Meclis Başkanı ve CTP-BG Cumhurbaşkanı adayı Sibel Siber önceki gün Geçitkale ve Akova köylerini ziyaret ederek adaylığıyla ilgili bilgi verdi. Siber köy ziyaretlerinin ardından Gazimağusa’da Suriçi bölgesindeki esnafı ziyaret etti.

Siber, adaylardan bazılarının gizli oyları olduğunu söyleyerek övündüğünü belirterek, kendine oy verecek olanların bunu gizlemediğini, açıkça destek verdiklerini belirtti.

"Gizliliğe değil, açıklığa ve şeffaflığa ihtiyacımız var" diyen Siber, oy vermenin demokrasi gereği olduğunu ve değişimi gerçekleştirmek için insanların 19 Nisan’da kararlılıkla ve inançla sandığa gideceklerini belirtti.

Ziyaretlerinde gençlere değinen Siber, gençlerin sorunları ve kaygılarının kendisi için önemli olduğunu, göreve gelmesi durumunda oluşturulacak Gençlik Çalışma Grubu’nun çalışma yapacağı alanlarını paylaştı.

“Toplumun geleceği onların elindedir ve onların hayatına bugünden dokunmalıyız” diyen Siber, cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulacak grubun, bir yandan gençlerin hayatın her alanında karşılaştığı sorunlara birlikte çözümler üreteceğini, bir yandan da onların mutlu ve sağlıklı bir toplum hayaliyle ülkemizin geleceğini biçimlendireceklerini kaydetti. Bu bağlamda Gençlik Çalışma Grubu’na bağlı Yaratıcı Gençlik İnisiyatifi çatısı altında ‘Kırsal Kesim Gençlik Ağı’, ‘Gençliğe Sosyal Sorumluluk’, ‘Genç Girişimcilik Bankası’, ‘Genç Garanti Sistemi’, ‘Uluslararası Etkin Gençlik’, ‘Gençlik Engel Tanımaz’, ‘Genç Kültür Masası’ gibi projelerin değerlendirileceğini ve tüm toplum kesimlerinin etkin katılımıyla yeni projelerin geliştirileceğini belirtti.

Siber, “Yıllardır makamlarda olan iki aday şimdi tecrübeyi bahane ederek gitmek istemiyorlar. Bir taraftan da cumhurbaşkanlığında Genç Masası kuracaklarını iddia ediyorlar. Pratikte gençlere yönelik ne yapıldığını sorgulamak lazım. Siyaset lafla değil icraatla bir anlam kazanıyor. Artık gençlerin boş laflara karnı tok” dedi.

Geçitkale ve Akova ziyaretlerinde yaptığı konuşmada Siber, Eroğlu’nun seçim kampanyasını eleştirerek ‘Eroğlu demek KKTC demek’ denildiğini ve bunun son derece yanlış ve tehlikeli bir söylem olduğunu savundu.