Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi’nin dün 7 saat süren toplantısında müzakere sürecine ilişkin gelişmeleri aktardı...
Bazı milletvekilleri Akıncı’nın açıklamalarından memnun kalırken, bazıları yeterince tatmin olmadığını söyledi...
Farklı görüşlerin olması doğaldır...
Önemli olan, güçlü ülkelerden gelen baskılar karşısında direnebilmek ve müzakereleri ‘haklarımızı koruyarak’ sonuçlandırmaktır...
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ‘taze bir dinamikten’ söz ederek, cesaretlendiğini belirtiyor...
Avrupa Birliği ‘ilk kez bu kadar umutlandığını’ açıklıyor...
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı, tarafları destekleyeceğini duyuruyor...
Kilise, son 41 yıldan bu yana ilk kez ‘coştuğunu’ itiraf ediyor...
Anastasiadis; her karış toprak için mücadele verdiklerini belirtirken, Akıncı; Kıbrıs Türk halkının haklarının korunacağını söylüyor...
Tüm bunları birleştirdiğimiz zaman, Kıbrıs sorununda önemli gelişmelerin yaşandığını ve bu kez bir sonuca doğru gidileceğini görebiliyoruz...
Bu noktada bazı gerçekleri bir kez daha anımsatmakta fayda vardır...
Kıbrıslı Türkler; kalıcı ve güvenli bir çözüme başından beri destek verdi...
Kalıcı bir çözüm için ise Türkiye’nin garantörlüğünün devamı şarttır...
Bir ikinci şart ise; mülkiyet konusunda insanımızı bir anda sokakta bırakacak adımların atılmamasıdır...
Yılsonuna kadar sürecin bizleri nerelere götüreceğini görmüş olacağız...
Bombalı mesaj
Peki durup dururken, Asal Şube’ye yakın bir bölgeye KKTC bayrağına sarılmış dinamitleri kim koymuş olabilir?..
Çözüme karşı olanlar mı?..
Çözümü garantiye almak isteyenler mi?..
İki türlüsü de provakasyon anlamına geliyor...
Çözüm isteyenler neden bunu yapsın?..
Yapamaz mı?..
“Bayrağınızı yakında uçuracağız” mesajını vermek isteyenler olamaz mı?..
Olabilir...
Ya da “Dikkat edin daha şimdiden bayrağımızı yok ediyorlar” mesajını vermek isteyenlerin planladığı bir girişim olarak da değerlendirilebilir...
Bu konuda herkesin farklı düşünceleri vardır...
Ne var ki; küçük ülkemizde her şeyin fikirlerle tartışılması ve şiddetten kaçınılması doğru olandır...
Geçmişte birçok sıkıntılı süreç yaşadık...
Ve tümünü bizlere yakışır şekilde büyük bir olgunlukla atlattık...
Önümüzdeki zor günleri aynı şekilde atlatabilmek için, şiddet yanlılarına karşı her türlü önlemin alınmasını diliyoruz...
Avrupa’da en ağır suç
Gelelim batan geminin mallarına...
KTHY’nin demirbaş eşyaları aylardır kapalı bir bina içinde tutuluyor...
Hükümet, doğru bir adım atarak bu eşyaların halka satılması için karar aldı...
Ne var ki; genel müdürlük kapıları halka açılırken, resmi evrakların atıl vaziyette bırakılması, benzeri görülmemiş bir skandaldır...
Hele kimlik bilgilerinin yer aldığı dosyaların elden ele dolaşması ve bazılarının yerlerde çiğnenmesi yüz kızartıcı bir suçtur...
Avrupa Birliği üyeliği için çırpındığımız bir dönemde, Avrupa ülkelerinde en ağır suçlardan biri olarak kabul edilen kimlik bilgilerinin bu şekilde dağıtılması çok üzücü ve düşündürücüdür...
Bu ülkede hiçbir şeyin, hiç kimsenin önemli olmadığı, bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu...
Yarın AB üyesi olunduğu zaman, benzeri suçların hapislikle sonuçlanacağını herkesin bir yere not etmesi gerekiyor...
Bugünkü düzende “Yazıklar olsun” demekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey yok...
Yazıklar olsun...