Suna ERDEN
Kuzey Kıbrıs’ta yabancılara satılan mülk oranının korkulacak düzeyde olmadığı belirtildi. İnşat Müteahhitleri Birliği’nin verilerine göre son 50 yılda yabancılara satılan toprak oranı yüzde 0,28 seviyesinde oldu. Yani yüzde 1’in de altında kaldı.
Elde edilen verilere göre; Kuzey Kıbrıs’tan mülk alanların ilk sırasında Türk vatandaşları yer alıyor. Satılan mülklerin yüzde 40’ını TC vatandaşları alırken, bunu Rus, İran ve Ukrayna vatandaşları izliyor.
50 yılda yüzde 0.28
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) tarafından hazırlanan veriler, yabancıların KKTC’de geniş bir alanı kapsayan ‘arazi ve emlak’ aldığına dair söylemlerin gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor.
Tapu dairelerinden yapılan araştırma sonucu hazırlanan verilere göre; 1974’ten günümüze geçen 50 yıllık sürede yabancılara satılan toprak (Emlakların bulunduğu arazi yüzdesi) oranı yüzde biri dahi bulmuyor.
KTİMB’in verilere göre; 1974’ten günümüze yabancılara satılan arazi (emlak) oranı KKTC topraklarının yüzde 0,28’ini oluşturuyor.
En fazla toprak alımı yapan yüzde 40 ile Türk vatandaşları olurken, geriye kalan yüzde 60’lık oranın içerisinde ise 40’a yakın ülke bulunuyor.
Rusya, İran, Ukrayna ve çeşitli ülkeleri kapsayan 40 ülke içerisinde en az toprak alanlar ise İsrail vatandaşlarından oluşuyor.
Yabancılara satılan konutların yüzde 70’i stüdyo ve 1+1 dairelerden oluşurken, geriye kalan yüzde 30’luk dilimin içerisinde ise 2+1 ve 2+3 daireler bulunuyor. Yabancılara satılan villa oranı ise yüzde 2’de kalıyor.
Yanlış algı, sektöre darbe vurdu
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, son zamanlarda yabancıların KKTC topraklarını ele geçirmeye çalıştığına dair yaratılan algı üzerine söz konusu verileri hazırladıklarını söyledi.
Oranlara bakıldığında yanlış algının gözler önüne serildiğini kaydeden Gürcafer, şunları söyledi:
“Yüzdelik veriler yabancıların mülk alımıyla ilgili söylemlerin algıdan ibaret olduğunu gösteriyor.
Yabancılara konut satışını gündeme getirip yanlış algıya neden olanlar sektörü bitme noktasına getirdi.
Emlak satışları yüzde 90 oranında geriledi.
Satışlar neredeyse durdu. Şu anda sadece daha önce satılan konutların yapımı devam ediyor, projesi 2025’e sarkanlar da var. Ancak 2025 için yeni proje satışı olmadı. Eğer 2025 Haziran ayına kadar sektör toparlanmazsa bağlantılı 200 sektör de zarar görecek.”
“Sahiller de gasp edilmedi”
Gürfacer, sahillerin gasp edildiğine dair de yanlış bir algı oluşturulduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
“Yine yaptığımız çalışma kapsamında 1974 öncesini kapsayan Maraş gibi bölgeler de dahil sahillerde yapılanma oranı yüzde 12’dir. Yüzde 88 yapılanma yoktur. Bu da başka konu hakkında algı yapıldığını gösteriyor.”
Gürcafer, ortaya atılan söylemlerin KKTC’nin mülk değerini düşürdüğünü, ülkenin cazibesini yitirdiğini ifade etti.
KTİMB Başkanı, “Birçok yabancı KKTC’den aldığı mülkleri satıp gitme yoluna başvurdu” dedi.
Sadeghi: İnsanlar yanlış bir algıya kapılabiliyor
Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Girne koordinatörü Hüseyin Sadeghi ise KTİMB’den alınan verilerin yabancılara yapılan satışların toplam toprak alanı açısından oldukça düşük bir oranda olduğunu gösterdiğini söyledi. Sadeghi, “Ancak, bu bilgi çoğu zaman kamuoyu ile paylaşılmadığı için insanlar yanlış bir algıya kapılabiliyor. Toplumda, özellikle tarihi ve kültürel hassasiyetler nedeniyle, toprak satışlarıyla ilgili yabancı yatırımcılara karşı hassasiyetler yüksek olabiliyor. Az sayıda satış bile bu hassasiyeti tetikleyip, bazen abartılı bir algıya neden olabiliyor” dedi.
