Ülkede yaşanan ölümlü trafik kazaları bile artık ciddiye alınmaktan uzak bir hale geldi.
Kimseler aldırmıyor! 
Aynı kazada bir veya birkaç ölüm olmuş ya da küçücük çocuklar trafiğin acımasız dişlileri arasında kaybolmuş, aldıran yok!
Ortam sıcakken ahlar, vahlar edilir, ateş düştüğü yerde hep kor gibidir ama birkaç gün yazılı ve görsel basının etkisiyle kamuoyunda yaşanan hadise yer bulur, sonrasında tarih sayfalarındaki depoların tozlu raflarındaki yerini alır, unutulur gider!
Ta ki benzer bir trafik faciası yaşanana kadar!
Ülkede yaşanan ölümlü trafik kazalarına facia demek ne kadar doğru.
Düzelme yoksa aynı hatalar tekrarlanıyorsa, hataların telafisi için hiçbir gayret gösterilmiyorsa söylenecek tek bir söz vardır “Allah hepinizin layığını versin.”
Toprağı tek taraflı eşelemenin anlamı yok!
“Yumurta tavuktan mı çıkar, yoksa tavuk yumurtadan mı?”
KKTC’de devletin insanlara sunduğu yolların hemen, hemen hepsi nüfus patlaması ile aynı doğrultuda değil.
Birçok insanın trafikteki tavrı ise karşısındakine saygıdan uzak, hataları ölümle cezalandırabilecek kadar gaddar hatta intihara temayüllü, adeta psikolojik tedaviye muhtaç olanların seviyesinde!
Geçtiğimiz günlerde üç ölümlü kaza yaşandı. 
Spor dünyasının bilinen gençlerinden biri arabası ile birlikte yolun diğer tarafına atladı ve karşı şeritte gelen iki masum insanı da alarak meçhule uğurlandı.
Geride bakıma muhtaç ağır yaralanmış iki evlat!
Peki, bu çocuklar şimdi ne olacak?
Anne ve babalarını kaybetmelerinin yanında maddi sorunlar yaşanacağı kesin.
Sevgiden uzak acımasız bir dünyanın elinde oyuncak! Belki de eğitimleri bile bu yüzden aksayacak.
Ölen baba bir taksi şirketinde çalışan, mütevazı geliriyle ailesine bakan biriydi.
Pek, iyi de şimdi ne olacak?
Devlet sadece, denizde boğulan, aile faciasına kurban ailenin geride kalan çocuğunun bakımını mı üstlenecek? 
Aşırı sürat, alkol, dikkatsiz sürüş, direksiyon hâkimiyetinin kaybı ve karşı şeride geçerek ölüme sebebiyet.
Bu ve buna benzer kazalarda sadece karşı şeride geçen sürücü mü kabahatli?
O bölgede bir süre önce bir tanıdığım benzer bir kaza atlattı. Allah’tan karşı şeritten gelen araç yoktu. Kaza maddi hasarla def oldu, gitti!
Orta refüjün başlama noktasındaki suyolları sanki de bir tuzak olarak konulmuş. 
En küçük bir dikkatsizlik sonucu direksiyon kaymasında hâkimiyeti kaybetmek işten değil.
Ya refüjlerin ortasına bariyerlerin konmamasına ne demeli? Ya ışıklandırmadan yoksun yolların hali?
Sorarım, bütün bunlar devletin suçu değil mi?
Amasyalı ailesi geride iki çocuk bırakarak rahmet diyarına gitti. Düşünüyorum da, Amasyalı ailesinin geride kalan çocuklarını devlet sahiplenecek mi, sahiplenmeyecek mi?
Yoksa kimseler aldırmayacak, bundan öncekiler gibi bu da acılar kervanına eklenecek mi?