banner564

‘Sakın uzatma’

İrsen Küçük’ün ‘Başbakan’ olduğu halde seçim kaybettiğini anımsatan Soyer, şimdiki Başbakan Özgürgün’e erken seçim tavsiyesinde bulundu

‘Sakın uzatma’
banner598
Çiğdem AYDIN 
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, sine-i millete gitmeye gerek olmadığını vurgulayarak, “Biz bunun olumlu bir sonuç vereceğini düşünmüyoruz. Halk iradesine gidilmesi gerekiyor” dedi. 
Sine-i millete gitmenin sağlıklı bir yol olmadığına işaret eden Soyer, bu yıl çıkmadan seçim yapılmasını istedi. Diyalog gazetesinin sorularını yanıtlayan Ferdi Sabit Soyer önemli açıklamalar yaptı. İrsen Küçük’ün ‘Başbakan’ olduğu halde seçim kaybettiğini anımsatan Soyer, şimdiki Başbakan Özgürün’e erken seçim tavsiyesinde bulunarak, “Artık bu süreyi uzatmaya çalışan,  kendi sonunu hızlandırır. Sn.Hüseyin Özgürgün, bu biçimi uzatacağı her gün kendinin UBP başkanlığındaki ömrünü ve Başbakan olarak ömrünü sonlandıracağı güne koşar adım gitmesi demektir” dedi. Ülkedeki en büyük krizlerin UBP’nin tek başına iktidarı zamanlarında olduğunu savunan Soyer, başkanlık sistemi değil ancak, sistemi değiştirmek için anayasal değişikliğe ihtiyaç olduğuna işaret etti. 
CTP milletvekili Ferdi Sabit Soyer’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Soru: Erken seçim deniliyor ama henüz resmi bir tarih yok. Bu durumun bu şekilde devam etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Cevap: Bizi gerek yatırım iklimi gerekse yapılmayan yasal değişiklikler ve gelişen global dünya ekonomisine paralel dövizin yansımaları bekliyor. Yarın eken seçime gidilmesi kaçınılmazdır. 2018 yılına büyük ölçüde yeni bir enerji, yeni bir irade ile bu gelen ekonomik krizi rahatlıkla göğüsleyebilecek bir siyasal atmosferi bu toplumun yaratmaya ihtiyacı vardır. Aksi takdirde bugünkü biçimle devam ettiği takdirde, 2018 kayıp yıl değil, büyük ölçüde yıkım yılı olarak bu ülkede yaşanacak. 

“Sine-i millete gitmenin olumlu sonuç vereceğini düşünmüyoruz”

Soru: Ülkedeki duruma bakıldığı zaman tüm muhalefet hatta sokakta hükümete tepkiler var. Siz parlamentoda bulunan tüm muhalefet olarak Sine-i millete gitmeyi düşünüyor musunuz? 

Cevap: Bu noktada daha rahat bir tartışma ortamına ihtiyacımız olduğu kanısındayım. Geçmiş dönemlerde de bunu çok yaşadık. Özellikle iki binli yıllarda sürekli olarak bu taleplerle çok karşılaştık. Biz bunun olumlu bir sonuç vereceğini düşünmüyoruz. Halk iradesine gidilmesi gerekiyor. 1990’da denedik. 1993’e kadar denedik ama 3 yıl toplum büyük ölçüde sıkıntılar yaşadığını gördük. Bunun sağlıklı yolu, bu yıl çıkmadan bir seçime gitmektir. Siyaset hazır değil buna, hazır olsunlar. Halk hazır mı? Değilse, hazır olsun. Çünkü bu aşamalarda artık bir takım krizler oluşmuşsa, çıkmazlar oluşmuşsa, bunların tek bir çözüm mercii vardır, o da halk platformudur. Başka hiçbir çözümü yoktur. 

Soru:  Başbakan,  ülkedeki icraatlarla ilgili oy oranının yüzde 40 olduğunu belirtti. Görüşünüz nedir? 

