Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Almanya’da temasları çerçevesinde Alman haftalık haber dergisi Der Spiegel’e mülakat verdi.

Mülakat, “Kıbrıs ‘Tarihi Fırsat’” başlığıyla yayınladı.

Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Enformasyon Dairesi’nden verilen bilgiye göre, Özdil Nami, Almanya temaslarını değerlendirdiği mülakatta, Kıbrıs sorununa ve müzakere sürecine de değindi.

Nami, “Yeniden birleşme sürecinde Almanya’nın desteğini talep ettik. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar 40 yıl sonra nihayet bu adıma hazırdır, bu başarısızlığa uğramamalı, onun için buradayız” dedi.

Almanya’nın sürece olumlu katkıda bulunabileceğini vurgulayan Nami, Almanların Avrupa Birliği (AB) içerisinde güçlü ve yeniden birleşme konularında uzman olduğunu söyledi.

KKTC’nin uğradığı haksızlıkları seslendirdi

Kıbrıslı Türklerin AB üyesi olmadığına ve izolasyonlar altında yaşadığına dikkat çeken Özdil Nami, “Bugün üniversite öğrencilerimiz Erasmus ve Sokrates programlarına katılamıyor, işadamlarımız AB ülkelerinde doğrudan anlaşmalar akdedemiyor, Kuzey Kıbrıs’a doğrudan uçuşlar yapılamıyor” dedi.

KKTC’nin kalkınma düzeyinde nispeten daha geride olduğunu belirten Nami, altyapı, idare ve eğitim alanlarında AB standartlarına erişebilmek için özel bir programa ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Yeniden birleşmeyle ada etrafındaki gaz yatakları sayesinde Avrupa’nın Rusya’ya olan bağımlılığının azalmasının söz konusu olduğunu ifade eden Bakan Nami, “Bu konuda Avrupa’ya yardım edebiliriz” dedi.

“Başarısızlık bölünmüşlüğü kemikleştirir”

Birkaç ay içerisinde anlaşmanın imzalanmaya hazır hale gelebileceğine dikkati çeken Bakan Nami, “Ancak bunun için Rumların daha hızlı hareket etmesi gerekiyor” ifadesine yer verdi.

Müzakerelerin başarısızlığa uğraması ve adadaki bölünmüşlüğün daha da kemikleşmesi ihtimalinin sorulması üzerine Bakan Nami,“Hiç kimse iki devletli çözümü istemiyor. Asıl arzu edilen, adanın her iki tarafının da ileri safhada bir özerkliğe sahip olduğu federal devlet yapısıdır. Bunun için siyasi irade mevcuttur. Artık harekete geçilmesi gerekiyor” dedi.