Çiğdem AYDIN
Bakanlar Kurulu’nun açıkladığı ‘Birinci önlem paketini’ yetersiz bulan ve sert tepki gösteren ekonomik örgütler, hükümetin bugün saat 17.30’a kadar ikinci bir paket açıklamasını bekliyor. Bunun yapılmaması ve yanlışların düzeltilmemesi halinde, eylem yöntemini belirlemek üzere toplantı yapılacak.
Diyalog’a konuşan Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz açıklanan paketin kabul edilebilir olmadığını söylerken, Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk “ekonominin çarkları durmuştur” dedi. Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner “Bu paket komedi paketidir” derken, Esnaf Odası Başkanı Mahmut Kanber, dayatma paketinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, özelde çalışanlara Bin 500 liralık yardımı eleştirirken, İŞAD Başkanı Enver Mamülcü, özel sektörün tefecilerin kucağına atıldığını ifade etti.
İşte görüşler:
Turgay Deniz (Ticaret Odası Başkanı):
Açıklanan paket iş dünyası için bir hayal kırıklığıdır ve kesinlikle kabul edilebilir değildir. Özellikle bu Coronavirüs ile mücadelede bir çatışma ortamı istemiyoruz eğer bu virüsten kurtulacaksak birlik ve beraberlik içerisinde kurtulacağız. Dolayısıyla şu anda ülkede yaşayan herkes dinine, diline, milletine bakılmaksınız herkesi eşit olarak görmemiz lazım ve imkânlarımızı eşit olarak dağıtmamız gerekir. Eğer biz yerli işçi yabancı işçi, kamuda çalışan, özel sektörde çalışan diye ayrım yaparsak başaramayacağımızı söylemek isterim. İş dünyası zaten kepenklerini indirmiştir. Dolayısıyla ne zaman dükkânlarını açacaklarını, ne kadar satış yapabileceklerini, hayatlarını nasıl idame edeceklerini zaten şu anda göremiyorlar.
Bizim istediğimiz şuydu; Başbakanın diğer ülkelerde olduğu gibi çıkıp halkına ‘siz evinizde kalınız, siz sağlığınızı koruyunuz, kimse kimseye bu hastalığı bulaştırmasın. Biz elimizdeki imkânlar dâhilinde herkese yiyecek kadar bir maaş vereceğim’ demesi gerekiyordu.
Devlet, üçüncü ülke vatandaşlarına herhangi bir katkı vermeyeceğini söylese de biz iş dünyası olarak onları kendi vatandaşlarımızdan ayrı kefeye koymuyoruz. Başıboş bir yere bırakamayız. Bugün sokaktaki köpeklere bile sahip çıkan KKTC vatandaşı, üçüncü dünya ülkesinden gelen insanlara sırtını dönmez. Bizim de kendi planlarımız vardır, iş dünyası olarak biz gerekeni yapacağız. Hükümet edenler çıkıp ‘ben üçüncü dünya vatandaşları için hiçbir şey yapmıyorum. Başlarına gelenleri çeksinler’ diyorlarsa büyük bir sosyal patlamanın eşiğine geldik demektir. Biz bu insanları aç susuz kimsesiz bırakamayız. Devletin ‘ben bir alan oluşturuyorum, çadır kent yapıyorum, yabancıları hep bir yere topluyorum, bunlara sabah öğlen akşam yiyeceklerini vereceğim, sağlık kontrollerini yapacağım’ demesi lazımdı.
Toplum içinde başı boş bırakıyorum denemez. Şu anda herkes isyan içerisindedir ,buna karşı bir tepki koyacağız. İş dünyası olarak iç güvenliği de düşünmek zorundayız. Devletin gelirleri 600 milyondan 200 milyona düştü çünkü. İş dünyası görevlerini yerine getiremiyor. İş dünyası yoksa, reel sektör yoksa devletin geliri de yoktur. Bu açıkça görüşmüştür. Hala daha kamu memurları için ayrıcalıklı bir duruş mu sergileniyor birlik nasıl sağlanacak peki? Bankacılık sektörü konusuna gelince, biz ilk günden söyledik bugün iş dünyası dükkânlarını kapatmıştır. 15 bin iş sahibi 110 bin kişi de işçilerdir bu insanlar ekmek kapılarını kapatmıştır. Bu süreçte sıfır kazanç, sıfır gelir, sıfır kar vardır. İsyan etmiyoruz ama bankalardan ‘mevduat faizi vermiyoruz. Kredilere de faiz işletmiyoruz’ demelerini beklerdik bankaların. Bizi dondurdukları gibi bankaları da dondurabilirlerdi ,beklentimiz buydu. Biz önce sağlık diyoruz ama burada yaşayan herkesin karnının da doyması lazımdır. İşletmelerimiz kapalıdır, personellerimiz sıfır kazancı vardır. Hep sermaye odaklı paket dediler ama sermaye bu paketi kabul etmiyor kabul edilebilir de bulmamıştır. Biz ekonomiye kaynak yaratmaya çalışırken, hükumetimiz çıkıyor ‘SSK yatırmak isteyene yüzde 10 indirim yapacağım’ diyor. Onlar hala bizden para toplayabilme peşinde. Bu gibi eylemlerden kesinlikle vazgeçmeleri gerekir.
