banner564

Yazık oldu

Narenciyede yaşanan sorunlara her geçen gün yenileri ekleniyor, bakımsız kalan bahçeler kuruyor

Yazık oldu
banner598

Ömer KADİROĞLU

Bir zamanlar Kuzey Kıbrıs’ın en önemli ihraç ürünü olan ve ‘sarı altın’ olarak adlandırılan narenciyede yaşanan sorunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Ürününü satmakta zorlanan; sattığı zaman ise bedelini geç tahsil eden narenciye üreticileri, Anamur’dan gelen sudan yararlanamadıklarını ve kirli kuyu suyu kullandıklarını söylüyor.

   Kuyu suyunun da azaldığını, bakımsız kalan bahçelerin kuruduğunu belirten üreticiler, maliyetler artarken, gelirlerin düştüğünü, yaşanan sorunların çözümü konusunda umut verici bir gelişmenin yaşanmadığını belirtiyor. Narenciye üreticileri “çok kısa bir süre sonra narenciye alanları inşaat alanına dönüşürse kimse buna şaşırmasın” diyor.

İbrahim Kızılyürek

“Narenciyede en önemli sorunlarımızın başında su geliyor. Ağaçlarımızı haftada bir damlama sistemi ile sulamamız gerekirken 12-13 günde bir sulayabiliyoruz ve ağaçlarımız hep kuruyor. Susuz olmaz bir de suyu bulup ürün çıkardığımız zaman ürünü satamıyoruz. Benim bu yıl ürünüm dalında kaldı ve hep altına döküldüler. Geçen yıl baktıklarımın da bir kuruş parasını alamadım. İlaç istiyor, su istiyor, bakım istiyor ancak ürün paralarını alamadığımız için ödemelerimizi ve bakımlarımızı yapamıyoruz.  Girdi maliyetleri çok yükseldi; bir torba suni gübre bin TL’yi geçti. Üretim su olmadığı için dörtte bire düştü. Ben yine başka işler yaparım ve oradan aldığımla bu işi döndürmeye çalışıyorum.  Sadece bu işi yapmış olsan bu çarkı döndürmen hiç mümkün değildir. Yetkililer sadece oturuyor ve bu konuda bir önlem almıyor. Bir şey de söylediğimiz zaman zorlarına gidiyor. King Mandarinleri ödediler.  Yüzde yüz king mandarinleri ödeyeceklerine yüzde 70 ödeselerdi da kalan yüzde 30’u da avans verselerdi valencia üreticisine de herkes ağacına bakabilsin. “

Hasan Çuvalcıoğlu

“Narenciyede üretimden pazarlamaya kadar birçok sorun vardır. Bu üretimde esas sorun üretim maliyetleridir. Narenciye üretiminin devamı konusunda önce hükümetin karar vermesi gerekiyor. Bu üretime devam edilsin mi? Edilmesin mi? Eğer üretime devam edilecekse üretim maliyetlerini yani narenciye üretiminin desteklenmesi gerekiyor. Son zamanlardaki gelişmeler ve uygulamalar bu üretimin durması yönündedir. Bu yıl bir hastalık bahanesi ile Türkiye’ye ithalat olmadı. Bu yıl 60 bin ton king mandarin ve 60 bin ton valenciayı ihraç edemedik. Bunu konsantrede değerlendirilmesi ön görüldü fakat konsantre kapasitesi yarı ürün konsantre olarak değerlendirildi diğer yarısı da dalında kaldı. Dalında kalan ürünün tanzimi noktasında hükümet bir adım attı ancak yeterli değildi. TL’nin değer kaybından dolayı üretim maliyetleri çok yükseldi. Son iki üç yıldır yüzde 700’lere kadar bir maliyet artışı oldu.  Narenciyenin ana girdisi su dur. Dünyanın uyguladığı sistemlerle üreticiyi desteklemesi gerekiyor. Tarımsal sulamada kullanılan suyu üretici 500 ayaktan çekiyor. Elektrikler o kadar yüksek ki havuzlu villada oturanla üretim yapan aynı elektrik parasını ve aynı su parasını ödüyor. Devlet bu üretime devam edecekse eğer biz üreticinin yanındayız söylemlerini bir kenara bırakıp girdi maliyetlerini düşürecek çalışmalar yapmalıdır.”

Mehmet Emin Kızılyürek

“Narenciye üretimi yaparken su ve gübreleri pahalıya alıp ürettiğimiz ürünleri ucuza veriyoruz. Eylül ayına girdik ve hala daha bir kuruş ödeme almadık. Böyle giderse mecburen üretimi bırakmak zorunda kalacağız. Yaşım 75 ve ben ovaların içerisinde dövünüyorum. Üretimde ciddi bir düşüş vardır. Yetkililerin Türkiye’den gelen suyu bir an önce tüm bölgelere vermek için çalışmalarını istiyoruz. Ben bugün bahçemi sulamak için saati 350 liradan ödüyorum. Bu sene yüzde 60 bir düşüş var ve ürünler yüzde 40 oranında çıkacaktır.”

Uğur Dereliköylü

“Narenciye günden güne yok olmak üzeredir. Çünkü düzgün bir tarım politikası yoktur.

Sadece narenciyede değil tüm üretim alanlarında bir önlem yoktur. Anavatan’dan su geldi ancak bu suyu üretim alanlarında hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Kuyu sularından üretim yapıyoruz ve köylü 13-15 liradan tonu su ödüyor ve üretim yapmaya çalışıyor. Ancak bir politika olmadığı için üretici ürettiğini satamıyor, ürün dalında kalıyor ve ağaçlarda verim kaybı yaşanıyor. Bu sorunları çözmek için devletin bir politikası olması lazım. 28 tane kuyudan 8 tane kuyu kaldı. Girdi maliyetleri çok yüksek olduğu için üretici ağaçlarına bakamıyor ve bu gördüğünüz ağaçların yarısını önümüzdeki yıl bulamayacaksınız. Eskiden insanlar narenciye, patates, harnup ve enginardan para kazanıyordu ancak şimdilerde topraklar inşaat alanına dönüştü. Narenciyenin kesilmesi için yıllarca anavatandan işçiler geldi ve sezon biter bitmez bu işçiler memleketlerine geri gönderiliyordu. Bu yıl kontraktörler işçi bulamadığı için Cypfruvex de devreye girerek üçüncü ülkeden işçi getirmeye çalıştılar. İşçiler geldi de ancak işi bittiği halde işçiler geri gönderilmedi.”

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 ay Önce

Üretimde de maalesef ÇEMBER DARALIYOR !!

SIRADAKİ HABER

banner608

banner474