Brüksel’de ‘tarihi bir anlaşma’ imzalandı...
Ama bu anlaşma, Avrupa Birliği ile müzakerelerin yeniden başlamasını içermiyor...
Kapalı tutulan 17 başlıktan sadece bir tanesinin açılmasına izin verdiler...
O da Fransa’nın izniyle...
Diğer tüm başlıklar Rum tarafının vetosu yüzünden kapalı tutuluyor...
Rum lideri Nikos Anastasiadis, bayram ediyor...
Rum gazeteleri ‘zafer’ başlıkları atıyor...
Öyleyse bu tarihi anlaşmadan Türkiye’nin kazancı nedir?..
Mülteciler için 3 milyar Euro...
Bu para, bugüne kadar harcananlar için değil...
Bundan sonra harcanacaklar için kullanılacak...
Ve AB bunu denetim altında tutacak...
Türkiye’nin talep ettiği ikinci 3 milyarlık yardım ise 2018 yılında gerçekleşecek...
Halbuki; Suriyeli mülteciler için Türkiye’nin bugüne kadar 10.5 milyar dolarlık bir harcama yaptığını söylüyor Cumhurbaşkanı Erdoğan...
AB’nin zengin ülkeleri bunu dikkate almıyor...
Tek dertleri, Yunanistan’da bekleyen 47 bin dolayındaki sığınmacıyı Türkiye’ye postalamak...
Türkiye bugüne kadar 3 milyonu aşkın mülteciye kapılarını açan ve birçok sorunu da göğüsleyen bir ülke oldu...
Dünyada benzeri bir fedakârlık yok...
Üstelik, Rusya’ya ihracatın durduğu, turizmi ağır darbeler yediği, terör yüzünden esnafın kan ağladığı bir dönemde yapılıyor bu fedakarlık...
Ne var ki; Avrupa Birliği üyesi ülkelerin derdi Türkiye veya Türk insanı değil...
Onların derdi, sadece son 3 yılda 120 milyar Euro’dan fazla yardım yaptıkları Yunanistan’ı, mültecilerden kurtarmak...
Bunu da başardılar...
Helal olsun...
Kıbrıs ne olacak?..
Anastasiadis, Brüksel’deki uzlaşıdan sonra yaptığı açıklamada hem memnuniyetini dile getirdi, hem de vetonun kalkması için Türkiye’den beklentilerini tekrarladı...
‘Yükümlülüklerin yerine getirilmesi’ konusunda hareket beklediklerini söyledi...
Yükümlülüklerden bir tanesi limanların açılmasıdır...
Limanların açılması halinde, Türk ürünleri Güney Kıbrıs’a sıfır gümrükle girecek...
Böylece ‘Fon, Stopaj, KDV, fazla mesai’ gibi bir sürü vergilerle Türkiye’den ithal edilen ürünlerin fiyatını iki katına çıkaran KKTC çok hızlı bir şekilde iflas edecek...
Ticaret tamamen güneye kayacak...
Limanların, kalıcı bir çözümden önce açılması bu kadar tehlikelidir...
Ama KKTC’nin ‘ekonomik kuruluşları’ sessiz ve tepkisiz...
“Biz kendimizi kurtardık ya...” mı diyorlar?..
Öyle değilse neden konuşmuyorlar...
Bu sessizliğin ve tepkisizliğin arkasındaki nedenleri bir açıklasalar...
Rum tarafının bu tavrına neden tepki koymuyorlar?..
Veto tehditiyle, limanların açılmasını ve Ankara tarafından resmen tanınmayı umut eden Rum tarafını neden çözüme zorlamıyorlar?..
Gerçekten niyetlerini anlamak çok zor!!!
Acı üstüne acı
Türkiye, Kıbrıslı Türklerin tek güvencesi tek destekçisidir...
Kıbrıslı Türkler; Türk milletinin bir parçasıdır...
Dolayısıyla, Türkiye’yi üzen her şey bizlerin de üzüntüsüdür...
Son zamanlarda artan terör olayları nedeniyle üzüntümüz ve endişelerimiz de artıyor...
Yaşanan kanlı terör olaylarının bir an önce son bulmasını diliyor, sadırılarda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz...
Türk milletinin başı sağolsun...