Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Arzu İzveren, Mehmet Vechi isimli zanlının ölümü ile neticelenen olayın sorumlularının ivedilikle ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. İzveren, Lefkoşa Mahalli Barosu’nun olayın takipçisi olacağını belirtti.
İzveren, Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde gerçekleşen ve Mehmet Vechi isimli zanlının intiharıyla neticelenen olayla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, olayın tüm toplum genelinde infial yarattığını kaydetti.
İzveren, Polis teşkilatının zanlıların hayat-vücut bütünlüğü ve can güvenliğini sağlamak zorunda olduğunu vurgulayarak, bundan sonraki süreçte Başsavcılığın, hassasiyetle soruşturma yürüteceği bir dönem olacağını belirtti. İzveren, ivedilikle olayın sorumlularının ortaya çıkarılması gerektiğine dikkat çekti.
Mahkeme emri ile tahkikat amacıyla Vechi hakkında tutukluluk emri alındığını anımsatan İzveren, “onun hayat-vücut bütünlüğünden ve can güvenliğinden sorumlu olan yine aleyhine tutukluluk emri alan Polis Teşkilatı’dır” dedi.
“Ciddi ve ağır ihmal”
Polis Genel Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamanın, 3’ncü kata çıkarılıp, kendisine emarelerin gösterileceği sırada, zanlının polis memurlarını etkisiz hale getirip kendisini merdiven boşluğuna bıraktığı yönünde olduğuna işaret eden İzveren, bu söylem ve/veya bu açıklamanın ilk nazarda ciddi ve ağır bir ihmalin varlığını ortaya koyduğu görüşünü ileri sürdü.
Açıklamasında, “Polis Teşkilatı zanlıların hayat-vücut bütünlüğü ve can güvenliğini sağlamak zorundadır. Şayet bunu sağlayacak durumda değil iseler o zaman zanlı aleyhine nasıl tutukluluk talebinde bulunabileceklerdir” ifadelerine yer veren İzveren, merhumun Avukatı ile ailesinin ciddi işkence iddiaları bulunduğunu söyledi.
İzveren, zanlının ölümü, gerekse ölmeden önceki periyot zarfında işkence görüp-görmediğinin açıklığa kavuşmasının, kamu menfaati ve vicdanı için gerekli olduğu kadar Polis Teşkilatı’nın güvenilirliğini sağlamak için de elzem olduğunu kaydetti.
“Halkın zihnindeki soru işaretleri kalksın”
“Şayet bir ihmal var ise, ihmali olanlar aleyhine cezai kovuşturma ve/veya disiplin kovuşturması yapılması son derecede önemlidir” diyen İzveren, toplumda bu olay ile ilgili halkın zihninde soru işaretleri kalırsa, Polis Teşkilatı’na güvenin sarsılacağını vurguladı.
Zanlının bahse konu cinayeti işleyip-işlemediğinin Mahkemenin vereceği kararla belli olacağını ifade eden İzveren, zanlı cinayeti işlemiş olsa bile, bu kişinin polis nezaretinde ölmesinin mantıklı ve makul bir açıklaması olamayacağına dikkat çekti.
“Zanlılar kameralı ortamda tutulmalı”
Bugün hala Polis Teşkilatı’nda sorgu odalarında ve/veya hücrelerinde ve/veya ahar surette zanlıların tutulduğu hücrelerde kamera sistemi bulunmadığına dikkat çeken İzveren, “Dolayısıyla mahkemeden temin edilen tutukluk sürelerinde ne olduğu, neler yapıldığı, zanlıların nelere maruz kaldığı hususları maalesef sadece Polis Teşkilatının yapacağı açıklamalara kalmıştır. Halbuki; gelişen teknoloji çağına ayak uydurmak, en azından Zanlıların kameralı ortamlarda tutulmaları gerekmektedir” dedi.
Zanlıların hala ufacık, dar, havasız, insan sağlığına aykırı bir şekilde hücrelerde, insan haklarına aykırılık teşkil edebilecek ortamlarda tutulmasının, kişinin depresyona girmesine sebep bir durum olduğunu da ifade eden İzveren, belirsizlik, başına ne geleceğini bilmemenin de buna eklenmesiyle kişinin psikolojik çöküntüye girmesinin kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
Güncelleme Tarihi: 07 Temmuz 2014, 10:21