Bütün dünya adanın kuzeyinde, Kıbrıs Türk halkının egemenliğinde KKTC devleti bulunduğunu bilmektedir. 
1963’te Rumların silahlı saldırıları sonucu iki halklı Kıbrıs Cumhuriyeti fiilen ortadan kalkmıştır. İki kurucu halktan biri olan Rumları temsil eden yönetimin, Kıbrıs cumhuriyeti kabul edilmesinin, 1960 kuruluş anlaşmalarına ve uluslararası hukuka aykırı olduğu inkar edilemeyen bir gerçektir.
Anavatanın, verilen sözlere inanarak, işin başında Rumları temsil eden yönetimin Kıbrıs cumhuriyeti kabul edilmesine karşı çıkmaması, zararımıza oldu.
Maalesef Denktaş’ın uyarılarına rağmen anavatanımız, adaya BM askerleri gelmesi için, 4 Mart 1964 tarihli ve 186 sayılı kararla Rum yönetiminin Kıbrıs Cumhuriyeti kabul edilmesine karşı çıkmadı;
 Anavatan,  Gümrük Birliğine kabul edilmesi karşılığında, Londra Zürih anlaşmalarındaki Türkiye ve Yunanistan’ın üye olmadığı bir kuruluşa Kıbrıs’ın girememesi şartına rağmen, Rum yönetiminin AB üyeliğine karşı çıkmadı;
BM’nin ‘anlaşmazlığın iki toplum arasında yapılacak müzakerelerle çözülmesi kararına aykırı olarak, 1999 Helsinki zirvesinde, Türkiye’ye aday ülke statüsü verilmesine karşılık, Kıbrıs sorununun AB meselesi haline getirildi;
2004 referandumundan sonra, KKTC’nin tanınması için girişim yapılmaması, masada oyalama tezgahına boyun eğilmesi zararımıza oldu. 
Halen geride Rumların en büyük korkusu olan KKTC’nin başka devletlerce tanınması kaldı. Çünkü tanınma, ENOSİS’i ilelebet ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle KKTC’nin tanınması 1974 Barış Harekatı kadar önemlidir.
İşte bu nedenle Rum-Yunan ikilisi başka ülkelerle görüşmelerinde ve tüm  toplantılarda KKTC’nin tanınmayacağına dair beyanda bulunulmasını istemektedirler. TDT’na Gözlemci üye alınmamızdan, Rum’un, Yunanistan’ın, emperyalistlerin ve KKTC’deki zayıf halkaların ödleri patladı.
Fakat KKTC, De FACTO ve meşru bir devlettir. De Facto yani fiilen var olmanın devamı, başka ülkeler tarafından DE JURE tanınmasıdır .DE JURE tanınmış olmak için, kaç devletin tanıması gerektiği hususunda tarihte bir rakam belirlenmemiştir. Devlet sayılmak için tanınma şart değildir. Tanınma, sadece uluslararası alanda ilişki kurmak için gereklidir.
ABD’nin Colorado eyaletinde Kıbrıslı Rumların 2012 yılında açtığı ‘Tomazu davasındaki, mahkeme kararında; ‘ABD tarafından tanınmasa da KKTC cumhurbaşkanı, Başbakanı, yargısı ve kurumları ile demokratik bir devlettir’ açıklaması yapıldı. 
Halen KKTC’nin Türkiye tarafından tanınmasına karşın, Tayvan hiçbir yabancı ülke tarafından tanınmamaktadır. Buna rağmen, bizim gibi ambargolarla cezalandırılmıyor. 
Anadolu’da kurulan Türk devletlerini de tanıyan olmamıştı. İlk defa Fransa ile anlaşma yapıldığı zaman, Osmanlı devleti tanındı.
KKTC’nin kuruluşunun ve tanınmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ileri sürenler, Rum yönetiminin hangi uluslararası hukuka göre, meşru KC olduğunu açıklamalı.