banner564

Kıbrıs’taki varlığımız için en büyük tehdit nüfus açığıdır

Yunanistan, Mora yarım adasında bağımsızlığına kavuşarak devlet olarak tanındığı zaman, nüfusu 700 bin idi.
Başarılı ve planlı nüfus politikası sayesinde, dünyanın dört bir yanında yaşayan Yunan asıllı kişileri davet edip vatandaş yaparak, nüfusunu sürekli artırdı .
Yunanlılar ele geçirmek istedikleri hedef topraklar üzerindeki Yunan nüfusunun artmasını  ve diğer toplumların göçünü sağladılar. Sonra da nüfus üstünlüklerini öne sürerek, ilhak ettiler.
 Batılı emperyalistlerin yardım ve desteği sayesinde de  sürekli olarak Osmanlılara ait toprakları ilhak ederek genişledi.
Girit’i, Batı Trakya’yı, Rodosu, 12 Adaları, bu başarılı ve basiretli nüfus politikaları sayesinde ele geçirdiler Tarihi belgelere göre, Osmanlı döneminde Girit , Kıbrıs ve Rodos adalarında nüfus üstünlüğü Türklerdeydi.
Bilindiği gibi Yahudiler de , nüfuslarını artırarak ve Arapları göç ettirerek Filistin topraklarının büyük bir kısmını ele geçirdi ve İsrail devletini kurdu.
Ayni nüfus politikası ile Rumlar, Kıbrıs’ın da %66’sını ilhak ettiler. Halen nüfus üstünlüklerini öne sürerek, geriye kalan %34’lük kısmı da ilhak etmeye çalışıyorlar.
 Lozan anlaşması ile Kıbrıs’ın İngiltere’ye bağlanmasından sonra, Türkler ekonomik ve siyasi baskılarla kitle halinde anavatanlarına göç ettirildi.
Öte yandan 1. Ve 2.Dünya savaşlarında Ege adaları ile Yunanistan dan çok sayıda Yunanlı Kıbrıs’a getirilerek yerleştirildi. 
Rum-Yunan ikilisi geçmişten günümüze nüfus üstünlüğünü öne sürerek, Kıbrıs’ı ele geçirmeye çalışıyor. Müzakerelerde de  en güçlü kozları, nüfus üstünlükleridir.
Uluslar arası kuruluşlar ve emperyalist devletler de, nüfus bakımından daha fazla olmaları gerekçesi ile, Rum- Yunan ulusal davasını desteklemektedir. 
Rumlar, kendi nüfuslarını sürekli artırmak çabasındadır. Bizde ise 4’lü koalisyon ve şimdiki hükümetteki içişleri bakanı, nüfusumuzun artmasını engellemeyi adeta misyon edinmiş gibi hareket ediyor. 
Önceki hükümette makama gelir gelmez, UBP-DP hükümetinin verdiği vatandaşlıkların iptali için çalışma başlattı. Şimdiki hükümette de hazırlanan yurttaşlık yasasına göre, bundan sonra vatandaşlık verilmesi adeta imkansız olacaktır. KKTC vatandaşı olabilmek için ülkemizde 16 yıl ikamet gerekecek.
Yürürlükteki yurttaşlık yasasına göre, halen ülkemizde yaşayan yaklaşık 10 bin kişinin vatandaşlık hakkı kazandığı ileri sürülür. Vatandaşlık alacak kişilerin aile bireyleri de dikkate alındığında, hak sahiplerine vatandaşlık verilmesi durumunda, nüfusumuzda 40 bin artış olacak. Rum ile aramızdaki açık azalacak. Böylece bize azınlık hakkı dayatılması zorlaşacak.
İşte bu nedenle Rum’un nüfusumuzun artmasından ödü kopuyor. Maalesef KKTC’de de Rum’un etkisi altında kalan ve konunun önemini kavrayamayan bazı kişiler, yeni vatandaşlık verilmesine karşı çıkıyor.  
Yoksa mevcut alt yapı ve hizmetlerin yetersizliği gerekçesi, masaldır. Çünkü vatandaşlık hakkı kazanan kişiler halen ülkemizde ikamet etmektedir. 
Kıbrıs Türk halkı olarak  en büyük sorunumuz ve en fazla üzerinde durmamız  gereken konu, Rumlar ile aradaki nüfus açığını azaltmaktır.
Kıbrıs’ta azınlık olarak Yunan boyunduruğu altına girmek istemiyorsak, aramızdaki nüfus açığını azaltmamız kaçınılmazdır. Aksi halde Rum, nüfus üstünlüğüne dayanarak, topraklarımızı ele geçirmek mücadelesinden vazgeçmeyecek. 

YORUM EKLE

banner471

banner473