banner564

‘Ucu açık olmaz’

Akıncı, Anastasiadis’in önerilerini takvim şartıyla değerlendirmeye hazır olduğunu söyledi

‘Ucu açık olmaz’
banner598

 Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün akşam düzenlediği basın toplantısında Rum lideri Nikos Anastasiadis’in daha önce yaptığı açıklamalara değindi ve yeni süreçte izleyeceği tutumu anlattı.

Akıncı, müzakere sürecine yeniden başlamaya hazır olduğunu belirtirken, uzun süren, ucu açık müzakerelere yanaşmayacağını söyledi.
Akıncı’nın üzerinde durduğu başka bir nokta ise doğal zenginlikler konusu oldu. Akıncı, doğal zenginliklerin eşit bir şekilde paylaşılması gerektiğini ifade etti. Akıncı, Rum toplumuna da çağrıda bulunarak, “Bu topraklar ve zenginlikler hepimize yeter. Bunu paylaşacak bir zihniyet oluşturmalıyız” dedi.
   Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün akşam düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasına “Bizleri ekranları başında izleyen Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlara da iyi akşamlar. Galis perasas” sözleriyle başladı. Akıncı, basın toplantısını Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in basın toplantısına cevap ve karşılıklı suçlama kampanyasını körüklemek amacıyla düzenlemediğini vurguladı.

Azınlık olmayı kabul etmeyiz
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakere tarihinin 50’nci yılında olduklarını hatırlatarak, ne yazık ki hâlâ karşılıklı kabul edilebilir bir sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını, bu noktaya çok yaklaştıkları anlar olmakla birlikte, bu hedefe ulaşılamadığını dile getirdi.
Akıncı, bunun neden olmadığını her iki tarafın ve aynı zamanda üçüncü tarafların da sağlıklı olarak değerlendirmesinin zamanının geldiğini hatta geçtiğini ifade ederek, “Sorunun ulaşmaya çalıştığımız çözüm modeli ve parametreleri ile ilişkili olduğu kanaatinde değilim” dedi.
Akıncı şöyle dedi:
    “Kıbrıslı Türkler Rumların hâkim olacağı üniter bir devlette azınlık hakları ile yetinmeyi kabul etmeyeceklerdir. Kıbrıs Rum tarafında da bazı çevreler iki ayrı devlet fikrine yakınlık duyabileceklerini ima etseler de, Rum toplumunun büyük çoğunluğunun iki ayrı devlet oluşumunu onaylamayacağı aşikârdır.” 
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu durumda görünürdeki olasılığın ya Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun da destek vereceği, iki kesimli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm için çalışmak ya da statükonun devamına göz yummaktan ibaret olduğunu belirtti.

Desentralizasyon ve eşitlik
Akıncı, o halde akıl işi makul bir uzlaşıyı federal çerçevede sağlamak gerektiğini belirterek, son günlerde Anastasiadis’in gündeme getirdiği desentralizasyon konusu ve siyasi eşitlik üzerine görüşlerini de paylaştı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs’ta bulunacak çözümün, her iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı olacağının birçok BM kararında, BM Genel Sekreteri raporlarında, 11 Şubat 2014 mutabakatında ve iki taraf arasında sağlanan birçok uzlaşmada yer aldığına dikkat çekti. 
Akıncı, egemenliğin iki toplumdan eşit olarak kaynaklanacağı, iki kurucu devletin yetkilerinin ve statüsünün eşit olacağı, iki toplum arasındaki ilişkinin bir çoğunluk - azınlık ilişkisi olarak nitelendirilemeyeceğinin hep karara bağlanmış hususlar olduğunu ifade etti.

Anastasiadis’in izahları kafa karışıklığına yol açtı
Bunun da ötesinde, dış politika, güvenlik ve savunma konularında Başkan ve Başkan Yardımcısı’nın kararları ancak birlikte alabilecekleri üzerinde uzlaşıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Bu noktada Sayın Anastasiadis’in verdiği izahlardan yola çıkacak olursak, durumun epeyi kafa karışıklığına yol açtığını söylemek durumundayım. 
Birincisi, Sayın Anastasiadis daha önce kabul ettiği Federal Bakanlar Kurulu’ndaki Kıbrıslı Türk bakanların kararlara etkin katılımını da artık geçersiz saymaktadır.
İkincisi, sınırlı olarak geçerli saydığını düşünsek, bu defa da enerji konularını bile Kıbrıslı Türkler açısından yaşamsal bir alan olarak görmemektedir.
Çünkü kendi ifadesine göre, Kıbrıslı Türklere kendi yaşamsal konularında bir olumlu oy hakkını kabul ettiğini söylemektedir. Bu durumda Kıbrıs’ın doğal gazı ve nakil projeleri Anastasiadis’e göre Federasyon kurulsa da sadece Rum toplumunu ilgilendiren bir konu olacaktır. Bunun mantıklı bir izahı olabilir mi?
Bunlara ilave olarak Sayın Anastasiadis, doğal gazın, daha mantıklı, kısa mesafeli ve daha düşük maliyetli bir güzergah olan Türkiye üzerinden taşınmasına çözümden sonra bile razı değildir. Kısacası ona göre Doğu Akdeniz enerji politikalarında Kıbrıslı Türklerin de Türkiye’nin de yeri yoktur.
Halbuki bu alanda Kıbrıslı Türkler ve Türkiye’nin de dahil olacağı, ortak akılla yürütülecek işbirliği projelerine ihtiyacımız olduğu açıktır. Ancak bu şekilde adamızda ve bölgemizde barış ve istikrara katkı yapmamız mümkün olacaktır.”

