Amerikan Uzay Ajansı NASA, 2030’lu yıllarda Mars’a insanlı uzay aracı göndermeyi, özel şirketler de 2050’ye dek orada kalıcı yerleşim yerleri kurmayı planlıyor.
Depremde ayakta kalacak bina yapmaktan aciz iken insanın canlı hayata olağanüstü uygunsuz olan Mars’ta yerleşim yerleri başlatması mümkün olabilir mi?
Financial Times’a konuşan İngiliz astronot Tim Peake’e göre, pekâlâ evet.
“Mars’a kazasız varmakta, orada güvenli yerleşim yerleri kurmakta zerre kadar sorun görmüyorum,” diyor.
İngiliz astronota göre Mars’a güven içinde yolculuk yapmak, güvenli bir şekilde oraya inmek, insan için uygun habitat başlatmak ve bu habitatların ayak izlerini çoğaltmak adım adım aşılacak engellerdir.
Ama sohbetin ilerleyen bölümünde bana zerre değil, dev gibi gibi görünen bir sorunu zikrediyor: Mars’ta insanın hayatını muhtemelen yeraltında geçirme zorunluğunda kalacak olması.
Yeraltında geçen bir hayat tahayyül edebiliyor musunuz?
Ben edemiyorum. Ezkaza kendimi Mars’taki bir yeraltı evinde bulsam herhalde birkaç gün sonra yüzeye çıkıp kendimi ölüme teslim ederim. Yaşlanıp takattan düşen eskimoların bir zamanlar ölmek için soyunup kendilerini açıkta kutup soğuğunun cellatlığına bırakması gibi.
İnsan uzayda yaşayabilir ve çocuk yapabilir mi sorularının cevabı yoktur.
Cevabı olmayan bir başka şey uzayda maruz kalınan radyasyonun ömrün uzunluğuna olan etkisidir.
Astronotlar yeryüzündeki insanlar gibi 80-90 yaşına kadar yaşayabilecekler mi yoksa daha erken mi ölecekler? Meçhul.
Kim yeraltında bitmeyen bir yaşama tahammül edebilir?
Peake, Rusya ile Batı arasındaki son işbirliği sahalarından biri olan Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) altı ay kaldı.
Astronotlar ISS’in dar alanında tanımadıkları insanlarla sorunsuz geçinebilmek için sıkı eğitimden geçiyorlar.
“Yedi gün bir mağaranın dibinde, 12 gün su altında eğitiliyoruz,” diyor Peake. Soğuk, rutubetli, yorgun ve aç geçen mağara antrenmanı özellikle çatışma tetiklemek için dizayn edilmiş gibi imiş. Ama başarılı olmuş olmalı ki uzayda bir tek münakaşa bile çıkmamış.
Peake’in uzay istasyonu ile ilgili olarak söylediklerinden bana en ilginç gelen, kozmonot ve astronotların her Cuma
yemek için istasyonun Rus bölümünde toplanmaları. Orada duvardaki bir posterde ağaçlar, yeşil tarlalar ve birkaç ayçiçeği varmış.
“Herkes bir ara özlem içinde gözlerini geldiğimiz yeri anımsatan bu postere dikiyordu,” diyor İngiliz astronot. “İnsanın doğa ile çevrelenmeye ihtiyacı var ki bu çözülmesi gereken psikolojik bir sorun meydana getiriyor.”
Uzay İstasyonu’nun pencerelerinden mavi dünyayı bütün haşmeti ile seyretmek mümkün. Fırtına bulutlarının üstünden uçarken yıldırımlar, güneşin doğuşu ve batışı, yıldızlar ve Samanyolu, meteor yağmurları, kutup ışıkları, kozmik ışınlar… Ama bunlar yetmiyor. Altı aylık kısa bir zamanda bile istasyondakiler yeşilin hasretini çekiyorsa… Dünyanın bir bilye gibi göründüğü, ortalama sıcaklığın eksi 30 santigrat derece olduğu Mars’ta yerin altında yaşayacak olanlar ne hissedecek?
7 Mart 2023 Salı tarihli yazısından…
İnsanın ayakları yerde, ama aklı havada oluyor. Parası da çoksa başka bir şey ortaya çıkabiliyor.