Dünya Çevre günü nedeni ile İklim Değişikliği ve buna bizim katkımızla ilgili uyarılar, endişeler dile getiriliyor. Bu nedenle alınması gereken önlemlerle ilgili açıklamalar yapılıyor. Tümü doğru. Bu olayları tetikleyenin El Nino ve La Nina olduğu ifade ediliyor. Ama bunun yalnız Pasifik denizi ile ilgili olmadığı, oradan hareketle tüm denizlere ve dünya meteorolojisine etkisi dile getiriliyor. Yani ne kadar uzak olsak da bu etki adamızı, bölgemizi doğrudan etkiliyor.
Peki, Pasifik’teki El Nino, El Nina’nın tetiklediği iklim değişimleri adamızı, bölgemizi etkiliyor da dünyadaki ekonomik, siyasi, askeri gelişmeler, stratejik arayışlar, bunların yol açtığı gerilimler, çatışmalar, krizler adamızı, bölgemizi etkilemiyor mu? Evet, El Nino sıcaklığı, El Nina soğuk havayı etkiliyor. Rüzgar, fırtına, daha az yağış veya seller oluyor. Peki bu gerçekle birlikte, adamızı ve bölgemizi Rusya- Ukrayna savaşının sıcaklığı. Gazze’de Filistin halkına dönük İsrail’in faşist yönetiminin yaptığı vahşi soykırım. Ayrıca Pasifik Okyanusunda giderek tırmanan Çin - Tayvan gerilimi ve ABD’nin buna dönük tepkisel tavrı ile Rusya ve Çin’in Pasifik Okyanusunda yaptığı deniz tatbikatı ve bu günlerde Çin’in, Çin denizinde Tayvan önünde yaptığı büyük deniz, hava ve kara tatbikatlarının yol açtığı gerilimler ve arayışlar bizi etkilemez mi? Çin’den başlayıp Avrupa’ya gidişi hedefleyen İpek Yolu stratejik projesinden farklı; Başta ABD olmak üzere, G7 Zirvesinde Hindistan’dan başlayıp, Orta Doğu’dan geçip Akdeniz’e, oradan da Avrupa’ya ulaşma hedefi olan Baharat Yolu Projesi; dünya ticaretine hakimiyet için; farklı stratejik hedeflere dayalı bu projelerin yol açtığı çelişkilerin basıncı ile oluşan gerilimler, Adamızı ve Bölgemizi doğrudan etkilemez mi? Etkiler. Çünkü coğrafyamız bizi; Asya, Uzak Doğu, Orta Doğu ve Avrupa arasında stratejik önemi olan bir yere mahkum etti. Bu nedenle Kıbrıs adası; dünya ve bölge egemenliği için yarışan güçlerin tarih boyunca ilgi odağı oldu.
Bu nedenle günümüzde de dünyadaki ekonomik, siyasi, askeri stratejik arayışların yol açtığı gerilim ve çatışmalar bizi , doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Son zamanlarda bölgemiz ile ilgili önemli bir açıklamayı Almanya Başbakanı Sayın Olaf Scholz yaptı. “ Yunanistan ve Türkiye arasında iyi komşuluk ilişkileri sadece iki ülke için değil, tüm Avrupa için önemli... Ortak Hedefimiz, Doğu Akdeniz’in ekonomik potansiyelini değerlendirmek olmalıdır” dedi. Bir kere Doğu Akdeniz’in ekonomik potansiyeli yalnızca, denizimizde buluna Hidrokarbon yatakları değildir. Dünya ticaretinin önemli bir geçiş noktası ve aynı zamanda doğal kaynakları, doğası, insan gücü, tarihsel birikimi ile önemli bir ekonomik potansiyele sahiptir. Dolayısı ise Sayın Schloz’un Türkiye ve Yunanistan arasında oluşacak barış ve yumuşamanın, Ege ve Doğu Akdeniz’de Avrupa için de yararlı olacak ekonomik potansiyele işaret etmesi, doğru bir ifadedir. Ancak bunun gelişmesi için yine coğrafyanın yol açtığı mecburiyet gündeme giriyor. Çünkü bu olumlu niyetin ilerlemesi, yine Kıbrıs Adasından geçmektedir. Bu nedenle adanın sakinleri olarak, yalnız kendimiz için değil, ama Türkiye ve Yunanistan Halkları ile Avrupa ve Bölge halkları içinde, Kıbrıs’ta kalıcı karşılıklı kabul edilecek; BM Parametrelerini temel alan bir çözüm ve siyasi sonuç için kendimizi odaklamamız gerekir. Aksi, El Nino ile La Nina etkisini yok sayarak, başımıza gelecek doğal felaketleri yaşamak gibi, dünyadaki bu gerilimlerin yol açtığı basınçla da siyasi, askeri gerilimler, ekonomik krizler, hatta savaşların yakıcı ve yok edici ateşini yaşamak olur.
Olaf Scholz ve El Nino, La Nina
- 06 Haziran 2024, 09:40
- 71
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Allah Allah ciddimisiniz kulak arkamizi da verelim mi birakin bos hayalleri ha siz kisisel olarak parametre kabul edecekseniz sagdan yuruyunuz