İsveç’in Güney Kıbrıs’taki büyükelçisi Klas Gierow, büyükelçilik himayesinde yürütülmekte olan “Kıbrıs’ta Barış Prosedürünün Dini Yolu (The Religious Track of the Cyprus Peace Process)” projesini başarılı bulduğunu çünkü bu sayede Kıbrıslı Türk ve Rum dini yetkililerin “birbirlerini tanıdığını, görüştüğünü ve hatta birbirlerinin haklarını savunmaya başladığını söyledi.
Haftalık Kathimerini’ye yaptığı özel açıklamada, Kıbrıs’ta dinlerin ve dini yetkililerin prosedüre yapıcı şekilde katılmaları halinde çok olumlu katkı koyabileceklerine inanç belirten Gierow, İsveç Büyükelçiliği himayesindeki prosedürün dini özgürlüklerle ilgili birçok alanda olumlu etki yaptığını ve daha önce hiç yürünmemiş yollar açtığını ifade etti.
Gierow, Kıbrıs’taki dini yetkililerin çözümü ve iki toplum arasında birlikte yaşamayı desteklemeye, temelde hazır olduklarına inanç belirterek “Kıbrıs tarihinde ilk defa, bizim aracılığımızla, 11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması’nı destekleyen ilk ortak açıklamayı yaptılar” dedi.
Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığı’na seçildiği dönemde büyük bir iyimserlik dalgası yayıldığını ve “bütün yıldızlar aynı hizaya geldi” görüşünde birleşildiğini söyleyen Gierow, bir yıllık bir dönem sonunda halen bir çok çözülmemiş sorun kaldığını belirterek “ancak her iki liderin de çözüm taahhüdüne bağlı olduğu izlenimine sahibim” dedi.
Tahhüt verdiler
Gierow iyimserliğinin sürmesinin ana nedeninin liderlerin taahhütlerinin sürmesi ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin yürüttüğü çalışmanın kesintisiz devam etmesi olduğunu belirterek “Prosedürdeki momentumun kaybolmadığını görmemiz çok önemlidir, ileriye bakmak, sadece ekonomik yönünün değil kapsamlı bir çözümün avantajlarına odaklanmamız çok önemlidir” dedi.
Gazete “Türkiye’yi AB’den Uzaklaştırmayalım” başlığıyla ayırdığı bölümde ise Gierow’un, Ankara Protokolü’nü uygulamadığı için diğer AB üyeleriyle birlikte İsveç’in de Türkiye’nin bazı müzakere başlıklarını dondurduğunu ancak 23 ve 24 numaralı başlıkların temel haklar, adalet ve özgürlüklerle ilgili önemli başlıklar olduğuna dikkat çektiğini yazdı.
Gazeteye göre Gierow şunlara dikkat çekti:
“Bu başlıkların açılması AB’ye, Türkiye’yi ifade özgürlüğü, hukuk kurallarına v.b. saygı göstermesi için reformlara cesaretlendirmek ve Türkiye’ye baskı yapmak için uygun platformu oluşturur. Başlıkların açılmasında bir tereddüt varsa, şu unutulmamalıdır ki, başlıkların açılması ile kapanması arasında çok büyük bir fark vardır. Başlıklar ancak, sonuçların tam memnuniyet verici olması halinde kapanır. Türkiye’yi Avrupa’dan uzağa değil, Avrupa’ya doğru döndürmeyi başarırsak, bütün üye devletler için çok iyi olur.”
Güncelleme Tarihi: 25 Nisan 2016, 11:22