Sonuç odaklı olmalı
Desentralizasyon konusunun, merkezi hükümetteki yetkilerde azaltma yapılarak iki kurucu devletin yetkilerinin artırılması olayının, kendilerinin tartışmaya kapalı olduğu bir konu olmadığını ifade eden Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama Sayın Anastasiadis’e de söyledim, bunların somut olarak ortaya konması gerekir ve ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir süreç söz konusu olacaksa bunların iyi niyetle değerlendirilmesi mümkündür. Şunu da belirtmem gerekir ki, bugüne kadarki müzakerelerde Rum tarafının tavrı bunun tersi olmuştur. Hâlbuki Klerides’in de deyişiyle merkezi hükümette yetkilerin çok olması, farklı yaklaşımlardan doğan görüş ayrılıkları ve sürtüşmeleri de artırma potansiyeli taşımaktadır. Ancak bir noktada açıklıkla şunu söylemek durumundayız; kurucu devletlerin yetkileri artsa da merkezi hükümette kalacak yetkilerin uygulanmasında kararların basit çoğunluk-azınlık esasında alınmasını kabul edemeyiz. 

Lute yeniden gelecek
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için görevlendirdiği geçici danışmanı Jane Holl Lute’un yılbaşından önce yine gelmesinin beklendiğini de hatırlatarak, Lute’un görev tanımını tamamlamaya çalışacağını belirtti.
Akıncı, konuşmasını şöyle tamamladı: 
“Geçmiş yıllarda her iki toplum da değişik zamanlarda, değişik boyutlarda acılar çekti. Geleceği, belirsiz ve tehlikelere açık bırakıp, gelecek kuşakların da yeni acılarla yüz yüze gelmesine mi neden olacağız, yoksa tarihi sorumluluklarımızın bilinci içerisinde mi davranacağız? Gelecekte yeni acıları paylaşmak yerine, yetkileri ve refahı paylaşmayı başarabilecek miyiz?
Önümüzde yanıtlanması gereken ivedi soru budur.”
Cumhurbaşkanı Akıncı basın toplantısında daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bizim de haklarımız var
Akıncı bir soruya karşılık, Kıbrıslı Türklerin, Akdeniz’in sularında hakları olduğunu ve bu hakkın hep geleceğe ertelendiğini ifade ederek, “Çözüm olursa Kıbrıslı Türkler pay alacaktır denmektedir. 
Yapılması gereken ta bu işin başından bir komite aracılığında bu işlerin işbirliği ile yapılmasıydı. Şimdi gerginlikler vardır. Güney kazı yapacak. Türkiye’de sondaj gemisi satın aldı ve Doğu Akdeniz’de Kıbrıslı Türklerle işbirliği yaparak bir araştırmaya girecek. Bizim arzu ettiğimiz işbirliği idi. Ancak Sayın Anastasiadis’in söylemlerinde yadırgadığım ve kaygılandığım şey ise Türkiye’yi ve Kıbrıslı Türkleri çözümden sonra bile bu denklemin içerisinde görmemesidir” şeklinde cevap verdi. 
Akıncı bir başka soruya karşın ise “Akıncı yalnız federasyon konuşur da başka bir şey konuşmaz" deniyor. Ben mümkün olanı konuşurum. Tango değil, ya sirtaki ya da halay gerekir bize. Hep birlikte, el ele. Federasyon tek taraflı olmaz” şeklinde konuştu.

Akıncı, başka bir soruya karşılık ise müzakerelerin 50 yıl daha sürmeyeceğini, her iki toplumun da yorulduğunu ifade etti.

Rumlara mesaj
Akıncı, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların Ada’nının kaderini belirleyecek aktörler olduğunu belirterek, Rum toplumuna mesaj verdi:
“Bugüne kadar yeterince acı çektik. Genç kuşaklar için iyi bir gelecek yaratmalıyız. Bu topraklar ve denizlerdeki zenginlikler hepimize yeter. Bunu paylaşacak bir zihniyet oluşturmalıyız. Dost bir coğrafya olarak düşünmemiz lazım. Bu anlayışı geliştirirsek gelecek kuşların yaşamamasını sağlarız. Zaman yetip yitip gidiyor. Bu zamanı çok arayacağız.” 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473