banner564

‘Zorla kovulduk’

Tahtakale’de mülk bırakan Kıbrıslı Türk avukat, Rum Yönetimi aleyhinde 2 milyon Euro’luk dava açtı

‘Zorla kovulduk’
banner598

  Adı açıklanmayan Kıbrıslı Türk avukatın, 1963 Rum saldırıları sonrasında terk etmek zorunda kaldıkları Lefkoşa’nın Tahtakale bölgesinde kalan mülkleri için Rum Yönetimi’nden 2 milyon Euro tazminat talep ettiği bildirildi.

   Fileleftheros gazetesi “Kıbrıslı Türklerden 1963’le İlgili İlk Dava- Türk Ayaklanması Sırasında Mülklerini Terk Ettiler, Kıbrıs Cumhuriyetini Bunu ‘Müdahale Olarak’ Tuttuğu Gerekçesiyle İtham Ediyorlar” başlıklarıyla manşete çektiği haberinde, bu durumun, kendisi avukat olan ve Kıbrıslı Rum bir avukat tarafından temsil edilen bir Kıbrıslı Türk’ün açtığı davanın ardından ortaya çıktığını yazdı.
Gazete, haberde ismi belirtilmeyen Kıbrıslı Türk’ün, ebeveynlerinin mülkü yanı sıra 2 milyon Euro’dan fazla tazminat istediğini, çünkü ailesi ayaklanmalar yüzünden 1963 yılında bu mülkü terk etmek zorundayken, Rum Yönetimi’nin Tahtakale semtindeki bu mülke el koyduğunu belirtti.
Gazete, Rum Başsavcısı ile Kıbrıs Türk Malları Vasisinin (şu anki İçişleri Bakanı), iki toplumlu ayaklanmalarla ilgili 1963 yılındaki olaylara gönderme yapılan bir Kıbrıslı Türk’ün davasını, ilk kez adalet karşısında ele almaya çağrıldıklarına da dikkati çekti.
   Tartışmalı mülkün “Antigonu” caddesinde bulunduğunu ve şu an “Agios Kassianos” ilkokulunu içerisinde barındırdığını yazan gazete, bunun, içerisinde 18 dükkân bulunan iki katlı büyük bir binadan ibaret olduğunu belirtti.
   Ana binanın sınıflara, dükkânların ise okul bahçesine dönüştürüldüğünü kaydeden gazete, davayı açan Kıbrıslı Türk’ün, hayatlarının tehlikede olmasından ötürü ailesiyle birlikte terk etmek zorunda kaldıkları binanın kira değerinin şu an aylık 5 bin Euro olduğunu belirttiğini aktardı.
Gazete, bahse konu Kıbrıslı Türk’ün, açmış olduğu davada, Rum Yönetimi’nin 1963 yılından bu yana binayı rızası olmadan ve kullanımla ilgili herhangi bir miktar ödemeden kullandığını savunduğunu da iletti.
   Gazete, Rum Başsavcısı ile Kıbrıs Türk Malları Vasisinin mahkemede ortaya konulan savunma çizgisinin ise “devletin 1974 yılına kadar normal bir şekilde faaliyet gösterdiği ve bundan ötürü davacı ve ailesinin Antigonu caddesindeki evlerine dönebilecekleri şeklinde olduğunu” kaydetti.

Rum Hukuk Dairesi devrede
   Davanın, ebeveynlerinin mülkünün idarecisi olan İngiliz vatandaşlığına sahip Kıbrıslı Türk avukat tarafından, 2015 yılının Nisan ayında Lefkoşa Rum Kaza Mahkemesinde açıldığını ve bahse konu Kıbrıslı Türk’ün ciddi sağlık sorunları yüzünden davanın hızlı bir şekilde görülmesi talebiyle, davanın 2017 yılında görülmeye başlandığını yazan gazete, mahkemenin kısa zaman önce yayımladığı bir ara kararla, Rum Hukuk Dairesinin davanın yeniden açılmasına dair talebini kabul ettiğini belirtti.
   Gazete, Kıbrıslı Türk tarafından açılan davada “Agios Kassianos” ilkokulu binası ile 1963 yılından bugüne kadar tazminat talep edildiğini yineledi.
   Gazete, iç sayfadan geniş yer ayırarak detaylandırdığı haberinde ise, Rum Hukuk Dairesinin büyük zorluklar ve çabaların ardından bulmayı başardığı tek şahidin, 11 Eylül’de mahkemede tanıklık etmesinin beklendiğini bildirdi.
   Bahse konu şahidin, toplumlararası çatışmaları yaşadığını ve Kıbrıslı Türk davacının ailesiyle kaldığı gibi, Tahtakale semtinde oturduğunu ifade eden gazete, şahidin bulunmasının beklenmedik bir şey olduğunu ve duruşma sürecinin tamamlanmasının ardından ortaya çıktığını yazdı.
Mahkemenin kısa zaman önce verdiği ara kararla, Rum Hukuk Dairesinin davanın yeniden açılması ve bahse konu şahidin mahkemede tanıklık etmesine dair talebini kabul ettiğini yineleyen gazete, tanığın bahse konu dönemde 10 yaşında olduğunu kaydetti.
Şahidin tanıklığının tamamlanmasının ardından, mahkemenin kararını yayınlamasının beklendiğini belirten gazete, davayı Rum Başsavcısı adına, Rum Yönetimi’nin avukatı Elli Florencu’nun ele aldığını belirtti.
Gazete Kıbrıslı Türk’ün, davada başka şeylerin yanında şunları belirttiğini de aktardı;
   “1974 yılında gerçekleşen Türk işgaliyle birlikte, hali hazırda meydana getirilen ve var olan ‘de facto’ sınır çizgisi olduğu gibi kaldı ve bu tüm Kıbrıs’a yayıldı. Böylece davacı ve ailesi özgür bölgelere geçemediler. Buna paralel olarak, ailenin hiçbir üyesinin işgal altındaki bölgelerde Kıbrıs Rum malına sahip olmadığı açıklığa kavuşturuluyor. Kıbrıslı Türk’e göre, ailenin tüm malı-mülkü özgür bölgelerde bulunuyor. Dava açılan mülkün haricinde, Ömeriye mahallesinde bir ev ve üç dükkân, Ermu caddesinde bir dükkan, Astromerit’te iki tarla, Peristerona’da tarla, Orunda’da iki tarla, Litrodonda’da 20 dönüm tarla ve Matyat’ta tarla kendilerine aittir.”
Gazete, Kıbrıslı Türk’ün açtığı davada, 2012 yılının Kasım ayından itibaren defalarca Rum Yönetimi makamlarına başvurduğunu fakat herhangi bir yanıt almadığını belirttiğini de ekledi.
 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473