banner564

Menderes, Zorlu, Karamanlis ve çıkmaz

 Kıbrıs sorununa çözüm bulma görüşmeleri çıkmaza girdi. Tartışılıyor. Bu çıkmaz, Türkiye'deki 27 Mayıs askeri darbesinin de yıl dönümüne denk geldi...
Kendi çocukluğumuzda bugün tatil günü olmuştu. Okullarda kutlama yapılırdı.
Rahmetli Adnan Menderes'in, Fatin Rüştü Zorlu'nun, Hasan Polatkan'ın üç ayaklı dar ağacına asılı fotograflarını gazetede gördüğüm için bu beynime çakılmıştı.
Bu yüzden çocuk aklımda çok soru doğmuştu. 
Çünkü daha o güne kadar her tarafta Adnan Menderes, Celal Bayar resimleri asılı idi. Lisenin ismi dahi Celal Bayar Lisesi olarak değişmişti. Gönyeli'nin ismi, Menderes köyü konmuştu. Fatin Rüştü Zorlu'dan herkes övgü ile söz ederdi.
Ama hem bunları asmışlar, hem de her tarafta artık Cemal Gürsel resimleri vardı. 
Bu yüzden onların asılmasını bayram olarak niye kutluyoruz diye öğretmenime sormuştum. O bana dik dik bakmış ve bir şey söylememişti.
Çok sıkı bir Atatürkçü, CHP ve İsmet İnönü'ye de sevgisi olan babam ise soruma karşılık bana "Bu alçaklıktır oğlum. Ama başka yerde sorma, konuşma" demişti.
En fazla da bizim toplum yöneticilerine kızardı iki yüzlü tavırları nedeni ile.
Sonra bunu öğrendik. Bu yüzden askeri darbelerin tümüne karşı içimizde öfke ve tepki hep canlı kaldı. Ama Kıbrıs sorunu nedeni ile de bu tepkim hala devam ediyor.
Vefasızlıkta, “Osmanlı Bankasıyız”
   Ancak günümüzde hala vefasızlığın dik alası var. Milliyetçi olduğunu söyleyen ve Garantilerin vazgeçilmezliğini ifade eden kesimlerin hiçbiri Sayın Fatin Rüştü Zorlu'nun adını o günden beridir anmaz ve hala bu devam eder.
Karabelen Paşayı anarlar. Ama Fatin Rüştü Zorlu'nun adını dahi telaffuz etmezler. Yani kendi açılarından kendi tarihlerini dahi hala çarpıtırlar ve korkarlar.
Tıpkı,"Yok birbirimizden farkımız, tümümüz Osmanlı Bankasıyız" diyen o reklam gibi. Kıbrıslı Rumlar da aynı vefasızlığı gösterir. 
Onlar da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Yunan mimarları olan Sayın Kostantin Karamanlis'in ve Sayın Averof'un adını anmazlar.
Ayrıca, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne değer veren ve siyasi eşitliğe dayalı Federasyonu savunan ana dili Türkçe ve Yunanca olan Kıbrıslıların tümü de hala, Sayın Menderes'in, Sayın Zorlu'nun, Sayın Karamanlis'in ve Sayın Averof'un adını anmaz.
Ama ne isterse olsun, onlar cesaret ve bilgelikle o zaman çok değerli bu adımı attılar.
Çünkü o dönem bir tarafta Enosis, öteki tarafta Taksim düşüncesi hakimdi.
Bu hakimiyete karşın ve iç siyasetteki onca zorluğa rağmen, bunların dışında, Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’ni oluşturma cesareti ve başarısını gösterdiler.
Düşünün ki o imzadan çok kısa bir süre sonra Türkiye'de askeri darbe yapıldı. Bu imzayı atan o iki değerli devlet insanı ve siyasetçi idam edildi. Karamanlis ve Averof Yunanistan siyasetinde tu kaka edildi.
Ama Türkiye'de onları asan darbeciler ve Yunanistan'da o siyaset insanlarını tu kaka ilan edenler o imzaları yok sayamadılar. Aksine ona sahip çıktılar.
Bugün Kıbrıs'ta Kuzeyde ve Güneyde ne varsa, işte o Türk ve Yunan siyaset insanlarının çok şeyi göze alarak attıkları o cesaretli imzaları sayesinde vardır...
Çıkmazda hatırlamak
    Bugün Kıbrıs görüşmelerinde çıkmaz var. Ama ne acıdır ki Türkiye'de, Yunanistan'da ve Kıbrıs'ın her iki tarafında 1960'ı yaratan cesaret ve bilgelik yok.
Ha bana diyebilirsiniz ki bunları gösterenler dar ağacında sallandı, ya da siyaset sahnesinden silindi. Bu yüzden artık kim cesaret edebilir? 
Ama bugün dün gibi değildir. Ayrıca bireysel kaybetme korkusu yüzünden, 1964'ten günümüze, yarım asrı aşan bir süredir Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs halklarını hala dar ağacının altında, bu sorun yüzünden boğazında ip, yıllar boyu tabure üstünde tutmakta yurtseverlik olamaz.
Bu yüzden tam da Kıbrıs görüşmelerinin çıkmaza girdiği bu dönemde. 
27 Mayıs askeri darbesini yeniden kınarım. Sayın Adnan Menderes'i, Sayın Fatin Rüştü Zorlu ile Sayın Hasan Polatkan'ı saygı ile anarım. 
Bu üç değerli Türk siyaset insanı yanı sıra, Yunan siyaset insanları Sayın Kostantin Karamanlis ve Sayın Averof'u da saygı ile anarım.
Şimdiki kuşaklar yaşı ne isterse olsun, bu üç ülkenin halklarına barış ve işbirliği yolunu sağlamak için onlardan ders almalı. Bu sorunu çözme gayretini göstermeli. 
   Evet, çıkmazdayız. Ama 21. Yy’da çıkmaza saplanmak ve çıkmak becerisi gösterememek ve batmak, akıl ve irade yoksunluğunu gösterir.
YORUM EKLE

banner471

banner474