Kesilen görüşmelerin yeniden başlaması ile ilgili çabalar devam ediyor. Ancak bu yeni süreci değerlendirmek gerekiyor.
Bu nedenle görüşmelerin yeniden başlaması çabalarının yoğunlaştığı bu günlerde, bölgedeki gelişmelere her iki tarafın da dikkat etmesi gerekir. Çünkü Kıbrıs, aynı zamanda dış dinamiklerden de doğrudan etkilenmektedir.
Görüşme sürecinin başlaması için çabalar sürerken son günlerin en önemli gelişmesi Kuzey Irak'ta meydana gelmektedir.
Kuzey Irak Kürt Yönetimi Irak'ın toprak bütünlüğünü göz ardı eden, ayrı bağımsız Kürt Devleti ilanını gündeme getirdi.
Buna bağlı olarak Kerkük de Kuzey Irak Kürt Yönetimi bayrağını çekerek egemenlik iddiasını ileri taşıdı. Kerkük adımı kuşkusuz, Bağımsız Kürt Devleti adımından da ayrı düşünülemez.
Belki de bu adım, ölümü gösterip sıtmaya razı etme adımıdır. Belki de esas adımı atmak için yeni bir alan yaratma niyetidir. Bunu önümüzdeki günlerde yaşayacaklarımız gösterecek.
Irak Parlementosu ise oy çokluğu ile Kerkük'te atılan bu yeni adımı protesto etti. Ancak Kürt Parlamenterler oylamada bu karara katılmadı. Farklı dini inanca sahip Arap Parlamenterlerin çoğunluğu Kerkük'teki bu adıma protesto kararına oy verdi.
İşte bu ortamda Türkiye, Kerkük'te atılan bu yeni adıma, Barzani Yönetimi ile iyi ilişki içinde olsa dahi tepki gösterdi.
Türkiye'nin Hükümet ve Devlet yetkilileri yaptıkları açıklamalarda Irak'ın toprak bütünlüğüne vurguyu ağırlıkla dile getirdi. Kerkük'ün statüsünün değişmesi adımına tepki gösterdi.
Özellikle Suriye'deki ve Irak'taki savaş halinin yol açtığı kaos ortamına bu yeni durum şimdi yeni bir gerginlik ve sorun ekledi.
Kıbrıs Kıbrıs
İşte böylesi bir aşamada görüşme sürecini Kıbrıs'ta yeniden başlatmak için adımlar atılırken, iki taraf dünden daha fazla düşünmek zorundadır.
Kıbrıs Rum Tarafı.....
Kıbrıs Rum tarafı çözüm sürecinde adanın toprak bütünlüğüne ve birleşmesine söylemlerinde ve siyasi tavrında ağırlıkla vurgu yapıyor. Ama Federal çözümün gereği olan siyasi eşitlik meselesine ise yavaş ve isteksiz yaklaşıyor.
Ancak bölgedeki bu yeni gelişmeler yaşanırken Kıbrıs Rum Tarafı, siyasi eşitlik meselesini eğer; 11 Şubat 2014 Ortak Belgesi'nin ruhuna uygun olarak Federal çözüm için, muhtemel ortağı Kıbrıslı Türklerin rahatlıkla yaklaşacağı bir özde içselleştiremezse ne olur?
Bu isteksiz hali ile Güney bilmelidir ki yanı başımızda Irak'ta gelişen bu ciddi ayrılıkçı dinamiğin etkisi ile adada bölünmenin temeline harç döker. Üstelik yalnız bu değil. İngiltere'de Brexit sonrası İskoçya'nın ayrılma istemi ile referandumu yeniden gündeme taşıması da var. İspanya'da oluşan merkez kaç eğilimi de göz ardı edemezler. Bütün bunlar rezonans etkisi yapmaktadır. Adanın bölünmesi fikrini beslemektedir. Bu yüzden artık Federal çözümün özü olan siyasi eşitlik meselesinde ayak sürçme işinden uzaklaşmalıdırlar.
Kıbrıs Türk Tarafı...
Kıbrıs Türk Tarafı ise iki ayrı devlet mantığı ile adanın toprak bütünlüğünü ve tek egemenliğini, siyasi eşitlik içeriğini terk etmeden, bu iki temeli göz ardı etmekten uzaklaşmalıdır.
"Türk Tarafı", Federal Çözüm dinamiğinden uzak, adanın toprak ve demokratik birliğini göz ardı edecek adımlara, Irak'taki bu yeni gelişmelerin etkisi ile yaklaşırsa ne olur?
Irak'taki bu yeni gelişmeleri, "Türk" tarafı; Kıbrıs'ta taraf olacağı ayrılıkçı eğilimine besiyer yaparsa bilmelidir ki bu yeni dinamik çok yönlü olumsuzluğa yol açar.
Bu yalnızca Doğu Akdeniz'de hem Doğu Akdeniz'in ve hem dünyanın bütününden uzak bir devlet oluşumuna değil; ama aynı zamanda Türkiye'nin yanı başında ayrı Kürt Devleti dahil, Türkiye'nin demokratik birliğini de sarsacak başka oluşumların beslenmesine de temel olur. Hele bu AB'den kopuşla oluşursa, her açıdan Türkiye'nin geleceğini olumsuz etkiler.
Ön yargıları aşmak…
Bu bakımdan başlayacak görüşme sürecini yalnız bizim önyargılarımız ve dar bakışlarımızla ele alamayız. Bölgede meydana gelen hakimiyetçi ve ayrılıkcı eğilimlerin yol açtığı siyasi yaklaşımların etkilerini de göz önünde bulundurmalıyız.
Bu nedenle şimdi başlaması söz konusu olan Kıbrıs çözüm sürecini, Cenevre Zirvesini de göz önünde bulundurarak ve erken zamanda Cenevre ikiye gitmek için olumlu ve yapıcı olarak iki taraf da değerlendirmelidir.
Çünkü Kıbrıs'ta meydana gelecek adanın toprak bütünlüğünü ve siyasi eşitliği içeren bir Birleşik Federal çözüm, yalnız bize huzur getirmeyecek.
Ama bölgede meydan gelen ve Türkiye ile Yunansitan'ı da doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen olumsuz gelişmelere dönük olarak da son derece yararlı bir örnek olacaktır. Genele dönük olumlu sonuçların çıkmasına da katkı sağlayacak...
Aksi halde adamız, özellikle hidrokarbonlar çatışması ile de felakete sürüklenecek olan, "büyüklerin" senaryolarının de etkileyeceği hakimiyetçi ve ayrılıkçı çatışma ortamlarına sürüklenecektir. Unutmayalım dini, ulusal ve etnik temelli her ayrışma, eski imparatorluk miraslarını taşıyan ülkeler için küçük ya da büyük olsunlar olumlu sonuçlar getirmez…