Suya hasret bir adada yaşıyoruz...

   Türkiye, bu hasreti gidermek için bir milyar 200 milyon TL dolayında bir para harcayarak, deniz altından döşenen borularla bize su getiriyor...

   Biz de ‘suyu kimin yöneteceğini’ tartışıyoruz...

   Tartışma sırasında karşımıza ‘yasal mevzuatlar’ çıkarılıyor ve “bu suyu belediyeler dağıtacak” deniliyor...

   O kadar!!!

   Şikeyeti olan varsa papaza gitsin...

   Ama, suyun yönetimine talip olan belediyelerin büyük bir kısmı borç batağında yüzüyor...

   Hesapsız, kitapsız istihdamlar ve projelere harcanan paralar yüzünden, esas işlerini yapamaz hale geldiler...

   Çöpleri dahi kaldırmaktan aciz belediyeler, bir bakıyorsunuz ‘eğitim, kültür ve sanata büyük önem verdiklerini’ gösterecekler ve üç kişi tarafından alkışlanacaklar diye büyük paralar harcıyorlar...

   Bazıları güzellik yarışması da düzenliyor...

   Ada’nın ‘kral’ ve ‘kraliçelerini’ seçiyorlar...

   Bir süre sonra hasretle beklediğimiz yağışlar geliyor...

   İşe yaramaz kanalizasyon bağlantıları bir yerlerden kopuyor, insan dışkıları yollarda yüzmeye başlıyor...

   Yağışların gelmesinden önce çöplerle tıkanmış drenaj kanallarını temizleyen olmuyor...

   Bunun gerekçesi de hazır:

   “Yeterli elemanımız yok” deniyor...

   Ya da araç-gereç eksikliğinden söz ediliyor...

   Özellikle başkent Lefkoşa’da 900’e yakın personel çalıştığı halde, yağmur drenaj kanallarını temizleyecek adam bulunamıyor...

   Çöpleri kaldıracak araç da yok, eleman da yok...

   

Çözüm umudu var mı?

   Öyleyse bunları kim, nasıl düzeltecek?..

   Uzun vadeli programların bir gün gerçekleşmesini mi bekleyeceğiz?..

   Yani 10 yıl daha lağım suları altında yaşayıp, bugünkü çarpık düzene şapka mı çıkaracağız?..

   Olmaz öyle şey...

   Bu ülke bu şekilde devam edemez...

   Böylesi bir demokrasi anlayışı dünyanın hiçbir yerinde görülmüş, duyulmuş değildir...

   Eğer 900 eleman var ise ve bunların büyük bir çoğunluğu geçmiş dönemlerde ‘memur olarak’ istihdam edilmişse, bunları karşınıza çağırıp şunu söyleyeceksiniz:

   “Sevgili kardeşler biliyorum hepiniz üniversite mezunusunuz... Allah razı olsun yedek subaylık yasası yüzünden bu ülkede üniversiteye gitmeyen ve bir şekilde mezun olmayan insan kalmadı... Ama bizim çöpçüye, süpürgeciye, kanalizasyon borularını , elektrik direklerini ve trafik lambalarını tamir edecek, çuklurları yamalayacak, asfalt işlerinde çalışacak, Pazar denetimi yapacak elemanlara ihtiyacımız vardır... İki ay süreyle sizler için eğitim düzenleyeceğiz... Bu eğitimlere katılanlar işe devam edecek, memur kalmak isteyenler ise evine gidecek...”

   

Hiçbiri karar alamaz

   Bunu yapabilecek bir belediye başkanı var mıdır?..

   Kesinlikle yoktur...

   Mevcut sistem içinde olamaz da...

   Çünkü göreve gelen herkes, bir sonraki seçimin hesabı içindedir...

   Ayrıca her şeyi ile bağlı bulunduğu bir ‘particiği’ vardır...

   Partilerde ‘MYK’lar, Meclisler, genişletilmiş meclisler’ vardır...

   Adamın üstüne öyle bir çullanırlar ki; bir anda yere yuvarlanır...

   Öyleyse; bu çökmüş sistemi kökünden düzeltecek bir yapılanmaya ihtiyaç vardır...

   Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na tavsiyem, Anayasa’yı okumasıdır...

   İyi pazarlar...