banner564

Statükonun devamı

Cumhurbaşkanlığı, Rum liderliğinin yen gibi sunduğu ‘Güven Yaratıcı Önlemlerin’ eski öneriler olduğunu bildirdi

Statükonun devamı
banner598

Cumhurbaşkanlığı, Rum liderliğinin uluslararası platformlarda yeni bir girişim olarak lanse ettiği sözde "Güven Yaratıcı Önlemlerin", müzakeresi defaatle yapılmış ve federasyon müzakereleri gibi başarısızlıkla sonuçlanarak, tüketilmiş eski önerilerden başka bir şey olmadığını bildirdi. 
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından veya BM aracılığıyla geçmişte yapılan tüm kapsamlı uzlaşı önerilerini olduğu gibi, tüm Güven Yaratıcı Önlem paketlerini de reddeden tarafın Kıbrıs Rum tarafı olduğunun unutulmaması gerektiği belirtildi.
 “Rum liderliğinin, Kıbrıs Türk halkını tahakkümü altına alma ve baştan beri var olan müktesep egemen eşitlik haklarından ödün vermesini sağlamak maksadıyla yürütmekte olduğu girişimlerin, bu defa, Güven Yaratıcı Önlemler kisvesi altında devam etmekte olduğu görülmektedir” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: 
“BM gözetiminde devam eden ortak zeminle ilgili çalışmalara yoğunlaşmak yerine, uzlaşmaz tavrını gizlemek maksadıyla Rum liderliğinin ortaya koyduğu tutum, güven yaratmak yerine bu konudaki çabaları daha da zedelemektedir.
İki taraf arasında, güven yaratabilecek önlemlerin, iki tarafın eşitliğine saygılı, her iki tarafa fayda sağlayacak, eşitlik gereği taraflardan birinin diğeri üzerinde yetki ve egemenlik kullanması anlamına gelmeyecek ve iki tarafça kabul edilebilecek önlemler olacağı konusunda mutabakat varken, Rum tarafının, adanın tek hâkimi ve tek egemeni iddiası ile Kıbrıs Türk tarafının müktesep egemen eşitliğini görmezden gelmesi anlamına gelecek önerileri ‘Güven Yaratıcı Önlem’ kılıfıyla ortaya koyması kabul edilemezdir.”
Açıklamada, Kıbrıs Rum tarafı kadar egemen olan Kıbrıs Türk tarafının, iki tarafın meşru müktesep haklarına ve ortak rızaya dayalı "gerçek" Güven Yaratıcı Önlemleri ele almaya hazır olduğu kaydedildi.
Her iki tarafa ait olduğu tüm taraflarca kabul edilen Kıbrıs adası etrafındaki doğal kaynaklara dair Temmuz 2019 tarihli işbirliği önerilerinin, üzerinde mutabık kalınan prensiplere uygun ve halen masada olduğuna dikkat çekilen açıklamada, gerçekten güven yaratmak hedefleniyorsa, Kıbrıs Rum tarafının kaynaklarla ilgili her türlü işlemde iki tarafın birlikte karar vereceği, eşitliğe dayalı bir mekanizma yaratılmasını içeren öneriyi değerlendirmesi gerektiği ifade edildi. 

Anastasiades şiddetle kınandı
Öte yandan Cumhurbaşkanlığı, Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı müdahalenin bir benzerinin de adada yaşandığını; Kıbrıs’ta da “yasadışı işgal” bulunduğunu iddia eden Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiades’i şiddetle kınadı.
Cumhurbaşkanlığı ayrıca Rusya-Ukrayna krizine hassasiyet belirten, tepki gösteren ve kınayan ilgili taraflara çağrıda bulunarak, uluslararası hukukun 59 yıldır ayaklar altına alındığı ve Kıbrıslı Türklerin en temel insan haklarından dahi yoksun yaşamaya mahkum edildiği Kıbrıs'taki duruma artık sessiz kalmamalarını istedi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Rusya-Ukrayna krizini istismar ederek, kendilerinin 1963 yılında ortaklık Kıbrıs Cumhuriyetini işgallerini örtbas etmek maksadıyla Kıbrıs'ta da ‘yasadışı işgal’ bulunduğunu iddia eden Rum Lider Anastasiades'in yaptığı bu benzetmenin, Kıbrıs Rum Liderliği’nin Yunanistan'la iş birliği içinde 1963'ten bu yana Ada'da işlediği suçlara bir kez daha dikkat çekmemizi gerekli kılmıştır” denildi.
Açıklamada, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiades’in, Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesini, uluslararası antlaşmalardan doğan hak ve sorumluluklarını kullanarak hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların can ve güvenliğini sağlayan ve böylelikle Kıbrıs adasında barış ve huzur ortamı yaratan Türk ordusuna ve Türkiye Cumhuriyeti'ne dil uzatmak için kullanmaya kalkması da kınandı.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki halkın eşit egemen iradesini kullanarak kurduğu bir ortaklık devleti olduğu belirtilen açıklamada, bu ortaklık devletinin Rum ortağın şiddet kullanarak devleti işgali sonucu yıkıldığı, mevcut yapının bir Kıbrıs Rum devletine dönüştüğü ve şimdiki haliyle Kıbrıs sorununun bu işgalle başladığı, Yunan Cuntası'nın 1974'te Ada'daki iş birlikçileriyle yaptığı darbe sonucu söz konusu işgal yeni ve daha kapsamlı bir boyut kazandığı vurgulandı. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473