İş kaybı arttı
“Sektörde iş kaybının en iyimser yüzde 50 en kötü küçümser bakış acısıyla yüzde 90 oranına ulaştığını gözlemliyoruz” diyen Sadeghi, yaşanan durgunluğun nedenlerini şöyle açıkladı:
“Yanlış algıların yanı sıra döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve yüksek enflasyon, inşaat ve emlak sektörünü derinden etkiliyor. Yerel halkın alım gücü düşerken, yabancı yatırımcıların da belirsizlikler nedeniyle çekimser kaldığını görüyoruz.
Yüksek faiz oranları ve kredi maliyetlerinin artışı, hem bireysel alıcılar hem de inşaat firmaları için büyük bir engel oluşturuyor. Finansmana erişimdeki bu zorluklar projelerin durmasına veya ertelenmesine yol açıyor.
Bu gerilemenin önüne geçmek için sektör temsilcileri ve hükümetin iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle yabancı yatırımcıları teşvik edecek düzenlemeler ve yerel halk için uygun finansman seçenekleri oluşturulması önemlidir. Ayrıca, tapu süreçlerinin hızlandırılması ve sektörle ilgili bürokratik engellerin kaldırılması da bu dönemi aşmamızda etkili olacaktır.”
Birçok sektör etkilenecek
Sadeghi, “İnşaat ve emlak sektöründeki gerileme, ülke ekonomisini doğrudan ve dolaylı olarak birçok yönden olumsuz etkiliyor ve bu etkiler ne yazık ki şimdiden hissedilmeye başlandı” dedi. Sadeghi şunları söyledi:
“İnşaat sektörü, genelde büyük bir iş gücü yaratan bir alandır. Gerileme nedeniyle projelerin durması veya iptali, hem inşaat çalışanlarını hem de sektöre bağlı diğer iş kollarını (müteahhitler, mimarlar, mühendisler, malzeme tedarikçileri) ciddi şekilde etkiliyor. Bu durum, işsizlik oranlarının artmasına yol açıyor.
İnşaat ve emlak sektörü, devlet gelirlerine önemli katkı sağlayan alanlardan biridir. Emlak satışlarından alınan vergiler, tapu harçları ve diğer yasal ücretlerdeki azalma, devletin gelirlerini düşürüyor. Bu da kamu yatırımlarının ve hizmetlerinin sekteye uğramasına neden olabilir.
Sektördeki durgunluk, hem yerli hem de yabancı yatırımcıların ilgisini azaltıyor. Kuzey Kıbrıs’ta inşaat sektörü, yabancı yatırımı çeken en önemli sektörlerden biri. Bu yatırımların azalması, ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor.
İnşaat sektörüne bağlı olan diğer sektörler; örneğin yapı malzemesi üreten firmalar, nakliyeciler, lojistik sektörü, mobilya ve dekorasyon sektörü de bu durumdan doğrudan etkileniyor. Zincirleme bir şekilde ekonomik daralma yaşanıyor.
Özetle, inşaat ve emlak sektöründeki bu durgunluk, hem kısa vadede hem de uzun vadede ekonomimizin birçok alanında olumsuz sonuçlar yaratacaktır. Bu nedenle, sektörün yeniden canlanması için gerekli adımların hızlıca atılması hayati önem taşıyor.”
Yabancılar endişeli
Sadeghi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin KKTC’de mülk alan bazı şahısları tutuklamaya çalışmasının da sektöre darbe vurduğunu belirtti.
Sadeghi, “Güney Kıbrıs’ın bazı tutuklama girişimleri, özellikle yabancı yatırımcılar üzerinde ciddi bir endişe yaratmış durumda. Bu durum, özellikle mülk alım-satım süreçlerinde hukuki güvenliği sorgulayan bir algıya neden oluyor ve yabancıların yatırım kararlarını olumsuz etkiliyor” dedi.
Kendi Kendimize Maazeret bulmayı ve Rum Mülklerini Yağmalayıp SATMAYI durdurun !
Uluslarası Hukukun Elimize verdiği TMK’ unu Çalıştırın , Siyasi Çözüm olsun veya olmasın Kimin Malını Koçanlayip Kime Satıyorsunuz ! Bu Yanlışı bile bile Gençlerimize Çocuklarımıza ve Torunlarımıza Bugun yaptıklarınız ile Gelecek Günlerde Bu Kötü Mirası onlara Brakmayın .
TMK çalıştırıp bu Suçtan Kurtulun !