banner564

Yaşam kötü

İki dönem milletvekilliği yapan Mehmet Tancer “Kıbrıs Türk toplumu ekonomik açıdan varoluşunu sürdürebilir noktadan uzaklaşmıştır” dedi

Yaşam kötü
banner598

Çiğdem AYDIN

   Esas mesleği doktorluk olan Mehmet Tancer, 2005 ve 2009 yıllarında Demokrat Parti’den Girne milletvekili seçildi. Tancer, 2010’da Ulusal Birlik Partisi’ne geçti. Halen doktorluk mesleğini sürdüren Mehmet Tancer’e göre; Kıbrıslı Türklerin ekonomik durumu kötü. Tancer “Kıbrıs Türk toplumu bu açıdan bakıldığında varoluşunu sürdürebilir noktadan uzaklaşmıştır” diyor.

   Altı yıldan beri memur maaşlarına enflasyona göre bir artış yapılmadığına dikkat çeken Tancer, gençlerin yurt dışında istikbal arar noktaya geldiğini söyledi. Tancer “burada yanlız Kıbrıs Türk siyasetcilerinin değil, Türkiye’den de bu konuda yeteri kadar ilgi ve kaynak sağlanamadığını da görüyor ve üzülüyorum” şeklinde konuştu.

   Eski milletvekili, Diyalog muhabirinin sorularını şöyle yanıtladı:

   Soru: Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?..

   Yanıt: 2005 yılında milletvekili seçildim ve 2013 seçimlerine kadar meclisteki görevim devam etti.

   Soru: Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?..

   Yanıt: Tıp doktoru olarak çalışıyordum.Ve hala daha öyle. Girne’de devlet hastanesinde görev yapıyorum. Siyasete başlamazdan önce de bu  görevi yapıyordum.Yaşım gereği ben emekli olmadım. Aktif siyasete başlamazdan önce ne yapıyorsam şimdi de Ortopedi ve Tramvaloji uzmanı olarak görevdeyim.

 

Siyasetten kazanmadım

 

   Soru: Ekonomik durumunuz nasıl?. Nasıl geçiniyorsunuz?. Ne kadar maaş alıyorsunuz?..

   Yanıt: Ekonomik durumum siyasete girmezden önce nasılsa şimdi de öyledir. Siyaset benim için ekonomik açıdan bir şey değiştirmedi. Siyaseti bir şahsi ikbal aracı olarak görenlerle her zaman mücadele ettim. Benim konumum düzgün ve dürüst siyasetin gerekleri doğrultusunda devam etti. Her zaman halk için siyaset yaptım ve bunun çok zorluğunu gördüm. Halk için siyaset yapmanın bu ülkede ne kadar zor olduğunu yaşayarak öğrendim. Şimdi doktorluktan aldığım maaşla geçiniyorum. Uzman doktor olarak benim aldığım maaş 5.900 TL’dir.

   Soru: Bakmakla yükümlü olduğunuz kimseler var mı?. Kimlerdir? Ne iş yapıyorlar?..

   Yanıt: Eşim ve iki çocuğum var. Çocuklarım okula gidiyorlar. Biri üniversiteye diğeri ise Liseye gidiyor.

   Soru: Sağlıkla ilgili sorun yaşıyor musunuz?

   Yanıt: Yaşamadım.Bunu da düzgün bir aile hayatımın olmasına borçluyum.

 

Halkın arasındayım

 

   Soru: Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?. Arayıp, soran oluyor mu?..

   Yanıt: Kesinlikle öyle bir şey fark etmedim. Siyasette kimlerle görüşüyorsam onlarla hala görüşüyorum. Hatta hekimliğe döndükten sonra dostlarımın sayısı daha da arttı diyebilirim. Halk beni yeniden arasında gördü ve bundan mutlu olduklarını görüyorum. Çünkü benden maddi çıkar değil sağlık bilgim doğrultusunda bir beklentileri vardır. Bu şekilde diyaloğumuz artmıştır. Çevrem de bu doğrultuda siyasetten olduğundan daha çok genişledi.

 

Siyaset halktan uzak

 

   Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?

   Yanıt: Bugünkü siyaseti halktan uzak,halkın mevcut sıkıntılarına cevap veren bir yapıdan yoksun buluyorum.Şu anda Kıbrıs Türk halkının refah düzeyi açısından kötü durumda olduğunu görüyoruz.Kıbrıs Türk toplumu bu açıdan bakıldığında varoluşunu sürdürebilir noktadan uzaklaşmıştır.Altı yıldır memur maaşlarına, enflasyona göre bir artış yapılmamıştır.Gençler yurt dışında istikbal arar noktaya geldi.Burada yanlız Kıbrıs Türk siyasetcilerinin değil, Türkiye’den de bu durumla ilgii yeteri kadar ilgi ve kaynak sağlanamadığını da görüyor ve üzülüyorum.

   KKTC’nin ekonomik anlamda dünyaya açılması uluslararası ambargolar nedeniyle engellenmektedir. Bunun etkisizleştirilmesi için de, gerek dünya, gerekse Türkiye nezdindeki girişimler yetersiz kalmıştır. Türkiye dediğim zaman özellikle Mersin kapısının Kıbrıs Türk halkıının ekonomisine sorunsuz bir şekilde açılması noktasında yeterli uğraş yok.Kıbrıs Türk halkının kaderi bu olmamalı.

 

Çözüm ihtiyaç oldu

 

   Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..

   Yanıt: Kıbrıs’ta çözüm artık bir ihtiyaç halini almıştır.Kıbrıs Türk halkının dünyaya açılması ve entegre olması çağımızda olmazsa olmaz olan bir gereksinimdir.Bu uğurda temel değerlerin ve çıkarların gerektirdiği doğrultuda bir anlaşma yapılması gerekiyor.

   Soru: Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?. Değilse ne yapmalı?..

   Yanıt: Ben Kıbrıs Türk toplumunun hazır olduğunu düşünüyorum.Keza Annan Planında hazır ve istekli olduğunu kanıtlamış bir toplumdur.İstesek de istemesek de çoğunluk bu çözümü arzuluyor.Dolayısıyle siyasetçiler bunu bilerek tavır almalıdır.

   Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak?

   Yanıt: Toprak paylaşımının yanında Kıbrıs Türk halkının yönetim organlarında sahip olabileceği etkin yapı oluşturulması oldukça önemlidir.Bir diğer konu ise Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin 1960 antlaşmalarındaki şekli ile korunması, güvenlik  açısından önemlidir.

   Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..

   Yanıt: Çözüm olursa mesleğimin yanında tüm tecrübe ve becerim ve bilgimle Federal parlementoda Kıbrıs Türk halkının hak ve menfaatlerini korumayı hayal etmekteyim.

Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2014, 03:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473