Candan Avunduk (Sanayi Odası Başkanı):
Bu kriz ülkeye dışarıdan geldi, ithal gelen bir virüs ve herkesi de etkiledi. Bu bağlamda hükümetin Coronavirüs önlemleri kapsamında sağlık için attığı adımlar birçok ülkeye göre doğruydu. Ancak Başbakanın açıklamış olduğu önlemler paketini başarılı bulmadığımı söylemek istiyorum. Uzun süren toplantıların ardından bir beklenti oluştu ve bu beklentiler sonuncunda böyle bir paketin çıkması hayal kırıklığı ile karşılandı. Kenarından geçilmiş, hafifçe dokunulmuş ve bazı konularda anlaşılmayan şeyler var. Planlanan ekonomik paketten bir şey anlamadığımız gibi, sorunlarımıza, derdimize çare olacağını da düşünmüyoruz. Bizim ekonomimizin çarkları şu anda durmuş durumda.
Biz ekonomik örgütler olarak çalışanlar için 2 bin TL istedik, ‘bin 500 TL verebilirim’ dediler.
Bunu sadece KKTC ve TC vatandaşlarına vereceklerini söylediler. Üçüncü dünya ülkesi vatandaşları kapsam dışında kaldı.
Ayrıca kaynakların eşit miktarda dağıtılması gerektiğini söylemiştik. Kamu ve özel sektör arasındaki makas hala kapanmadı, bugünkü kriz ortamında dahi bu kabul edilebilir değildir. Pakette çok fazla sosyal ayrımcılık var. Kapalı olan sektörler için hiçbir politika üretilmedi. Bankalarla ilgili herhangi bir karar yok. Bankalara karşı olan yükümlülüklerimiz var gerek kurumlar gerek şahıslar biz 6 ay süreyle ötelenmesini önerdik. Hükümet burada ciddi bir rol üstlenmeli.
Dimağ Çağıner (Otelciler Birliği Başkanı):
“Bu komedi paketidir. Komediden başka bir şey değildir. Bu paket sandıkları şey otelleri, turizmi kapsıyor mu? Başbakana, Maliye Bakanına sürekli soruyorum ve bunun cevabını bize verebilecek cesaretleri olduğunu göremiyorum. Bu olay gerçekleştiği ilk günden itibaren biz takip ediyoruz toplantılara birlikte giriyoruz. İnsanlık, sağlık namına alınan kararlarda yanlarında durduk. Ama ekonomik pakette ne insanlık ne adamlık ne de hükümet gördük. Ben bu konuda her türlü teessüflerimi iletiyorum, her türlü aksi duruşu göstereceğimi söylüyorum. Biz turizm sektörü olarak bunlardan iki şey istedik; önce sağlık sonra da ekonomik birlikteliği korumak amacıyla taleplerimiz oldu. Birinci konu eşit maaş uygulaması idi. Devletin sadece bir kısmını değil toplumunun tümünün sahip olduğunu ispatlaması gerekirdi. ‘Üçüncü dünya’ ülkesi vatandaşı diye ayrım yapmak olmaz. İhtiyat sandığı, sosyal sigortalarda kayıtlı olan herkes desteği hak ediyor.
Herkesin devletten eşit maaş alması gerekirdi ki, bu süreçte toplumun birlikteliği bozulmasın. Biz sektörler olarak el ele verdik hükümetimize bu konuda her türlü desteği verdik ama ne yazık ki karşılığında destek göremedik.
Bankalar konusuna gelince, birincisi bankacılık sektörü bu ülkenin sarsılmaz bir direğidir ve onlara ihtiyacımız vardır. Onları zor durumda bırakacak bir durumumuz yok. Ama bu dönemde Merkez Bankası desteğini verecektir, bir şekilde bu durumdan birlikte çıkmanın yolunu arıyoruz.
