Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, KKTC ile Türkiye’nin doğal kaynaklar konusunda her zaman tek yanlı hareketlere karşı çıktığını ve tüm tarafların işbirliği yapması gerektiğini savunduğuna işaret etti.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “işbirliği çağrılarımızı reddederek tek yanlı adımlar atmaya devam eden Rum tarafı, haklarımızı korumak için attığımız mukabil adımları çığırtkanlık yaparak kendi gasp girişimlerini gizleyemez” denildi.
Kıbrıs Rum tarafının, uluslararası hukuka göre özel bir konuma sahip olan Doğu Akdeniz Bölgesi’ne en uzun kıyısı bulunan Türkiye’nin kıta sahanlığı bölgesine girdiği aşikar olan bir alanda, aynı zamanda kendisinin de kabul ettiği gibi Kıbrıslı Türklere de ait olan bir alanda, yine kendisinin yaptığı gibi faaliyetler yapılmasını haksız ve anlamsız şekilde “istila” olarak tanımlamasının aslında kendisinin ne yapıyor olduğunun itirafı olduğuna işaret edilen açıklamada “Rum tarafı ‘istila’ görmek istiyorsa, bu alanlarda kendi attığı tek yanlı adımlara bakmalıdır” denildi.
“Haklarımızı gasp etme girişimlerinizi gizleyemezsiniz”
Açıklamada “Bu kadar yıldır sürekli olarak Kıbrıslı Türklerin haklarını gasp etmeye çalışan Kıbrıs Rum liderliğinin, kendi hakları için tutarlı bir biçimde söylediklerini yapmaya yönelen KKTC ve Türkiye’ye bu şekilde ‘istila’ ve benzeri kavramlarla dil uzatmaya çalışması bizzat kendisinin haklarımızı gasp etmeye yönelik eylemlerini gizleme girişiminden başka bir şey değildir” ifadelerine yer verildi.
“Tutarlı olun”
KKTC ve Türkiye’nin hidrokarbon kaynakları konusundaki baştan beri tutumu ve atmış olduğu adımların hem barışçı hem de tutarlı olduğuna işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Asıl tutarsızlık, bir yandan bu kaynaklar Kıbrıslı Türklere de aittir derken, diğer yandan Kıbrıslı Türklerin iradesi yok sayılarak bu kadar yıldır tek yanlı faaliyetlerde bulunmaktır. Bir diğer tutarsızlık ise, bu kaynaklar her iki halka da aittir derken, bunların sadece Kıbrıslı Rumlar tarafından kullanılmasına rıza göstermek, seyirci kalmak ve hatta Rum tarafının savunuculuğunu yapmaktır.
Bu olgular ışığında, gerek Kıbrıs Rum tarafını gerekse uluslararası toplumu, tutarlı olmaya davet ediyor, bu kaynaklar her iki halka da aittir şeklindeki sözlerinin gereğini yapmaya çağırıyoruz.”