Umman Sultanlığı Arap Yarımadasının en doğusunda. Tarihsel süreç içerisinde, Osmanlı İmparatorluğu da dahil, genellikle büyük güçlerin boyunduruğu altında çok da yaşamayı kabullenmemiş bir halk. Kendilerine özgün güçlü bir karakterleri var. Ülke genel nüfusu beş milyonun üzerinde ancak bir milyona yakın olanları Bangladeş, Pakistan, Hindistan hatta Filipinler'den gelen üçüncü dünya ülkelerinden çalışmak için gelen kişilerden oluşuyor. Aklınıza gelen tüm servis sektörü hizmetlileri istisnasız bu kişilerden oluşuyor. Bu insanlar benim gördüğüm kadarıyla çok mutlu çünkü kaldığımız otelden tutun da ( Crowne Plaza Muscat ) , yemek yediğimiz restoranların tümünde güler yüzlü, işi bilen bu kişiler ile karşılaşıyorsunuz.
Bu arada ülkenin ismi nerden geliyor derseniz 'Ateşin Anası' demek. Bütün Arap ülkelerinde olduğu gibi, sultanlık yani monarşi sistemiyle yönetiliyor.
Ercan - İstanbul - Muskat üçgeni.
Evet, buradan ilan ediyorum. Elzem olmadıkça bundan sonraki uçuşlarım İstanbul üzerinden olmayacak. THY'nin Ercan'da yaklaşık iki saatlik rötarından sonra aktarmalı uçuşu kaçırdık. Sonra bir gün İstanbul'da bekle, otele transfer, tekrardan havaalanı ve uçuş, zor yani. Zaman, vakit bizler için nakit ne de olsa. Bu arada dönüş yolunda bu kez Muskat'da rötar yapan uçak ve bu kez beş saat İstanbul havalimanında bekleme. Tek kelime ile haşat olduk ekip arkadaşları ile. Bundan böyle güneyden uçacağım. Yaşımız gereği artık böyle stresleri kaldırmakta güçlük çekiyoruz.
Yolculuk başlıyor
Zor da olsa bir gün aradan sonra Maskat Umman uçağına bindik. Türkler Vizesiz bu ülkeye girebiliyor. Ülke uzun süre Osmanlı imparatorluğu ve Pers imparatorluğu etkisinde kalmış olsa da, Umman mutfağı popüler kültürün yemek kültürüne baktığımızda bu iki büyük imparatorluğun izlerini görmek mümkün değildir. İşletmelerinde Avrupa İngiliz İtalyan yiyeceklerini öne çıkartmaktadır. Gittiğim İtalyan restoranı yemeklerini o kadar çok beğendik ki iki gün sonra tekrar gittik.
Bu kadar yıldır taze sıkılmış meyve sularının, özellikle tropik olanlarını ( guava ve passion fruit karışımı olanını tavsiye ederim) mutlaka tadın. Alkolün yasak olduğunu da kibarca hatırlatırım . Dünya üzerinde bulunan her meyvenin suyu burada yemeklerde ek olarak servis edilmektedir. Bu da son derece harika bir duyguyu beraberinde getiriyor.
Dört ayrı bölge halinde olan Umman ülkesinin en gelişmiş şehri ve başkenti, Maskat'tır. Başkent, Kuzey Umman bölgesi tarafında yer alıyor. Suveyh, Mirbat, Matrah ile El Hubara, Umman'ın önem turizm ve ticaret şehirleri olarak bilinirler.
Masal kitaplarından çıkan Al Alam Sarayı
Çocukken çok severdim masal kitaplarını. Orada çizilen karikatürleri hatırlıyorum. Kubbeli saray duvarları, gökyüzüne çıkan minareleri, belki de akşam saatlerinde gittiğim için çok mistik geldi bana. Yıldızlar, ay, altın varaklı işlemeli gotik mimari, inanılmaz bir görsel şölen sunuyordu.
Öğrendiğimiz kadarı ile tüm devlet protokolü bu saraya gelmeden önceki bir kilometre önceden girişte karşılanır, atlar eşliğinde eskort yapılarak, sarayın resmi devlet erkanının buluştuğu yerde toplanılır. Bu gelenek tam yüz yıldır ( 1923) yılından beri devam ediyor.
El Alam bölgesinde yaşayan halk ve evleri üst düzey bir bölge.
Tüm Muskat da olduğu gibi yollar sanki bir New York gibi. Şehir trafiği, aydınlatma, yolların kalitesi bizden 20 yıl, Türkiye’den de hatta daha ileri.
Yollarda bir tek sigara izmariti görmek mümkün değil. Ayrıca yola tükürmenin de maddi cezası var hatta hapisliği. Hal böyle olunca her yer pırıl pırıl.
Eğitim Fuarı ve müthiş Muskat Sarayı
Dünyanın dört bir yanından gelen üniversiteler, Muskat Eğitim Sarayında yerini almış. Yeni Zelanda, Avustralya, Amerika ve İngiltere'den gelen birçok üniversite temsilcileri fuarda yerini almışlar.
Fuar alanı inanılmaz bir büyüklüğe sahip. Dört kat olan fuarda üç kat da artı olarak araba park alanları yapılmış. Mevsim sonbahar olduğu için hava sıcaklığı ayni Kıbrıs'ta olduğu gibi idi.
Tek fark orada kaldığım süre boyunca hiç terlemedim çünkü hiç nem yoktu.
Öğrencilerden müthiş bir yoğun ilgi vardı fuara. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bir üniversiteler adası olduğunu biliyorlar. Bir de Kıbrıs'ta üniversite fiyatları ve konaklama, barınma ücretleri yukarıda bahsedilen ülke üniversitelerinin fiyatlarından çok makul.
İyi ilişkiler kurduğumuz kurum ve kuruluşlar ile önümüzdeki akademik sömestlerde çok daha fazla öğrenci akışı inancı ile bu güzel ülkeden ayrılıyoruz. Ekibimizde bulunan Marketing Direktörü Leyla Biçer ve Ortadoğu Sorumlumuz Ahmet Halabi ile güzel günler çok daha yakın diyoruz.
Önümüzdeki hafta bu güzel ülkenin Turizm potansiyelini ele alacağız. Tabii ki ekonomik olarak en büyük gelir kaynağının petrol ve gaz olduğu gerçeğini unutmadan.
Turizm Hayattır