Mahmut Kanber (Esnaf Odası Başkanı):
“Kapanan işletmelerin yüzde 90’ı küçük esnafın dükkânlarıdır. Kapananlar dolayısıyla en etkin şekilde bu işten maddi anlamda zarar gören, esnaf, zanaatkar, günlük kazananlar oldu. Bizler de teknik çalışmalarımızı yapıp, ilettik. Yapılan açıklamalardan hiçbir sektör memnun değil. Belli ki hiçbir sektörün önerileri dikkate alınmadı. Ekonomik sosyal dayanışma sözcükleri içeren bir dayatma paketidir bu. İyileştirme dedikleri şeylerin hiçbir anlamı ve somut bir tarifi yok. Heyecan ve umutla beklediğimiz bu paket hayal kırıklığı yarattı. Örneğin üçüncü dünya ülkelerinden gelenleri yok sayarak bütün dengeleri alt üst ettiler. Bunun neresi sosyal devlet anlayışıdır. Bizim paramız yok bankalara da rica edeceğiz siz gidin oralardan borçlanın denilmiştir. Devletin kendisinin borçlanıp halkına bakması gerekir. Bu borçlanma kısmını esnafın, işverenin üzerine yıkmamaları lazımdır. Borcumuzu ötelemek için dahi yeniden borçlanın deniliyor. Bizim tarafımızdan kabul görmeyecek bir pakettir. Eğer siz çekler konusunda 3 ay, beş ay sonra hadi takasa açtık ödeyin derseniz bu ülkede daha da büyük bir kaos olur mahkemeler kilitlenir. Bu konuda da yeniden bir değerlendirme yapmak zorunlulukları vardır.”
Cafer Gürcafer (Müteahhitler Birliği Başkanı):
Paket açıklandığı günden bu yana çok düşünüyor ve üzülüyorum. Manipülasyon yaparak bir paket açıkladılar. İçerisinde hiçbir şey olmayan bir paket, özellikle 3’ncü dünya ülkeleri vatandaşlarını bu paketin dışında tutarak insan haklarına da aykırı davrandılar.
Dünya bize bunun hesabını soracaktır, eşel mobilde dahil her yerden beslenen bir kesim oldu. Eğer 3’ncü dünya ülkesi vatandaşları oy verseydi belki de böyle olmazdı. Dünyanın bu halinde bizim hükümetimizin aldığı değerlendirme beni üzdü ve şok etkisi yarattı. Düşünün 2 ay bin 500 TL ödeyeceklerini söylediler. Orada bile ince bir hesap düşünmüşler, bu insanları yaşatmak için kriz bütçesi oluşturacaklarına bir takım manipülasyon ile sadece kamuyu nasıl öderiz diye düşünüyorlar. Ayrıca, sanki Bankacılık sektörünü batırmak için uğraşan bir kesim varmış gibi Bankalar ile de bizleri karşı karşıya getiriyorlar. Türkiye kökenli kesimin geri döndüğünü gördük. Son 15 günde sadece Girne Limanı’ndan 30 bine yakın çıkış oldu. Herkes ailesinin yanına döndü.
Bizler işçi durdurma yoluna asla gitmedik ve şu anda şirketler hala işçilerini tutuyor. İş yapamayan şirketlerimiz 5 milyona yakın sadece maaş ödemek zorunda kalacak, artık söyleyecek söz bulamıyorum. Biz tüm paydaşlarımıza işçilere yardımda edelim çağrısı yaptık esasen bu durumu reklamda yapmayacağız.
Enver Mamülcü (İŞAD Başkanı):
Ben sanırım özel sektöre değil de devlete daha fazla yardım için hazırlanan bir paket olarak görüyorum. Sadece kamu sektörünün nasıl ödeneceği ile ilgili bir paket hazırlandı. Ciddi bir insan hakkı ihlali yapıldı. Üçüncü dünya ülkelerinden gelenleri hiç görmediler ,iş hayatını hiçe saydılar.
Özel sektör çalışanlarına bin 500 TL verileceğini söylendi.
SSK yatırımlarında baktığımızda bin 900 TL eksik görüyoruz. Biz çalışanlarımız için yatırımlarımızı yaptık. Peki, nerede bizim yaptığımız yatırımlar. Ekonomik örgütler olarak 2 bin TL önerdik, fakat dikkate alınmadık. Büyük bir sosyal patlamanın eşiğindeyiz diye görüyoruz. Şu anda reel sektör tamamen durmuş durumdadır. 30 bin kişiyi görmezden gelen hükumet 30 bin insanın sokakta başıboş ve açlığa bırakmıştır. Bu ekonomik bir açıklık değil bu sadece popülist bir yaklaşımdır başka bir şey de değildir. Biz bu paketi desteklemiyoruz, desteklememiz de mümkün değildir. Kendi yükümlülüklerimizi dahi şu anda yapamıyoruz. İş dünyasını tefecilerin kucağına atıldık. Bankacılık sektöründe rica ile bir çözüm bulunamayacağı kanaatindeyiz.
Iyı akşamlar ben 3sınıf Türkmenıstanlıyım 5senedır calışma ızınlı sıgorta ıhtıyac sandıgı ödeyerek calışan bırıyım bu zamana kadar araştırıp bılırsınız. fakat sokaga cıkmak yasagı patronum ızın verdı evde kaldım ve utanarak cok zor durumdayım şuan işsızım kırada oturyorum lütfen yardım edın banan.sevgıler saygılar
Telf numaram 05488272104