banner564

‘Türkiye Anavatan’

Diyalog’a konuşan iki deneyimli siyasetçisi Karayalçın ile Öymen, Kıbrıs’ta garantörlüktern taviz verilemeyeceğini belirtti ve önemli uyarılarda bulundu:

‘Türkiye Anavatan’
banner598
Mert ÖZDEŞ


   Mustafa Akıncı’nın KKTC Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrasında başlayan Anavatan-Yavruvatan tartışmaları, Kıbrıs sorununa yakın ilgi duyan siyasetçilerden Murat Karayalçın ile Onur Öymen’i de rahatsız etti.
   CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, Akıncı’dan övgüyle bahsederken yaşanan polemiği talihsizlik olarak yorumladı.
   Diyalog’a konuşan karayalçın şöyle dedi:
  “Sayın Akıncı ile 1990 yılında ben Ankara Belediye Başkanı iken Lefkoşa ile Ankara’nın kardeşlik ilişkisini o zaman kurmuştuk. O tarihten buyana tanıdığım ve değer verdiğim bir siyasetçidir. Eşiyle birlikte aile dostumuzdur. Tartışmayı talihsizlik olarak görüyorum. Söylemlere takılmamak gerekir.  Kıbrıs Türkünün ve KKTC’nin saygınlığına özen göstermesi gereken ülke Türki’yedir kuşkusuz. Türkiye tabi ki anavatandır. Bunda hiç kuşku yok. Aslında Türkiye’nin anlaşmalardan gelen sorumlulukları vardır. Ben Sayın Akıncı’nın açıklamalarından hareketle Türkiye’nin bu konumuyla ilgili herhangi bir değişikliğin öngörülmediğini düşünüyorum. Kıbrıs Türkünün saygınlığına özne gösterilmesi gerektiğini ifade eden bir ifadedir. Yoksa Sayın Akıncı’nın ikili ilişkiler konusunda farklı bir düşünce taşıdığı kanısında değilim”

Azerbaycan ile konumları farklı

    Karayalçın, Akıncı’nın açıklamalarının Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasına yönelik bir talep olduğunu düşünmediğini belirterek şunları kaydetti:
“Sayın Akıncı’nın Türkiye’nin garantörlüğünün olmazsa olmaz olduğu görüşü dışında bir değerlendirme içinde olduğunu ya da olacağının kesinlikle sanmıyorum. Azerbaycan ile KKTC farklıdır. Azerbaycan’ın kurulmasında Türkiye’nin herhangi bir sorumluluğu olmamıştır. Ancak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan üç devletten birisidir Türkiye. Bu bağlamda Türkiye’nin yerini farklı değerlendirmek gerekir. Keşke böyle bir tartışma olmasaydı.
   Akıncı’nın seçilmiş olması nedeniyle Güney Kıbrıs’ın tutumunda bir değişiklik beklemiyorum. Ben doğrusu beklenti içinde değilim. Akıncı’nın seçilmesine yönelik sıcak mesaj vermiş olabilirler. Ancak işin Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin nihai bir noktaya gelmesi durumunda tavır değişikliği içinde olacaklarını düşünmüyorum. Çok beğendiğim ve seçilmesine sevindiğim Yunanistan Başbakanı Çipras’ın bile Türk Akımı’na yönelik şöven söylemlerinden de anlaşılacağı üzere, beni farklı bir tutum içerisine gireceklerine inandırmıyor.”



Öymen:Dikkatli olunmalı

   Emekli Büyükelçi Onur Öymen ise basın önünde yaşanan polemiğin dışarıya yanlış bir mesaj verebileceğine dikkat çekti. Öymen Diyalog’a şu açıklamayı yaptı:
   “Bu polemiği iyi karşılamıyorum Türkiye ile KKTC arasında tartışılacak konular varsa bu basın önünde olmamalı. Dış dünyaya iki ülke arasındaki ilişkilerin niteliği değişiyor izlenimi vermemek gerekir. Birliktelik ve bütünlük bize ancak müzakerelerde güç katar.
   Bu aşamada bir şey söylenecekse önce dış baskılara yönelik tepki gösterilmeli. Çünkü Kıbrıs meselesinde en çok sıkıntı çektiğimiz şey yıllardan beri Kıbrıslı Türklere yapılan baskılardır. Buna ses çıkarmazsak sanki bu baskıları içimize sindiriyormuşuz gibi anlaşılabilir.  Ayrıca ambargolar ve Kıbrıslı Rumların Türkiye’nin AB ile müzakerelerinde altı başlığa veto koyması da unutulmamalı. Bu koşullar altında neyi müzakere edeceksiniz? Karşı tarar size baskı yapacak, vetolar, ambargolar uygulayacak, sonra siz ‘hangi tavizleri verirsek bir anlaşmaya varabiliriz’ diye mi düşüneceksiniz. Karşı tarafın tutumunun da rahatsızlık yarattığını dile getirmek gerekir.”

Güvenlik boyutu önemli

   Çözüm için atılması gereken adımların Türkiye ile KKTC arasında görüşüldükten sonra basın açıklanması gerektiğini söyleyen Öymen, konunun güvenlik ve stratejik boyutuna dikkat çekerken, iyi niyetle her zaman sonuç alınamayacağını belirtti. Öymen şöyle dedi:
   “Kıbrıs herhangi bir devlet değildir. Kıbrıs uluslararası bir anlaşmayla kurulmuş bir devlettir. Bu anlaşmanın altında garantör devletlerin imzası vardır. Kıbrıs’ta bir taviz söz konusu olursa gayet tabi ki Türkiye’nin de görüşü alınacaktır. Aksi takdirde bunun maliyeti çok yüksek olur. İyi niyetle yolu çıkılır da iyi niyetle her zaman sonuç alınmaz. Herkes iyi niyetlidir. Herkes çözüm ister. Ama karşı tarafta çözüm niyeti olmadığı görülmüştür. Karşı tarafın bir şey vermeye niyeti yoktur. Bunu Sayın Talat da görmüştür.”

Güncelleme Tarihi: 29 Nisan 2015, 10:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473