lere bazı azınlık haklarının’ verilmesi!..
Ne mükemmel bir öneri değil mi?..
Devlet onlarda, tiyatro oyunu bizde!!!
Oyunun adı ‘Türkçe küstüm, Rumca kırıldım’ değil...
Oyunun adı; Adanın Helenleşmesi...
Devletin Rum egemenliğine geçmesi...
Azınlığa düşen Kıbrıslı Türklerin zaman içinde eriyip gitmesi...
Ve ondan sonra ‘ezeli hedefe’ ulaşılması...
Nedir bu hedef?..
ENOSİS!..
Bunca can verildi, bunca acılar yaşandı ama adamlar bu hayalden vazgeçmedi...
Bu onların derdi...
Ama bizim derdimiz Ankara ve Kuzey Lefkoşa’daki sessizliktir...
Söyleyecek sözleri mi kalmadı???
