Suna ERDEN
Kıbrıs Türk siyasetinin önemli isimlerinden İsmail Bozkurt, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “İkinci Tayfur Sökmen olmayacağım” şeklindeki sözlerini büyük bir talihsizlik olarak niteledi. Bozkurt “Ocak 1975 yılında Kıbrıs Türk Meclisi’nin oy birliği ile aldığı karar Türkiye’ye bağlanmayı öngörüyordu ama Ankara bunu kabul etmedi. Bugüne kadar da Türkiye’nin, Kıbrıs konusunda bir ilhak politikası olmadı” dedi.
Eski milletvekillerinden Ergün Vehbi “seçim ortamı işleri karıştırdı. Akıncı’nın talihsiz açıklamasından Kıbrıs Türk halkı etkilenecek. Maaşlara kadar etki edebilir” derken, uzun yıllar müzakerecilik yapan Ergün Olgun, yapılan açıklamayı çok tehlikeli gördüğünü söyledi ve Türkiye ile iyi ilişkilerin önemine dikkat çekti.
Ne dediler?..
İsmail Bozkurt: Şaşkınlıkla dinledim
“Sayın Mustafa Akıncı ile uzun bir süre siyasi birlikteliğimiz oldu. Ama bu konuda görüşlerimi şöyle aktarayım. Çok talihsiz bir açıklama oldu. Kıbrıslı Türkler 1974 sonrasında kendileri çok büyük oranda Türkiye’ye bağlanmak istediler. Ocak 1975’te başkanlığını yaptığım mecliste oybirliği ile alınan bir karar vardır. O kararda ‘Kıbrıs Türklerinin temsilcileri olarak Meclis oy birliği ile Birinci tercih olarak biz Türkiye’ye bağlanmak istiyoruz” deniliyordu.
Eğer dünya siyaseti buna izin vermezse o zaman coğrafi federasyonu tercih ederiz demiştik. Fakat Türkiye bunu kabul etmedi.
Şu anda gündemde öyle bir şey yok. Türkiye’nin politikasında böyle bir şey yok. Sayın Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta darbelere ve ilhaklara karşı olduğunu söylüyor.
Şaşırtıcı olan bir başka şey de Hatay Atatürk’ün çizdiği Misak-ı Milli sınırları içindeydi.
Anlamak mümkün değil.”
Ergün Vehbi: İyi karşılamadım
“ İyi karşılamadım, Tayfur Sökmen olayı tarihsel bir olaydır. Akıncı’nın neden tarihsel bir olayı gündeme getirdiğini anlamadım. Seçim ortamı işleri karıştırdı ama birkaç gün sonra unutulacak. Türkiye’nin tavrı nasıl olur bilemem ama Kıbrıs Türkler etkilenebilir. Bu tür olayların sonucunda halk etkilenir. Maaşlara kadar etki eder. Kısacası Akıncı’nın söyledikleri son derece gereksizdi.
Ayrıca KKTC’nin Türkiye’ye bağlanmasını isteyenler oldu ancak dünya konjonktürü müsait olmadığı için girişimde bulunulmadı. Ama eminim Türkiyelilerin ve Kıbrıs’taki bazı kesimlerin gönlü var. Bana sorarsanız şimdiki koşulları, KKTC’yi geliştirmekten yanayım. Mecliste de geçmişte bu yönde bazı sesler çıkmıştı; Doğuş Partisi vardı, onlar istemişti. Ancak konjonktür olarak mümkün değil. Ciddi anlamda bunu dünyaya kabul ettirmek imkânsızdır.
Cumhurbaşkanı adaylarına şunu söylemek istiyorum; daha sakin olup, KKTC’ye sahip çıkacak bir politika yürütsünler. KKTC’yi geliştirip, ileriye taşıyacak bir Cumhurbaşkanı adayı olsunlar. Zaten KKTC’yi inkâr edenler, sevmeyenler neden Cumhurbaşkanlığına aday olur ki anlamış değilim. Tanımadığın, benimsemediğin bir ülkenin lideri olmak istiyorsan o zaman sende bir sorun vardır. Herkes, her aday, her siyasi KKTC’ye sahip çıkmak zorundadır. Kurulu bir devlet ve bu devletin içerisinde insanlar var. Kim bu inşalara sahip çıkacak. Çok iyi bir anlaşma ortaya çıkarsa olur ama şimdi öyle bir şey yok. O zaman sen lider olarak KKTC’yi yaşatmak ve yüceltmek zorundasın.”
Ergün Olgun: Çok talihsiz bir açıklama
“Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın görevi toplumun birliğini sağlamak ve bugün bu durumda olmamızı sağlayan Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmasıdır. Kıbrıslı Türklerin varlık nedeni Türkiye’nin verdiği destektir.
Şu anda Türkiye’deki kardeşlerimizin bizim hakkımızda ne düşündüklerini merak ediyorum. Çok tehlikeli görüyorum. Çok endişeliyim. Bunun düzeltilmesi lazım.
Temennim doğru mesajların Türkiye’ye verilmesidir.
Kesinlikle bir Cumhurbaşkanı’nın 2 tane çok önemli görevi vardır. Birincisi Anavatanımızla ilişkilerimizin iyi olması, ikincisi de haklı davamızın uluslararası camiaya anlatılmasıdır. Ne kadar anlatabilirsek o kadar güçlü oluruz.”