Çiğdem AYDIN- Suna ERDEN
Diyalog muhabirleri, sağcısı, solcusu demeden KKTC’nin muhtarlarına, şimdiki garantörlük sisteminin kaldırılması ve Türk askerinin çekilmesiyle ilgili düşüncelerini sordu. Görüşüne başvurulan 24 muhtarın tamamı, garantilerin tartışma konusu dahi yapılamayacağını belirtirken, Türk askerinin adada kalması gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler veya Avrupa Birliği garantisine asla güvenmediklerini ve Türkiye’siz bir çözüme karşı olduklarını belirten muhtarlar, Rumların, Kıbrıslı Türklere yönelik tavırlarının değişmediğine dikkat çekerek “Güvenen varsa gitsin onlarla birlikte yaşasın” dedi.
İşte muhtarların görüşleri:
Hüseyin Barbet (Muhtarlar Birliği Başkanı-Dikmen Muhtarı):
Türkiye’nin garantörlüğünün olmadığı bir anlaşmayı asla, asla ve asla kabul etmiyorum. Kesinlikle böyle bir şey olamaz. Böyle bir anlaşma metnine biz muhtarlar asla evet demeyiz. Eğer Akıncı çok istiyorsa, Rumlara güveniyorsa gitsin o tarafta yaşasın. Biz Rum’un ciğerini biliyoruz. 200 bin askeri, tankı tüfeği var. Sırf bizi öldürmek için bunları bulunduruyorlar. 1958, 1960’larda neler yaşandı çok iyi biliyoruz. Rum’a güvenimiz yoktur. Güvenen onlarla yaşasın.
Durmuş Aşandır (Taşkent Muhtarı):
Bu konunun konuşulması dahi sakıncalıdır. Kimsenin bunu konuşmaya yetkisi dahi yoktur. Türkiyesiz bir Kıbrıs olamaz. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi olmadan Kıbrıs Türkü var olamaz. Türkiye’nin olmadığı bir anlaşma yüzde 95 oranla reddedilir. Bizim güvencemiz Türkiye’dir. Geçmiş yıllarda yaşananları gördük. 1974 yılında BM Barış Gücü Askerleri Rumlar bizi katlederken göz yumdu. Benim köyümde 83 şehit verildi. Bizim tek güvencemiz Türkiye’dir. Ne AB ne BM ne de başka bir ülke bize hayır getirmez.
Serdar İlhan (Çatalköy Muhtarı):
Türkiye’nin garantörlüğünün olmadığı bir anlaşmaya asla sıcak bakmıyorum. Zaten buna kimse müsaade etmez. Türkiye olmadan olmaz. 1974’te neler yaşandığını gördük. Başımıza neler geldi ve bizi Türkiye kurtardı. Türkiye demek güvence demek… Bu nedenle böyle bir anlaşma mümkün dahi değildir.
Ömer Meraklı (Kalavaç Köyü Muhtarı):
Böyle bir konunun gündeme dahi gelmesi söz konusu olamaz. Türk askerinin adadan gitmesini söylemek veya fikir beyan etmek bana göre suçtur. Tamamen karşıyım ve bu konu tartışma konusu dahi olamaz. Türkiyesiz bir anlaşma bırakın olmasını talebi olamaz. Bunu tartışanları, konuşanları, gündeme getirenleri herkesi kınıyorum.
Hasan tosun (Tatlısu Yalı Bölgesi Muhtarı):
Bir insan gözü olmadan, kulağı olmadan yaşar mı? Bir insan elinden kolundan vaz geçer mi? Türkiye bizim anamız, babamız ve canımız. Bizim güvencemiz ve koruyucumuz. Nasıl ki elimizden gözümüzden vazgeçmeyeyiz anamızdan da babamızdan da vazgeçemeyiz. Bizim Anavatanımız Türkiye, nasıl onsuz bir gelecek düşünebiliriz ki. Böyle bir anlaşmayı asla ve asla kabul etmem.