Cevap: Bugünkü hükümet ömrünü uzatmaya çalışan, her siyasetçi bilisin ki, uzatacağı her gün kendi sonuna daha da yaklaşıyor. Bu bakımdan artık bu süreyi uzatmaya çalışan, kendi sonunu hızlandırır. Sn. Hüseyin Özgürgün bunu Ulusal Birlik Partisi Başkanı olarak ve aynı zamanda Başbakan olarak 7 defa düşünmek zorundadır. Bu biçimi uzatacağı her gün kendinin UBP başkanlığındaki ömrünü ve Başbakan olarak ömrünü ve siyasette kişi olarak varlığını kesinlikle sonlandıracağı güne koşar adım gitmesi demektir. Başbakanın şu anki bakış açısı kendi kendini aldatmadır. Bu aldanışa Sn. İrsen Küçük zamanında düştü ve bunun bedelini ağır ödedi. Bu aldanışa ve bu mağrurluğa Sn. Eroğlu da düştü ve bedelini çok ağır ödedi. Bu bakımdan Sn. Özgürgün bu yaklaşımı ile büyük ölçüde kendi sonunu hızlandırır. Bunca tartışmanın olduğu bir noktada bir kısım kabul edilmez uygulamaların olduğu ve UBP tabanının bile büyük ölüde infial içerisinde olduğu bir aşamada Sn. Özgürgün büyük ölçüde kendi sonunu hızlandırıyor. Bir siyasetçi bu gerçeği gözüne bant takarak görmezden gelemez. Ne kadar gözünü kapatsa da bunun basıncı, sıcaklığı, enerjisi gürültüsü her şekliyle hatırlatacak. Kendi gözünü kapatması başkalarının da bunu görmediği anlamına gelmez. Sn. İrsen Küçük’ün ve Sn. Eroğlu’nun zamanındaki pozisyonlarını gözden geçirmesi gerekir. Bunu bir siyasi rakibi olarak söylemiyorum, bunu bu memlekette son nefesine kadar yaşayacak olan bu memleketin bir ferdi olarak söylüyorum. 

“İnsanları kıyma gibi kıymaya hakkımız yok”
Çünkü artık bu memleket ve siyaset sahnesi kıyma gibi kıyılmış ve bir kenara atılmış siyasetçilere de ihtiyacı yoktur. O kadar çok insanı kıyma gibi kıyıp bu mekanizmanın içinde bir kenara atıyoruz. Bu çerçeveye de artık bu toplumun ihtiyacı yoktur. Ne sağ ne sol nerede olursa olsun insanları kıyma gibi kıymaya hakkımız yoktur. Bu nedenle UBP artık erken seçimi gündemlerinde tutmalıdır ve halka gitmelidirler.

“Anayasal değişikliğe ihtiyaç var”

Soru:  Koalisyon hükümetlerinden bu toplum çok çekti. Olası bir seçim halinde tek başına iktidara gelebilecek bir siyasal yapı görebiliyor musunuz şu anda? 

Cevap: “Elbette ki bu koalisyonların sıkıntıları vardır ve koalisyonların büyük problemleri vardır doğrudur. Ama memleketteki en büyük krizler daima UBP ‘nin tek başına iktidarı zamanlarında oldu. Bana göre bu sistemi bitirmek için Anayasal değişikliğe büyük ihtiyaç vardır. Geçmiş dönemde yapılan bir Anayasa değişiklik referandumu duvara vurdu ve o gün de söyledim, bu ülkedeki siyasal yaşamı 12 Eylül Anayasası etrafında kilitlenmesini devam ettiriyor. O dönem yapılan değişikliklerden bir tanesi belli yasal örneğin bütçeler, ekonomi ile ilgili, dış politika ile ilgili konular haricinde meclis açılabilmesi için illaki 26 yeter sayısı istemezdi. Böylece bu koalisyon hükümetlerindeki şantajları minimuma indirirsiniz. Yani herhangi bir meclis oturumunu açmak için 14 milletvekili gerekecek, 14 milletvekili meclise girecek ve açılacak. O 14 milletvekili mecliste bütçe, ekonomi ile ilgili konular hariç diğer konular oylanıp geçebilecek. O zaman iktidar da, muhalefet da koştura koştura meclise gidecek ve aynı zamanda gerek iktidarın içerisinde gerekse muhalefetin içerisinde çizgi milletvekili olmayacak. Ben onlara çizgi vekil derim. 26 vekil isterseniz meclisi açasınız değil mi ‘girmem içeriye bana bunu vermezsen’  diyemeyecek bir milletvekili ve böylece siyasetin şantajla şekillendirilmesi büyük ölçüde ortadan kalkacak, koalisyon hükümetleri de partileri de rahatlayacak. 

Soru: Erken seçim ne getirecek? Bu sistemin değişmesi gerekmiyor mu? Sonuç 3 aşağı 5 yukarı olacak değil mi? Başkanlık sistemi için ne düşünüyorsunuz?

Cevap: “Bu ülkenin seçim sisteminde büyük ölçüde karma oy olgusu da var, tercih olgusu da var ve sistem olarak baktığınızda seçmene en fazla seçme hakkı veren sistemlerden biridir. Siyaseti düzenlemenin seçmenin elinde olduğu güzel bir sistemdir bizim sistemimiz. Bana göre Başkanlık sistemi değil Anayasal değişikliğin tartışılması gerekiyor.”

Güncelleme Tarihi: 31 Mayıs 2017, 11:35
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474