banner564

Kim olduğun değil Türk olman önemli

   Güney Kıbrıs’taki tüm siyasi partiler koro halinde ‘İşe yaramaz garantiler kalkmadan çözüm olmaz’ diyor...
   Müzakere masasında Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşme yapan Rum lideri Anastasiadis de ‘tüm siyasi partiklerin desteğini arkasına alarak’ bu düşünceyi kabul ettirmeye çalışıyor...
   “Biliyorsunuz Kıbrıslı Rumlar 1974’te büyük bir felaket yaşadı, o nedenle Türkiye’nin garantörlüğünü istemiyorlar” diyor...
   Daha da ileri giderek AB garantisinin tüm Kıbrıslılar için yeterli olacağını savunuyor...
   Çocuk kandırır gibi bizleri kandırmaya çalışıyor...
   Bir defa AB garantisi, Kıbrıs’ın tümüne yönelik olası bir saldırı durumunda geçerlidir...
   Kıbrıs içinde olanlar ise devletin güvenlik birimlerinin sorumluluğu altındadır...
   Mesela bir gecede 15 kişinin demir sopalarla dövülmesi iç meseledir...
   Yolların kapanması, herhangi bir mekanın bombanması, camiye dinamit konması, 2-3 kişinin hayatını kaybetmesi de iç meseledir...
   Bir yıl içinde ölenlerin sayısı 500’ü, yaralıların da 5 bini bulması halinde AB’nin yapabileceği hiçbir şey yoktur...
   Öyleyse “AB’nin garantisi tüm Kıbrıslılar için yeterlidir” masalını geçelim...
   Kıbrıslı Türkler için Türkiye’nin; Kıbrıslı Rumlar için de Yunanistan’ın garantörlüğünün devamı şarttır...
   Kıbrıslı Rumlar, Anavatanları Yunanistan ile ‘Ortak Savunma Doktrini’ adı altında ordularını bütünleştirebiliyorsa; Kıbrıslı Türkler de ordularını Türkiye ile birleştirebilmelidir...
   Bundan rahatsızlık duyanların, Türk halkına karşı iyi niyet besledikleri söylenemez...

Saldırılara karşı tepkisiz kalınamaz
   
   Kıbrıs Türk tarafı; özellikle Sayın Akıncı’nın döneminde, Rum tarafının bazı taleplerine olumlu karşılık verildi...
   Sırf çözümsüzlük sona ersin ve ada yeniden bütünleşsin diye, 42 yıllık Türk tezinde önemli değişiklikler yaptı...
   Ama Rum tarafı ve Yunanistan, bir yandan “Garantilere gerek yok... Bir tek Türk askeri dahi istemeyiz” derken, diğer yandan Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıları görmezden, duymazdan geldi...
   Alış-veriş amacıyla güneye giden insanlarımıza yönelik saldırıların artması kimseyi rahatsız etmedi...
   Kilisenin maddi ve manevi desteğini alan Rum gençleri, Kıbrıslı Türklere saldırmayı ‘kahramanlık’ olarak kabul etti ve bugüne dek bir kişinin dahi cezalandırılmaması onları daha da cesaretlendirdi...
   Türk askerinin adada bulunduğu bir ortamda...
   Ve çözüme sözde aylar kala bunları yapabiliyorlarsa...
   O zaman iki kez düşünerek hareket etmek zorundayız...
   Sayın Akıncı’nın, bundan sonraki ilk toplantıda Rum lideri Anastasiadis’i sorumluluğa davet etmesi şart oldu:
   “Ya bu saldırganları tek tek yakalar, cezalarını verirsiniz; ya da müzakerelere ara veririz...”
   Bizimle gerçekten barışmak ve iyi ilişkilker içinde olmak istiyorlarsa bunu yaparlar...
   Bugüne kadar yapmamaları iyi niyetli olmadıklarını ve bizlere karşı kin ve nefret duygusuyla yaşadıklarını gösteriyor...
   Bunca yıllık direnişten sonra hiç kimsenin halkımızı ateşin içine atma hakkı yoktur...
   Anastasiadis; dik durarak, Barbaros gemisi gidinceye kadar müzakere masasına oturmadı...
   Şimdi sıra Akıncı’ya geldi...
   Türklere saldıranların cezalandırılacağı güne kadar aynı resti Anastasiadis’e çekmelidir...
   Çözüme bizden çok daha fazla onların ihtiyacı vardır...
   Yaklaşık 20 milyar Euro değerindeki Maraş’ı alacaklar...
   Ve sadece sınır düzenlemeleriyle 100 bin kadar göçmenleri evlerine dönecek...
   Dönemeyenler yüklü miktarlarda tazminat alarak, ekonomik krizden çıkacak...
   Bazıları Euro milyoneri olacak...
   Bugüne kadar Kıbrıs’a barışı getirmek için mücadele veren Zehra Cengiz ile kızına bile demir çubuklarla saldırmayı kahramanlık olarak görebiliyorlarsa; bunların karşısında nasıl bir gücün gerektiğini hesaplamak zor değildir...
   Onlar; Türk plakalı bir araç gördükleri zaman, içindeki şahsın kimliğine bakmıyorlar...
   Onlar için En iyi Türk ölü Türk’tür...
   Papadopulos’un mirasını kullanıyorlar...
   Onlara güvenerek, Türkiye’yi buradan gönderemeyiz...
   Tam tersi Türkiye’de daha sıkı bir şekilde sarılmalıyız...

Uyuyanlara teşekkürler!!!
   
   Bu arada Rumların artarak devam eden ırkçı saldırıları karşısında tek kelime söylemeyen...
   Kendi vatandaşlarını korumakta kararlı olduğunu beyan edemeyen...
   Hangi tür icraatlarla zaman geçirdiği bilinmeyen...
   Meydanı Rum fanatiklere bırakan...
   Uyku tünelindeki KKTC hükümetine...
   Ve Türkiye’ye yönelik eleştiri, saldırı, tepki, eylem söz konusu olduğunda bayraklarla yola dökülen, ama Rumların, kendi insanımıza saldırılarını görmezden gelen tüm siyasi partilerimize ve sivil toplum örgütlerimize teşekkür ediyoruz...
YORUM EKLE
YORUMLAR
erdal kimyaci
erdal kimyaci - 9 yıl Önce

Yukarıda yazarımızın belirttiği herkonuda kendisini destekliyor ve her konuda kendisine katiliyorum

HALDUN YENILMEZ
HALDUN YENILMEZ - 9 yıl Önce

RUMLAR BARİS ister garantorluk kalkarsa geri yerlerine gelirler ise Türk askeri giderse bularak hiç bir zaman gerçekleşmeyecek artık vazgeçince bu görüşmeden.

Mustafa seyfi
Mustafa seyfi - 9 yıl Önce

Bravo adama ne kadar guzel yaziyor
Kotu Sonu biz gormezsek cocuklarimiz ve torunlarmiz icin uyanmamiz sart oldu gec bile oluyor

Metin ekinci
Metin ekinci - 9 yıl Önce

Yazarımız siyasilerin değerlendirmesi gereken konuları sırta atıp vatandaşlarımızın haklarını aramaları gerektiği yerde sessiz kalındığını yazılarında belirtiyor.rumlar için en iyi türk ölü türk. Bizler için ise omuzdan dost rum dan da dost olmaz .anlayana sivrisinek saz anlama yana davul zurna az

banner608

banner473