Fehmi Soykan( Alayköy Muhtarı):
Kesinlikle karşıyım. Söz konusu dahi olamaz. Dünyanın hali ortada… Çok yakınımızda olan Suriye kan gölü. Filistin kan ağlıyor. Büyük devletler bile savaş riski altındayken Türkiye’nin gitmesi demek bizimde aynı kaderi yaşamamız demek olur. Kimseye düşman değilim ama Rumlara güvenmiyorum. 1974’te neler yaşandığını herkes biliyor. Bir daha olmayacağının garantisini kim verecek. Neden Rumlara güvenelim ki. Ne değişti 74’ten bu yana. Ben asla razı olmam.
Oğuz Göçeri (Geçitkale Muhtarı):
Biz ailecek Güney’den göç ettik geldik. Ailem çok zorluklar yaşadı. Geçmiş tecrübeler bizim için bir ders niteliğinde olmalıdır. Rumlar değişmedi ve değişmeyecek. Düşmanlık yapmıyorum ama güvenmiyorum. Bu nedenle Türkiyesiz bir anlaşmaya asla sıcak bakmıyorum. Ayrıca sadece güvenlik açısından değil Türkiye ile manevi bağlarımız da var. Türkiye bizim her şeyden önce Anavatanımız, canımız. Neden Türkiyesiz bir anlaşma kabul edelim ki. Olmasın daha iyi.
Ahmet Basri (Mallıdağ Muhtarı):
Kapılar açıldığından beri sadece 3 kez Güney Kıbrıs’a geçtim. Onlara güvenmiyorum. Bu nedenle Türkiye’nin garantörlüğünün olmadığı bir anlaşmayı asla kabul etmiyorum. Herkese çağrım geçmişte yaşananlardan ders alması ve tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bilmesidir.
Ali Göktürk (Paşaköy Muhtarı):
Türkiye olmadan zaten biz olmayız. Bizim hem manevi bağımız var hem de tek güvencemiz. Askeri anlamda, ekonomik anlama ve her açından Türkiye vazgeçilmezimizdir. Türkiye giderse biz açıktan kalırız. Adeta av haline geliriz. Saldırıya açık oluruz. Bizi Avrupa Birliği mi koruyacak. Hiç sanmıyorum. Türkiye’nin olmadığı bir anlaşmayı asla kabul etmem ve bunu söz konusu edenleri de asla affetmem.
Mehmet Erdoğdu (Turunçlu Muhtarı):
Eğer bir devlet haline geleceksek garantörlere neden ihtiyaç olsun ki. Ancak 1960 anlaşmalarına göre Kıbrıs adasının garantörler var. Madem garantör vardı neden 1960 ve 1974’teki olaylara engel olunmadı. Neden o kadar kan döküldü. Garantörler neredeydi. Gerçekleri söyleyen yok. Zaten ne Yunanistan ne İngiltere ne de Türkiye garantörlükten asla vazgeçmez.
İsmail Kozanoğlu (Akdoğan Muhtarı):
Kesinlikle Türkiye’nin olmadığı bir çözüm istemiyoruz. Asker çekilmeyecek, Türkiye olacak. Rumlara güvenmiyorum. Geçmişte neler olduğunu hepimiz biliyoruz.2004’ te bile Annan Planına hayır dediler. Bize hak vermek istemiyorlar. Vatandaş bile kabul etmiyorlar. İki ortağız. Ancak onlar bunu istemiyor. Hepsini istedikleri için bu hallere düştük.
Ayrıca Türk ordusu Rum’u bile koruyor. 74’ten beridir bir olay olmadı. Rumlarda buraya geliyor ve huzurlu bir şekilde Türk askerinin sağladığı barış ortamında gezip tozuyor. Ancak biz geçince darp ediyorlar, arabalarımıza zarar veriyorlar. Talat’ı bile dövmeye kalktılar.
