Kurban Bayramı dolayısıyla, Kuzey Kıbrıs’taki otellerin hemen hepsi yüzde yüz doluluğa ulaştı...
Arife günü ile bayramın son günü dahil olmak üzere Ercan Havaalanı’na inen ve kalkan uçak sayısı 437’ye ulaşmış olacak...
Gerçek bayram bu değil midir?..
Geçmişle kıyasladığımız zaman, özellikle bu yıl içinde turizmde önemli gelişmelerin yaşandığını çok net bir şekilde görebiliyoruz...
Yaşam tarzı ‘muhalefet’ üzerine kurulmuş bazı kişiler kabul etmese ve eleştirilerini sürdürse de, son yıllarda ülkemizde gerçekleştirilen turizm yatırımlarının meyvesini vermeye başladığını inkar edemeyiz...
Bundan 10 yıl önce hayalini bile kuramadığımız kaliteli otellerin ülkemiz turizmine kazandırılması ve bu sayede ulaşımın artması gelecek açısından umut vericidir...
Narenciyenin, patatesin ve konfeksiyonun can çekiştiği bir dönemde turizmde yaşanan olumlu gelişmeleri kıskanmak yerine, memnuniyetle karşılayıp desteklemek herkesin görevidir...
Özellikle de siyasilerin...
Ülkemize gelen turist sayısı arttıkça, bunun diğer sektörlere de büyük katkı sağladığını görmezden gelemeyiz...
Otellerde konaklayan turistlere yönelik ikramların önemli bir kısmı yerli üretimdir...
Turist sayısı arttıkça, yerli üretimin pazar payı da artar...
Turizm gerilediği takdirde, yerli malları pazarlama imkanı olmaz...
Geç bile kalındı
Kuzey Kıbrıs bir avuçluk ülkedir...
Barış Harekatı sonrasında elde edilen olanaklarla ve Türkiye’nin akıttığı paralarla burası kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olmalıydı...
Euro News’da, BBC’de, CNN’de Kuzey Kıbrıs’ın güzelliklerini tanıtan reklamlar yapılmalıydı...
Ülkemizin genç ve dinamik yöneticileri ekranlara çıkarak, gerçek yatırımcılara cazip gelecek projelerini ortaya koyabilmeliydi...
Ama bizde ne yazık ki; kötü siyaset buna izin vermedi...
Yatırımcılara destek vermek yerine eziyet çektirildi...
Kötü gözle bakanlar, hatta daha da ileri gidersek “ne gerek var” diyenler oldu...
Genç ve dinamik insanlar her zaman dışa itildi...
Eskimiş siyaseti sürdürenler sayesinde bu ülke hak ettiği yere gelemedi...
Doğal güzellikle büyük ölçüde yok edildi...
Çevre diye bir şey kalmadı...
Yollar, kaldırımlar, parklar yürekleri sızlatır hale geldi...
Geleceğe yönelik projeler nerede?
Ekonomimizin hangi temele dayandığını ve önümüzdeki yıllarda ne yapmak istediğimizi bilmez durumdayız...
Dış ülkeleri ziyaret eden siyasilerimiz sürekli ‘yatırım çağrısı’ yaparken, mevcut yatırımcıların ne tür zorluklarla karşılaştıklarını soruşturmak ve yanlışları ortadan kaldırmak zorundayız...
Ekim ayında yazı aratmayacak bir havamız var...
Özellikle Avrupa ülkelerinden gelen turistler, denize girebiliyor...
Kaliteli otellerimizde, benzeri görülmemiş ikramlar sunuluyor...
Öyleyse; eksikleri tamamlayarak, ileriye doğru adımlar atmalıyız...
Sadece bayram dönemlerinde değil, yılın 365 gününde en yüksek dolulukla hizmet verecek bir turizm sektörü yaratmalıyız...
Kendisini sevgi ve saygıyla andığımız dünya çapında ünlü işadamı Asil Nadir, özellikle narenciye ihracatında müthiş başarılar yakalamıştı...
Rum saldırıları sonucunda yönettiği şirket yok edildi, kendisi de haksız saldırılara ve iftiralara uğradı...
Bunlar olmasaydı, nerenciye üretimi dibe vurmaz, çok daha yüksek rakamlara ulaşılırdı...
Asil Bey, Londra’ya gitmezden önce, kendisine bir gün dahi narenciye konusunda fikir sorulmadığını söyleyerek, sitemini dile getirmişti...
Dünya çapında bu kadar büyük başarılar yakalamış bir işadamının adamızda olduğunu unutmuşlardı...
Aksi halde kapısını çalarak “bize yardımcı olur musunuz?” demezler miydi?..
Neyse bugün bayram...
Moral bozmaya gerek yok...
Hiç olmazsa bundan sonra benzeri hataları tekrarlamayalım, hiç olmazsa turizm konusunda uzman insanlarımızdan yararlanalım...
Bunun için danışmanlık veya uzmanlık parası vermeye gerek yok...
Onlar turizmin gönüllü elçileridir...
Ülkemize hizmet etmekten sadece mutluluk duyarlar...