Yakın Doğu Üniversitesi'nin “Director's Cut Venus” filmi Londra’nın merkezinde İngiltere prömiyerini yaptı. Yönetmen Tamer Garip’in, filmin başrol oyuncusu Jolie Myatt ile birlikte Curzon Victoria sinemasındaki gösterime katıldığı, izleyiciler arasında İngiltere sinema sektöründen ünlü isimlerin bulunduğu, prömiyere İngiliz ve Türk işadamlarının da katıldığı bildirildi.

Yakın Doğu Üniversitesi’nden yapılan açıklamaya göre, gösterimin ardından Yönetmen Tamer Garip ve Başrol oyuncusu Jolie Myatt, Independent Film Trust ve Raindance Festival yöneticilerinden Neil McCartney’nin yönettiği soru-cevap etkinliğine katıldı. İzleyicilerin birçoğunun yönetmeni “Kıbrıs sorunuyla ilgili bu kadar güçlü bir tarihi film” yaptığı için överken, birçok izleyicinin de bu filmin devamı niteliğinde olacak ve 19 Temmuz 1974 tarihiyle son bulacak bir filminin yolda olup olmadığını öğrenmek istediği kaydedilen açıklamada, Garip’in, ilk filmi tamamlamanın 10 yıl sürdüğünü ancak gerekli bütçeyi bulur bulmaz yeni filme başlamak istediğini belirttiği ifade edildi.

En yeni sinemalarından biri

 Açıklamada şöyle denildi:

“Londra’nın en yeni sinemalarından biri olan Curzon Victoria’da bulunan kalabalık, filmin yönetmen tarafından montajı yenilenerek Venüs ismi verilen yeni versiyonunu izledi. 90 dakikalık film, genç bir kızken Kıbrıs’ta kaybolan ailesinin başına gelenleri araştırmak için yola çıkan bir İngiliz kadının, Yasemin’in (Jolie Myatt) hikayesini anlatıyor. 1950 ve 1960’larda geçen filmde, Yasemin’in hikayesi bu küçük Akdeniz adasında meydana gelen trajik olaylara ayna tutarak, Kıbrıslı Rumlar ve Türkler arasındaki korkunç çatışmaya dair birçok ayrıntıyı ortaya koyuyor. Filmde ayrıca Cengiz Bozkurt ve Jonny Lee Kemp de rol alıyor. Filmdeki rolü ve rolüyle ilgili en çok sevdiği şeyin ne olduğu sorulduğunda Myatt, şöyle yanıt verdi: ‘Kıbrıs tarihiyle ilgili ne kadar az bilgim olduğunu fark ettiğimde gerçekten utandım. Birçok kişi gibi ben de Kıbrıs’ı bir turizm destinasyonu olarak görüyorum. İşte bu yüzden bu film çok önemli.’. Jolie Myatt sözlerine şunları da ekledi: ‘İnsanlarınızın sıcak ve samimi konukseverliğini çok seviyorum. Lapta’da yaşadığımda kendimi evimde gibi hissettim ve geri dönmeyi hiç istemedim.”