banner564

Nefes alma hakkımız da mı yok

   Rum liderliği müthiş bir strateji izliyor...
   Bir taraftan bizleri görüşme masasında tutuyor...
   Diğer yandan hem ekonomik, hem de askeri ve siyasi açıdan yoluna devam ediyor...
   Ekonomik krizi kısa sürede atlatabilmek için, sendikaların veya kişilerin tepkilerine aldırmadan özelleştirme girişimlerini sürdürüyor...
   Bir eli Avrupa’da, ötekisi Araplar’da...
   Anamız “Dost ve kardeş Arap ülkeleri” diyerek, hem kendini, hem de bizleri avuturken, Rum tarafı bu ülkelerle stratejik ilişkileri geliştiriyor...
   Mısır’la doğal gaz ve ortak savunma konularında anlaşmalar imzalandı...
   Ürdün ve Lübnan ile pazarlıklar devam ediyor...
   Kuveyt ve Katar’ın önemli ihaleleri Rum şirketlerine verildi...
   İsrailli işadamı, Limasol’dan sonra, Larnaka’ya devasa alış-veriş merkezleri yapıyor...
   Rum Havayolları’nın isim hakkı Ruslara devredildi...
   Bunun karşılığında 2 milyon Euro Maliye Bakanı’nın kasasına girdi...
   Geriye kim kaldı?..
   Birleşik Arap Emirliklerinin Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah’ı büyülemek!..
   Hiç üzülmeyin onu da yaptılar...
   Limasol limanını özelleştirerek, bir bölümünü Araplara verdiler...
   “İnşallah, Maşallah” diyerek, milyonlarca Euro’ları toplamaya başladılar...

Peki bizler ne yapıyoruz?..
   
   Kuzeyde milliyetçi hükümet 9 gün bayram tatili yaptı...
   Yüce Meclis de 3 ay tatile girdi...
   Bakanlar ve bakmayanlar, bayram öncesinde olduğu gibi, 9 günlük tatilden sonra yoğun bir şekilde çalışıyor...
   Her 30 dakikada bir ziyaretçi kabul ediyorlar...
   Sonra da “nefes almaya vakit yok” diyorlar...
   Vay vay vay...
   İnsan nefessiz yaşayamaz...
   Sakın bunu yapmasınlar...
   Her 30 dakikada bir görüşme yaparken, önce bir nefes alıp, sonra devam etsinler...
   
Önemli tarihler unutulmaz
 
   Bugün Temmuz’un 13’ü...
   Bir hafta sonra, bizler için hayati bir olayın 42’nci yılını kutlayacağız...
   Kıbrıslı Türkleri katliamlardan, güzel ülkemizi de Yunanistan’a bağlanmaktan kurtaran Barış Harekatı’nın yıldönümü...
   Türkiye’yi adadan uzaklaştırma gayretlerinin en yoğun olduğu bir dönemde yapmamız gerekenleri de bilemiyorsak yazıklar olsun...
   Resmi geçitlerin yapılacağı Dr.Fazıl Küçük Bulvarı bakımsız halde...
   Yol kenarları çökmüş, trafik ikaz işaretleri silinmiş...
   Orta refüjde yeşil kalmamış...
   Hiç kimse kılını oynatmıyor...
   Sonra da piyasaya yüz milyonlarca lira sürdüklerini açıklıyorlar...
   Kimin parasını sürdünüz onu da söyleseniz olmaz mı?..
   O yüz milyonları gönderen ülkenin en üst düzeydeki insanları, kurtuluş günümüzü kutlamak için adaya gelecekler...
   Her tarafını pisliklerin kapladığı bir ülkede onları karşılarken yüzler hiç mi kızarmayacak?..
   Neredesin Ulaştırma Bakanı?..
   Nerede senin Karayolları dairen?..
   Neredesin Tarım Bakanı?..
   Yok mu 300, 500 adet fidan?..
   Neredesin Belediye Başkanı?..
   Gönyeli sınırına 10 metre mesafede, iki farklı görüntü rahatsız etmiyor mu?..
   Hükümet üyelerinin yoğun çalıştığını biliyoruz...
   Her 30 dakikada bir kabul...
   Eskiden olduğu gibi olanı da olmayı da dağıtma planları...
   Popülizm...
   Yeniden seçilme hayali...
   Ama ülkenin her yanı beyaz tozla kaplandı...
   Gençler zehirleniyor...
   Hayatlarını kaybediyor...
   Göremiyor musunuz hala?..
   Hangi ülkelerden gelenler yapıyor bunu?..
   Size yol gösteren ‘deneyimli diplomatlar’ var bu ülkede...
   Bizzat yaşadıklarını anlatıp, duruyorlar...
   Onları da mı dinlemiyorsunuz?..
   İki, üç tane güçlü adam mı engelliyor sizi?..
   Yarın bu halka ne söyleyeceksiniz?..
   Hele bir düşünün...
   Ne söyleyeceksiniz?..
YORUM EKLE

banner471

banner473