Kıbrıs sorununun çözümünde en önemli sorunlardan biri mülkiyet konusudur…
Barış harekatı sonrasında kuzeyden güneye göç eden 200 bin Rum’un mülkü, Türklerin kullanımına verildi…
Güneyden, kuzeye göç edenlerin sayısı bunun dörtte biri kadardır…
Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm öngören Annan Planı’nın 2004 referandumunda Rumlar tarafından reddedilmesi sonrasında, adanın kuzeyinde inşaat patlaması yaşandı…
Referanduma kadar boş tutulan Rum arazileri üzerinde beton binalar yükseldi…
Son iki yılda 2004’teki patlamanın daha fazlası yaşandı…
Özellikle İskele bölgesi ülkenin parlayan yıldızı oldu…
Plan üzerinde ev satan firmalar vardır…
Kuşkusuz bu gelişme kuzeyde yaşayanlardan daha çok Rumları korkutmaya başladı…
Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Alithia gazetesi bir süre önce konuyu manşetine taşıyarak, Rum Yönetimine şu mesajı verdi:
“Müzakereler yeniden başladığı zaman mülkiyet konusunu Kıbrıslı Türklerle değil, Rus, İsrail, İran, Ukrayna ve İngiliz vatandaşlarıyla görüşeceğiz…”
Kuzeydekiler ne yapıyor
Alithia’nın bu haberini şu şekilde yorumlayabiliriz:
“Ey Rum liderliği, çözümden kaçtık ama mülklerin tamamını kaybediyoruz…”
Kuşkusuz; olası bir çözüm durumunda kuzeydeki mülkün gerçek sahibinin muhatabı Türk yönetimi olacak…
Daha doğrusu Türkiye…
Kıbrıs Türk Yönetiminin, Rum mülk sahiplerini tazmin edebilmesi mümkün değildir…
Öyleyse Taşınmaz Mal Komisyonu çalıştırılmalıdır…
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Annan Planı referandumu sonrasında Türkiye ve KKTC’nin eline çok güçlü bir koz verdi...
Bunun özeti şöyledir:
“Kuzeyde mülkü bulunan ve bunları güneydeki bir mülkle takas etmek isteyen veya satmak isteyenler Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuracaklar...”
Taşınmaz Mal Komisyonu ilk aylarda ise dört elle sarıldı ve Rumlardan gelen yoğun başvuruları incelemeye başladı...
Bugüne kadar 7 binden fazla Kıbrıslı Rum, kuzeydeki mülkünü satmak için başvuru yaptı...
Bunların çok büyük bir kısmı ‘kaynak yetersizliğinden’ dolayı sonuçlanmadı...
Kaynak neden bulunamıyor?..
Türkiye haklı olarak KKTC hükümetlerine ‘Şerefiye Vergisi’ adı altında bir uygulama tavsiye etti...
Bu uygulama, elinde binlerce dönümlük Rum arsası bulunduran ve bunların ‘yasal sahibi tarafından’ devredilmesi halinde bugünkü fiyatına oranla en az iki kat fazla kazanç elde edecek olanlardan yüzde 20 oranında vergi alınmasını öngörüyor...
Bunun neresi yanlış?..
Paranın yüzde 80’ini Türkiye, yüzde 20’sini de şimdiki mal sahibi ödeyecek...
Ne var ki; bu konuda hazırlanan yasa Meclis’ten geçirilmedi...
Binlerce dönümlük Rum arazisini elinde bulunduranların etkisi altındaki siyasiler, tüm insanlarımızın geleceğini tehdit etme pahasına bunu yapmadılar...
Elbette Meclis çalışırsa…
Meclis çalışabilecek mi?..
Bugünkü gelişmeler buna ışık tutacak…
İzleyip göreceğiz…
Sayın Akar , TMK Çalıştırılmadan Yıllardır Uluslarası Hukuk dışına yağmalayıp Koçanlayıp gelene gidene Sattığımız Rum Mülkleri için şimdilik Uluslararası Hukukun giremediği ben yaparım olur KKTC’sinde niye üzülelim ki ?
Varsın Bugün KKTC’de yapabildiklerimizin bedelini Evlatlarımız Torunlarımız Düşünsün ne olmuş yani ! Elimizde bugünkü fırsat var iken Dünyayı Karşımıza almak olsa da niye KKTC’de Zil Çalıp oynamayalım ki ? Sonuçta Bugün Yapanın yanına kalan KKTCde tüm yaptıklarımızın Faturası Anavatan Türkiye’ye çıkmayacak mı yani
Gerçekçi olalım bu saatten sonra Maaş ödeyemeyen kasası Boş KKTCnin TMK’nunu çalıştırabilmesi mümkün değildir ! Parasal Kaynak ve Siyasi gücü olmayan KKTCnin Siyasetten ve Yönetimden nasibini almış Kıbrıslı Türklerin ‘ Çocuklarından ve Torunlarından Bizler için önümüzdeki Yıllarda İsteyebileceği şey Bedduaları değil de Duaları olması gerekmiyor mu yani !