Mustafa Tan (Beyarmudu Muhtarı):
Türkiye olmadan veya Türk askeri olmadan bir yaşam düşünemiyorum. Türkiye bizim huzurumuz, güvencemiz, Anavatanımız. Zaten karşı tarafa da güvenmiyorum. Onlarda iyi niyet yoktur. Ne olacağı belli mi. 1958, 1960 ve 1974’te marifetlerini gördük. Daha ne kadar yaşamamız gerekiyor. Bu nedenle Türkiye olmadan asla bir anlaşmaya sıcak bakmıyorum. Olmasın daha iyi.
Ömer Menderes (Gönyeli Muhtarı):
Türkiye’nin saf dışı kalacağı bir anlaşmayı asla kabul etmeyiz. Çünkü bizim Rumlara itimadımız yoktur. Ne yapacakları belli olmaz. Türkiye bizim güvencemiz, huzurumuzun teminatıdır.
Hüdaverdi Tutku (Karaoğlanoğlu Muhtarı):
Türkiye’nin garantisi olmadan bu adada yaşanmaz. Kıbrıs Türkü bunu asla kabul etmez. Özellikle geçmişi iyi bilenler Rumlara güvenilmeyeceğini de bilir. Türkiye olmadan var olmamız imkânsızdır. Türkiye bizim her şeyimizdir.
Nevzat Çakır (İskele - Boğaziçi Muhtarı):
Kesinlikle kabul edilebilir değildir, Onca şehit verildi, onca acılar çekildi. Türkiye’siz burada yaşam hakkımız yoktur. Rumlara asla güven olmaz. Ben köyüm adına konuşuyorum Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam etmediği, Türkiye’nin müdahale hakkının olmadığı bir anlaşmaya kesinlikle tartışmasız hayır diyoruz. Rumlara asla ve asla güvenmiyoruz. Askerimizin varlığı bizler için tartışma konusu değildir.
İsmail Arcan (Yeni Erenköy- Avtepe Muhtarı ):
Asla kabul etmeyiz. Geçmişini unutan halklar varlıklarını sürdüremezler. Bizleri Türkiye kurtardı. Rum zulmünden Türk askeri geldi de kurtulduk bir daha yaşadıklarımızın yaşanmayacağını kim nasıl garanti eder Türkiye’den başka. Özgürce yaşadığımız bu topraklar Türk askeri sayesinde vatan oldu. Kesinlikle kabul etmeyiz. Rum’a güven olmaz yeni nesil pek bilmez ama biz çok iyi biliriz kavga etmeye da gerek yoktur ama Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi müdahale hakkı olmayan bir anlaşmaya kesinlikle hayır.
Selim Çetil (Mehmetcik-Bafra Köyü Muhtarı):
Böyle bir şeye biz muhtarlar olarak olur vermeyiz. Olur, mu hiç köyle şey. Rumlara güvenimiz yoktur Türkiye giderse, Türk askeri çekilirse bizi bir kaşık suda boğarlar. Böyle bir anlaşmaya, böyle bir çerçeveye onay vermeyiz. Türkiye’nin müdahale hakkı olmazsa barışın teminatı da olmaz zaten. Kesinlikle hayır diyorum.
Raşit Özsağlam (Değirmenlik- Yiğitler Köyü Muhtarı):
Ben Yiğitler Muhtarı olarak Akıncı’nın ilk görüşlerine de karşıyım şimdiki görüşlerine de karşıyım. Ben bu memlekette doğdum büyüdüm bu memleketliyim gidip Amerikalarda yaşayamam. Hiç kusura bakmasın Türkiye’mize de laf söyletmem. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, askerimizin müdahale hakkı olmadan asla yaşayamayız. Böyle bir görüş söz konusu dahi olamaz, asla kabul edilemez. Kime sordu, sordu bu halka da oturdu karar almaya çalışır, asla kabul edilemez.
