banner564

KKTC yükseköğretimine uyarı

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı'na bağlı Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesinin açıklamasına göre, bir önceki yıla oranla YÖK tarafından yapılan YGS-LYS sınavları sonucunda KKTC’deki üniversitelerini tercih eden öğrenci sayısında azalma oldu. Yıllar içerisinde artan üniversite ve öğrenci sayımıza paralel olarak, yükseköğrenim için KKTC’ye gelen öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik konfor ve hizmetlerini geliştiremediğimiz bir gerçek.
Zaman zaman üniversite öğrenimi için adamıza gelen öğrenci arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Özellikle evinden ilk kez ayrılıp adamıza gelen öğrencilerin yaşadıkları aslında hepimizin bildiği konulardır. Fakat öğrencilerin ağzından dinleyerek, kendimizi onların yerine koyarak anlamaya çalışmadıktan sonrada sanırım kendi elimizle geliştirdiğimiz yüksek eğitim sektörünü, yine kendi elimizle yok edeceğiz günler fazla uzakta değil diye düşünüyorum. Aynen bir narenciye, bir sanayi Holding, bir Kıbrıs Türk Hava Yolları gibi…
Bir ada ülkesiyiz ve uçak ücretleri gerçekten pahalı. Deniz yolu ile adaya gelen öğrenci ise Girne limanından, Girne merkezine toplu taşıt aracı bulamadığından yakınıyor. Girne Limanından Lefkoşa’ya gelmek içinse 80 TL ödemek zorunda kaldığından bahsediyor.
Bir diğer öğrenci konut ücretlerinin pahalılığından söz ediyor. Dahası adaya ilk geldiğinde, emlakçı aracılığı ile ev ararken, emlakçının uyanıklık yapıp üç ayrı öğrenci grubuna aynı evi gezdirdiğini ve evi en yüksek fiyatı verene kiralamaya çalıştığını anlattı. Yani emlakçı, işi bırakıp açık artırma yapmış.
Bir diğer öğrenci üniversite kampüsünde yurtta kalacağı için akademik takviminin ilk günü üniversiteye geldiğini, fakat fakültede kimseyi bulamadığı gibi eksikler yüzünden öğrenci yurduna da kabul edilmediği için ilk iki haftasını hotelde kalmak zorunda olduğunu anlattı.
Anlatılanlar hep olumsuz değil tabi ki de. Ada insanının ne kadar anlayışlı, yardım sever oldukları da pek çok sohbetlerde anlatıldı.Yurt dışına ilk kez çıkan bir öğrenci arkadaşım, uçakta tanıştığı Kıbrıs’ta ikamet eden bir aile tarafından, üniversite yurduna kadara götürüldüğünü ve halen daha görüştüklerini anlattı.
Aslında yaşadığımız coğrafyada, Kıbrıs Türk toplumu politik-popülist yaklaşımlara kurban edilmese, insanımız gerçekte ne yapılması gerektiğini gayet iyi bilmektedir. Yaşamımızın her alanında sivil toplum örgütleri misyon ve vizyonları ile siyasi yapılanmanın kat ve kat önünde ilerlemektedirler. Açık ve net bir şekilde özel üniversiteler, KKTC’de bir yükseköğrenim sektörü oluşturmuşken, günümüzdeki siyasi yapılanma bu sektörün devamını sağlayacak alt yapısını oluşturmak bir yana, herhangi bir planlamasının dahi olmadığı ortadadır.
KKTC'deki üniversiteler, adaya gelen öğrenci sayısındaki azalışı ciddiye alıp hükümet edenlerle sektörün geleceğini geniş çerçevede ele almalıdırlar. 2017-2018 öğretim yılında KKTC üniversitelerine yerleşme hakkı kazanan 10 bin 795 öğrenci, sadece kayıt hakkı kazandı. Bu öğrencilerin henüz kayıt yaptırıp yaptırmayacağı belli değil. Dolayısıyla bu sayı Türkiye’den gelen öğrenciler açısından daha da azalabileceğini düşünüyorum. KKTC’deki pahalılık, barınma sıkıntısı, sosyal yaşam alanının yok denecek kadar az olması, KKTC ye gelen öğrenciler arasında günden güne, ağızdan ağıza dolaşmaktadır. Gençler gelecek kaygısı ile başladıkları yükseköğrenimlerini konforlu ve ekonomik bir şekilde tamamlamayı düşünmektedirler. Onlara bu ortamı sağlamak ve yükseköğrenim sektörünü sürdürülebilir kılmak da bizlerin görevidir.
Güzel bir hafta geçirmeniz dileklerimle, herkese iyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner608

banner473