Mehmet Kulucan (Dipkarpaz- Kaleburnu Muhtarı):
Ne Guterres Çerçevesi ne de başka bir çerçeve eğer içinde Türkiye yoksa Türk askeri yoksa biz kesinlikle hayır deriz. Akıncı istediği çağrıyı yapsın, halka rağmen, Türkiye’ye rağmen bir şey yapamayacağına inanıyorum. Biz Türkiyesiz bir anlaşmaya evet demeyiz. Kesinlikle hayır hele ki askerimizin müdahale hakkı olmadığı bir anlama bir çerçeve görüşmeye dahi açık olmaması lazım.
Mesut Kazık (Lefkoşa- Haydarpaşa Mahallesi Muhtarı):
Olur, mu yahu öyle şey hiç. Türk askerinin olmadığı bir anlaşmaya müsaademiz yoktur olamaz da. Hele ki ileride asker gidecekmiş asla kabul etmeyiz. Rumlara güven olmaz her an bizi yutmak için bekler onlar. Kesinlikle kabul etmeyiz böyle bir çerçeveyi da anlaşmayı da.
İsmail Türk (Geçitkale- Yamaç Köy Muhtarı):
İmkânsız, asla olmaz. Türk askeri gidecekmiş, Türkiye olmayacakmış geçsinler bunları bu kabul edilmez, ben hayır derim. Rumlara güven mi olur ,asla olmaz. Türk askerimiz kalacak etkin ve fiili garantisi Türkiye’nin devam edecek en hayati konu bunlardır ve Kıbrıs Türkü için de vazgeçilmezdir. Kimse kusura bakmasın benden hayır.”
Olsan Karabardak (Yeni Boğaziçi- Şehitler Mahallesi Muratağa Muhtarı):
Bu toprakların her bir karesinde bir şehit yatıyor. Her bir karış toprağında bir çocuğun bir gencin kanı vardır. Türk askeri gelmeseydi bugün hiçbirimiz burada özgürce var olamayacaktık. Kimse Türk askerinin gitmesini konuşmasın. Herkesin bu Türk askeri neden geldi? Diye sorsun bence. Akıncı da sorsun Anastadiadis’e bakalım bu Türk askeri neden gelmiş diye. Türk askerin etkin ve fiili garantisi olmadan, Türk askerinin adadan ayrıldığı bir güvencesiz bir anlaşmaya asla evet demeyiz demeyeceğiz de. Bizlerin güvenliğini sadece Türk askeri, Türkiye sağlayabilir o kadar. Türk askerinin her türlü hakkının devam edeceği bir anlaşma olursa tamam ama zamana yayılacak ve eninde sonunda Türk askeri gidecek derlerse tartışmasız hayır diyorum.
Nejdet Ermetal (Beyarmudu – Pile):
Olmaz öyle şey. Kesinlikle kabul edilemez. Nasıl yani İngiliz’in askeri kalacak, Yunanın askeri kalacak Türk askeri gidecek diye bir şey söz konusu dahi olamaz. Ben kabul etmem. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi devam etmek zorundadır. Türk askerinin gittiği ve müdahale hakkının olmadığı bir anlaşma 10 sene ha sürer ha sürmez biz çocuklarımızı gençlerimizin geleceğini düşünmemiz lazımdır. Türk askerinin garantisinin olmadığı bir anlaşmayı kabul etmeyiz. Türkiye’nin garantisi devam edecek, Kıbrıs Türkünün hak ve menfaatleri eşit olarak kabul görecek aksi halde hepimiz 5-10 sene içinde yok olup gideriz.
Mehmetali Bebek (Lefkoşa- Mahmut Paşa Mahallesi):
Kesinlikle kabul etmem. Türk askerinin etkin ve fiili garantisi olmadan Türkiye’siz burada hepimizi eritirler. Rumlara güvenmiyorum can ve mal güvenliğimizi Türkiye’den Türk askerinden başka hiçbir gücün de koruyacağına garanti edeceğine inanmıyorum. Böyle bir planı da çerçeveyi de asla kabul etmem.